"Tüze olmayan yerde, Düzen olmaz." Türk Atasözü *** Töre, Han'dan büyüktür. (Yasalar ve hukuk sistemi; Ülkeyi yönetenlerin üzerindedir) Töresiz il olmaz. (Hukuksuz, yasasız, adaletsiz; ülke olmaz) Töre kalmazsa, il kalmaz. (Devlet ve toplumu hukuk sistemi ayakta tutar) (Türk Atasözlerimizden) *** Adalet, Devletin Temelidir. (ATATÜRK) Tüze: Adalet ve Hukukun öz Türkçe karşılığıdır. Tüze'nin diğer Türkçe eş anlamlısı da Töre'dir. Töre aynı zamanda; Devlet Düzeni ve Türk Toplumdaki geleneksel kurallar bütününü ifade eder. Töre, Tüzeye göre daha geniş ve kapsamlıdır. Nasıl ki; "Hukuk" sözcüğü köken olarak Arapça "Hak" sözcüğünden gelir. Tüze sözcüğünün Türkçe kökeni de; Tüz/Düz'den yani "Doğru" olmaktan gelir. Birşeyi düzeltmek yani eğriyi doğrultmak, bir şeyi düzene koymak düzenlemek hep "Tüz/Düz" kök sözcüğü ile türetilmiştir. Yine Tüzük, Düzen gibi sözcüklerde Tüz/Düz sözcüğünden türetilerek Türkçemize kazandırılmıştı
Kayıtlar
Ocak, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Töre, Han'dan büyüktür. (Yasalar ve hukuk sistemi; Ülkeyi yönetenlerin üzerindedir) Töresiz il olmaz. (Hukuksuz, yasasız, adaletsiz; ülke olmaz) Töre kalmazsa, il kalmaz. (Devlet ve toplumu hukuk sistemi ayakta tutar) (Türk Atasözlerimizden) *** Adalet, Devletin Temelidir. (ATATÜRK) *** Bilimin olmadığı yerde, cehalet Özgürlüğün olmadığı yerde, esaret Adaletin olmadığı yerde ise; sefalet, Zulüm ve haksızlık egemen olur... Fatih Mehmet Yiğit
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
TARHANA: KOMUTANLARIN AŞI Tarhana Türklerin en eski aşlarındandır. Tarhana aşının adını Tarhun bitkisinden aldığı bilinsede Tarhana ismi etimolojik köken olarak; antik çağlardan beri Türkçede üst rütbeli Tarhun/Tarkan İsmi ile Türk komutan unvanı olması nedeniyle Tarhana çorbasının adını Tarhan/Tarkan'dan almış olması kuvvetle muhtemeldir. Bu açıdan bakıldığında Tarhana aşı "komutanların aşı" olarakta tanımlanabilir. Türk Bozkır kültüründe sabah ve akşam öğününün Tarhana çorbası ile açılması da Tarhana aşının Türk mutfak kültür ve geleneğimizdeki yerini göstermesi açısından oldukça önemlidir. Bilindiği kadarıyla Tarhana Anadoluya Türkistan coğrafyasından Oğuz ve Türkmen boylarınca getirilmiştir. Türk akınlarıyla Balkanlara kadar ulaşmıştır. Macar mutfak kültüründe benzer adla yöresel bir aşın bulunması da bu aşın Hunlardan beri bilindiği tezini kuvvetlendirmektedir. Tarhananın yapılış şekilleri ve malzemeleri yöresel olarak değişse de ana unsur (mayalama) aynıdır. Buğda
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
I. Fâriğ olmam eylesen yüzbin cefâ sevdim seni Böyle yazmış alnıma kilk-î kazâ sevdim seni Ben bu sözden dönmezem devreyledikçe nûh-felek Şâhid olsun aşkıma arz u semâ sevdim seni Yüzbin cefâ etsen vazgeçmem, sevdim seni. Kaza ve kader kalemi alnıma böyle yazmış; sevdim seni. Dokuz gök döndükçe bu sözden dönmem: Sevdim seni; yer, gök, aşkıma şâhit olsun. 2. Bend-i peyvend-î dilim ebrû-yı gaddârındadır Rişte-î cem'iyyetim zülf-i siyeh-kârındadır Hastayım ümmîd-i sıhhat çeşm-i bîmârındadır Bir devâsız derde oldum mübtelâ sevdim seni 2. Gönlümün bağlantısı, zâlim kaşındadır; Zihnimin manevi bağı siyah saçlarındadır. Hastayım, sıhhate kavuşma ümidim, hasta gözlerindedir. Devâsız bir derde düştüm: sevdim seni. 3. Ey hilâl-ebrû dilin meylî sanâdır doğrusu Sûy-ı mihrâba nigâhım geç-edâdır doğrusu Râ kaşından inhirâf etsem riyâdır doğrusu Yâ savâb olmuş ve yâ olmuş hatâ sevdim seni 3. Ey hilâl kaşlı, gönlün meyli sanadır doğrusu ; Mihrâba doğru bakışım biraz geç oldu doğrusu. Râ harf
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
İyi ol, kötü olma İyilik yap, gösteriş yapma... (Türk Atasözü) “Tanrı insanı yarattı, seçti, yüceltti. Ona bilim ve erdem verdi, Dilini açtı, gönül verdi Güzel davranış biçim verdi Bilim verdi yükseltti o gün. Anlayış verdi çözüldü düğüm. Tanrı kime verse anlayış bilim O pek çok iyiliğe uzatır elin.” Kutadgu Bilig TÜRK BİLGELİĞİ
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yönetimde liyakat ve adalet sağlanmadığında; Adil gelir dağılımı ve sosyal adalette sağlanamaz. Bu da o toplumda; yoksulluk ve haksızlığa neden olur. Yönetimde Liyakat ve Adaleti sağlamanın yolu en bilge ve en erdemli kişiyi, işi bileni iş başına geçirmekle, sınırsız, sorumsuz yetkiler yerine, sınırlı, sorumlu, denetlenebilir yetkilerle donatmakla, keyfiyeti ortadan kaldırmakla; tarafsız, bağımsız yargı, fırsat eşitliğinin sağlanması ve şeffaf, denetlenebilir Demokratik, Hukuk sisteminin tesisi ile mümkündür ancak. Fatih Mehmet Yiğit
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Nerede yaralı bir kuş görürsen Sar kanadını kolunu Nerede yardıma muhtaç görürsen Yardım et, tut elini *** İyiler ölse de; iyilik ölmez İyilik yaşar, iyiler yaşadıkça... *** Dermansız dert vermesin Allah Dertlerimize derman versin Allah *** Yağlı bir kemik için köpeklik yapanlar Boyunlarındaki tasmadan kurtulamazlar... Kurt Baba Fatih Mehmet Yiğit
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Müslüman Türk kardeşlerimiz soruyor. Allah zamandan mekandan münezzehken Tanrı nasıl göğe çekiliyor ve Gökte oluyor? Bu arkadaşlara Kuran'ı okumalarını tavsiye ederim. Birçok ayette ve hadiste Allahın gökte olduğu ve bir gün "gammami" denilen göksel bir araçla kıyameti* gerçekleştirmek üzere döneceği açık bir şekilde ifade edilmektedir.(Türkler kıyamet* gününe "Kalgançı Çak" veya "Ulu Gün" derler") Kuran'da "gammami" bulut şeklinde yanlış olarak kuran meallerine çevrilmiştir. Oysa Kuranda "bulut" sehab olarak geçer. "gammami" gizli ve örtülü olan bulutları yaran boyut açan anlamına gelir. Türk Gök-Tanrı inancına göre ise; yaratılışın tözü ve özü Tanrının ışığı yani ışık, yaruk/aydınlıktır. (Bilge Eren Yunus Emre ve Kaygusuz Abdal gibi birçok eren eserlerinde ve şiirlerinde bunu anlatır.)Modern bilim buna (foton, elektron) gibi atomaltı parçacıklar demekte Evren bundan ve ışığın türevlerinden yaratılır. Toturdan
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
HUN/NART BOYU TÜRK MİTOLOJİSİNDE BİG BANG GENİŞLEYEN EVREN VE YILDIZLARIN YARATILIŞI: "Eski eski, çok eski zamanlarda Tanrı'nın tepesinde olduğu dokuz-gökte Bir duman topağı yaşarmış, Kendi başına yüzer-uçarmış, Kızdığı zaman gökleri birbirine katarmış, Göbeğinden de durmadan dönermiş, Üçten dokuza çoğaltır genişlermiş, Küçük dumanları durmadan avlarmış İçine yutarmış . - Öyle de duman, bir zaman, kocaman Ana Duman'a dönüşmüştü. Az mı oldu ... Çok mu oldu ... Ana Duman büyük oldu, Kenarından parça parça dumanları atar oldu Parçalar da sarma sarma kendi yolun tutar oldu. Parçalara bilgi gerek Toplandılar örek örek, Kızıştılar, tartıştılar, Yarış yarış koşuştular, Büyüklere yapıştılar. Akın akın toplandılar, Nefes nefes konuştular, Göğüs göğüs çatıştılar, Yavaş yavaş barıştılar ... Tek başına asılan da, Toplu fikri paylaşan da, Kaçıp giden, geri dönen. Küsen, üzgün, pişman olan En sonunda sarmaş- dolaş barıştı Tengri'ye gidmek kararlaştı. Az
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Dünya Dinleri ve Dinler tarihini araştırırken hep şu sorular aklımı kurcalamıştı: Dinlere göre madem Dünya imtihan Dünyası, Yaratıcı neden imtihana gerek duydu? Dünyanın İmtihan yeri olması için eşit şartlarda sınav olması gerekmez mi? Yani; insanların kimisi zengin kimisi fakirken, kimi güçlü kimi zayıfken, kimi kültürlü kimisi eğitimsizken, kimi Tanrı'yı bilir kimi bilmezken; eşitlikten ve eşit bir sınavdan nasıl söz edebiliriz? Yine madem Dünyada ilahi adalet var. Yeryüzünde bunca zulüm ve haksızlık neden var, Tanrı neden göz yumuyor? Bu soruların cevabını Altay Yaratılış Destanında buldum: Altay Destanına göre Tanrı, Dünyayı ve Evreni imtihan yeri olarak yaratmıyor. İnsanı özgür bir varlık olarak yaratıyor sonra bir takım olaylar sonucu erlik ve ona uyan insanlara kızıyor. Her ikisini de cezalandırıyor. Yine de yarattıklarına pek kızmıyor çoğu kez affediyor. İnsanları Dünyaya gönderse de yinede onların bazı şeyleri öğrenmesi yaşamlarını devam edebilmeleri için Gökoğlunu ve
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
TÜRK ALTAY YARATILIŞ DESTANININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ: Ulu Tanrı buyurdu ki: Adımı andıkça sen, ulusum olacaksın. Bana tâbi kaldıkça, kut bulup dolacaksın!... Görür benim gözlerim, bütün iyilikleri! Gözümden de hiç kaçmaz, silin kötülükleri!... (Türk Altay Yaratılış Destanından) İçeriği üzerinde yeterince düşünülmeyen, günümüzde pek bilinmeyen destanlarımızdan birisi de; hiç şüphesiz Türk Altay Yaratılış Destanıdır. Destandaki pek çok unsur sembolizmle anlatılmıştır. Destandaki dikkat çekici unsurlar ise şunlardır: Herseyin yaratıcısının Tanrı/Kuday olduğunu, Evrendeki Yaratılışın temel maddesinin Su (suyu meydana getiren H2O hidrojen atomu) olduğunu, Tanrı'nın varlık deryasında önce ruhu (melekleri) yarattığını Destanda daha sonra erlik adını alacak olan Kişinin (Yardımcı Ruhlardan/Meleklerden olan kişinin) aç gözlülüğü ve kibrine yenik düşerek Tanrı'nın katından kovulmasını,burada aynı zamanda kibir ve açgözlülüğün kötü olduğu da anlatılmakta ve kişinin Erlik adını almasını.
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Sümer/Kenger Yazılı Tabletleri İnsanlık tarihini daha doğrusu Uygarlık tarihini (MÖ bilinmeyen tarihde gercekleşen Büyük Tufan öncesi) 349.200 ila 241.000 yılları öncesine kadar götürür. Tabletlerdeki farkın nedeni ise; büyük Tufan sonrası dönemin hesaplanması ile alakalıdır. Sümer Kral Listelerinin yazılı olduğu çivi yazılı Tabletlerde uygarlık tarihi: "Krallık Gökten indirildiğinde" sözü ile başlar. Yani demem o ki; İnsanlık ve Uygarlık tarihi bilinenden daha eski olabilir. Fatih Mehmet Yiğit https://web.archive.org/web/20070406015855/http://www.b17.com/family/lwp/things/antediluvian_king_lists.html
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
STRATEJİK AKIL VE TERÖRLE MÜCADELEDE: “Göz odur ki dağın arkasını göre, Akıl odur ki başa geleceği bile.” (Türk Atasözü) “Yolunda yürüyen bir yolcunun, yalnız ufku görmesi kâfi değildir. Muhakkak ufkun ötesini de görmesi ve bilmesi lazımdır.” (ATATÜRK) 40 yıldır bir terör örgütünü aynı adamlar yönetiyor ve birisini bile öldürememişsen, örgütün beyni ve lider kadrosunu imha edememişsen, örgütün elebaşını bile asamayıp beslemiş onunla çözüm süreci altında pazarlık yapmışsan terörle mücadelede başarılı olamazsın 40 yıldır örgütün mali ve lojistik kaynaklarını, uluslararası dış destek ve bağlantılarını, insan kaynağı ve ideolojik fikri altyapısını kurutamadıysan başarılı olamazsın, 40 yıldır Terör örgütü sınırının dibinde (Suriye ve Irakta) kamplar kuruyor, son 10 yılda ise; sözde Demokratik özerklik adı altında bölgede yönetim ve hakimiyet kuruyorsa ve buna karşı bölgede topyekün temizlik yapıp, bataklığı kurutamayıp bölgeyi hakimiyet altına alamadıysan başarılı olamazsın,