FATİH MEHMET YİĞİT

  Saka Yakut Türklerinde Erdemli bir insanda bulunması gereken 9 özellik:  1. Sevmek; Sevgi dolu olmak 2. Doğayı korumak; Tanrı'nın yaşattığı Doğa ve Canlıları korumak, çevreyi kirletmemek. 3. Düzgün çalışmak; İyi bir insan olmak için gayret göstermek, işinde dürüst ve çalışkan olmak. 4. Bilgi sahibi olmak; Bilgi ve düşünce sahibi olmak. Okumak, düşünmek, sorgulamak. Bilgelerin yolundan gitmek. 5. Meslek sahibi olmak; Geçimini sağlayacak meslek sahibi olmak.  6. Gerçekçi olmak; Akıl ve Bilim yolunu takip etmek. 7. Derin bilgili olmak; Varolan ile yetinmemek bilgide derinleşmek ve ilerlemek.  İlerici olmak.  8. Üretken bir yeteneğe sahip olmak; Üretim hakkında bilgi ve yetenek sahibi olmak, uygulamada her alanda üretmek. 9. Tanrıya inanmak; Ulu Tanrı'nın varlığını bilmek, Tanrı yolunu takip etmek, Töreden ayrılmamak, iyi bir insan olmak. Saka Yakut Türkçesi ile: 1. Taptaa; 2. Ayılğanı xaristaa; 3. Sataan ülelee; 4. Sübeleex buol; 5. İdeleex buol; 6. Cini batis; 7. Dirin biliilen

  TÜRK, TÖRELİ İNSAN OLMAKTIR... Türk, Türkçe konuşan, Türk Kültürüne ve uyruguna sahip insan olmanın dışında; Töreli insan anlamına da gelmektedir. Töreli ise; Ahlak ve Erdem sahibi,  (Kötülük, haksızlık, hırsızlık yapmamak, haksız yere cana kıymamak, başkasının malına, canına, ırzına tecavüz etmemek, doğa ve canlılara zarar vermemek, iyilik yolunu tutmak, yalan konuşmamak gibi) Evrensel Hukuk ve Yasalar ile Tanrı buyruğuna uyan bu ilkeleri kabul eden buna uygun yaşayan Töreyi egemen kılmak için mücadele eden ve savaşan, erdemli insan demektir.  Atatürk’ün "Ne mutlu Türk'üm diyene" sözünde ifade edilen mana budur.  Nitekim Atatürk'ün Hakikat nerede? Şiirinde yeralan: "Türk sadece bir milletin adı değil,  Türk bütün adamların birliğidir." Kutlu sözündeki felsefi, derin mana budur. Bu nedenle Türk olmanın yolu önce Töreli; Ahlaklı, Erdemli, Yasalı olmaktan geçer.  Bunun içindir ki Atalarımız ve Analarımız Töreyi hayatlarının merkezlerine koymuşlardır. Töresiz

"En tu boca hay un panal, de mieles En tu aliento escucho ya, tu voz Por tus ojos y tu boca Por tus brazos y tu pelo Por tus lágrimas y voz, me muero" İspanyolca sevgiliye şiir Ağzında bal peteği var  (Ağzından bal akıyor) Nefesinde artık sesini duyuyorum Gözlerin ve ağzın için, Kolların ve saçların için, Gözyaşların ve sesin için ölüyorum

  Harâm ile hamir tuttu cihânı, Fesâd işler eden hürmetli oldu. Peygamber yerine geçen hocalar, Bu halkın başına zahmetli oldu. Ulu Türk Bilge Eren  Yunus Emre Günümüz Türkçesi ile: Haramzadeler ile cahiller (eşekler) köşebaşlarını tuttu Kötü, gayrimeşru işler yapanlar itibar görür oldu. Dini istismar eden kendini peygamber yerine koyan (ruhban sınıfı) din adamları söz ve eylemleri ile; Halka doğru örnek olmadı. Zulüm, meşakkat eder oldu. Sanki günümüzü anlatmış Bilge Erenimiz... Fatih Mehmet Yiğit

ULU TÜRK ALPEREN: SARI SALTUK BABA  "Yalan söylemeyin, adil olun, halkı hoş tutun, haramdan sakının, kul hakkından uzak olun. Kimseden ah alıp beddua ettirmeyin." Türk Alperen Sarı Saltuk Baba  *** “Yiğitte dört maharetin her biri her an gerektir demişler:  -Ok atmak (Usta bir savaşçı ALP olmak), -Okumak/yazı yazmak (BİLGE ve Öğrenen olmak),  -Suda yüzmek (sağlıklı, zinde, güçlü ve sportmen olmak),  -Yiğit iken gezmek (keşfetmek,  yeni yerler görmek, ufkunu geniş tutmak).   (Sarı Saltuk) bu dört mahareti de iyi bilirdi. SALTUKNAME (Sarı Saltuk Destanından) *** Sarı Saltuk; Anadolu, Rumeli ve Balkanların Türk Yurdu olmasında büyük yararı olan Türkistan Yesevi Ocağında pişen Türk Bilge Eren H.Bektaş'ın elinden kut alan Ulu Türk Alp Erenidir. Rivayete göre  Hacı Bektaş, Sarı Saltuk'u çobanken bulur onu irşad eder, Er olarak yetiştirir. Kılıç ve şed (kur) kuşatır. Bir yay ile 7 ok verir. "Seni Rum ülkesine saldık." Der. Ulu Abdal ve Kiçi (küçük) Abdalla birlikte

  "Kimsenin Lûtfuna Olma Tâlib Bedeli Cevher-i Hürriyettir"  Vatan Şairi Namık Kemal

  -İnsan, özünün aynasıdır- İnsan, kendisinin aynasıdır. İçinde ne varsa dışına o yansır... Kurt Baba Fatih Mehmet Yiğit  *** İyilik içimizin sağlığı, güzelliği, düzeni; kötülük ise, hastalığı, çirkinliği ve çürüklüğüdür. Platon, Devlet

  Camilerde miting yapanların, Kuranla oy toplayanların, dini siyasete alet edip dini istismar edenlerin, "bize oy vermeyenler cehennemliktir." Diyenlerin Ortaçağda parayla sahte cennet satan (Endülijans), günah affeden kilise papazlarından farkı yoktur. ENDÜLİJANS: ALLAH İLE ALDATAN, SAHTE CENNET SATANLAR iyi okusun: ''Sakın, aldatan sizi Allah ile aldatmasın!'' (Lokman 33, Fátır 5; Hadid 14). Saldırgan ve zalimler, işgal ettikleri kürsüleri korumak için, elde edemedikleri ve çok uzağında bulundukları insani faziletlere sahip olanları aşağılarlar.Amaçları hükmetmek ve din tacirliğidir. Oysa kendileri dinden yoksundur.Çünkü bir şeyin ticaretini yapan onu satar, sattığı ise artık kendisinin değildir. Kim din tacirliği yaparsa onun dini yoktur.  (Kindi - İlk Felsefe Üzerine) Ruhbancılık; dini ve kutsal değerleri şahsi, ticari ve siyasi çıkarlarına alet edip dini istismar eden din ve siyaset adamlarının kutsal dini değerleri istismar ederek, Tanrı ile kul arasına

Çocukken rahmetli dedem köyde, davarların kenelerini ayıklardı. "Bunları temizlemezsen hayvanın kanını emer, hayvanı zayıf düşürür, sürüye hastalık yayar, hayvanları telef eder" derdi. Yolsuzluk yapanlarda, kamu ve ülke kaynaklarını yağmalayan haksız çıkar sağlayanlarda memleketin kanını emen keneler gibidir. Bunlar temizlenmedigi takdirde. Milletin satın alma gücü düşer. Enflasyon artar. Ülke ekonomisi zayıflar. Bugün enflasyon neden yüksek, soğan neden 30 lira, et neden 300 lira? Bu sorunun cevabıda bir nedeni de budur aslında.  Asalak misali milletin, memleketin kanını emen kenelerin temizlenmesi, ülkenin kalkınması ve toplumun ekonomik refahı için şart. Sözde; yerli ve milliler Özde ise; Kene gibiler Sırtımızdan geçinmekteler Kanımızı, iliğimizi emmekteler Bu da yetmezmiş gibi; Ülkeye; kaçak, yabancı doldurup Türkiyeyi Türksüzleştirmekteler. Ne "yerli milli"si? 100 yıllık sinsi projeler... Fatih Mehmet Yiğit

  ON OKUN HİKAYESİ Oğuz Kağan, Dünyayı fethedip Adaletle yönetsede;  Her insanoğlu gibi O da bir gün yaşlanmış, Çünkü "Zamanı;  Tanrı yaratır, kişioğlu hep ölmek için varmış"  Oğuz Kağan, uçmağa giden kutlu yolun yakın olduğunu anladığında  Toy kurup çocuklarını başına toplamış.  Tanrı'nın Birliğini, Törenin yolunu anlattıktan sonra: "Sadaklarınızdan bir ok alın ve kırın" Diye emretmiş  Hepsi sadaklarından birer ok çıkarıp  tek olan oklarını kırmışlar.  Bunun üzerine Oğuz kağan çocuklarına: "Şimdi on ok çıkarın ve kırın" Diye emretmiş.  Çocukları sadaklarından onar ok çıkarmış ne kadar denedilersede hiçbiri on oku kırmayı başaramamış.  Oğuz Kağan çocuklarına : "Çocuklarım bir ve beraber olmazsanız işte şu zayıf tek ok gibi kırılır dağılırsınız,  Ama birlik içinde, bir arada olursanız kimse sizi bölemez parçalayamaz şu On Ok gibi bir ve beraber olunuz." Diye öğüt vermiş Bu öğüt Oğuz oğullarının kulaklarına küpe, ruhlarına düstur olmuş  Türkler

TÜRK KÜLTÜR VE İNANCINDA "OK GİBİ OLMAK" VE "OKUMAK": -OK TAMGASI: Türk kültür ve sembolizminde "OK" tamga ve sembolü; doğruluğu, dürüstlüğü, (okumayı) bilgiyi ve gücü sembolize eder. Aynı zamanda Koruyucu Amaçlı kullanılan bir sembolüdür.Türkler, bilge insan yetiştiren müesseselerine “okul” adı vermiş, “okumak” kelimesi de “ok olmak/bilge ve erdemli olmak” manasında “ok” kelimesinden türeyerek dilimize yerleşmiştir. *** Okul; genç beyinlere, insanlığa hürmeti, millet ve memlekete sevgiyi, şerefi, bağımsızlığı öğretir. Bağımsızlık tehlikeye düştüğü zaman onu kurtarmak için izlenmesi uygun olan en doğru yolu belletir..! ATATÜRK *** Okumak, bilgi pınarıdır; Bilgi, ömrün ışığıdır. Oku da bil, Okuv - bilim bulağı, Bilim - ömir şırağı. Okı da bil, (Kazakistan) Türk Atasözü *** Okun tüz gide Okunun ucu kırılmaya Türk Alkışı (Türk Dilek Sözlerinden; Alkışlar, Kargışlar/Doç.Dr.Sami Akalın Kültür Bakanlığı, Ankara-1990, Halk Kültürünü Araştırma Dairesi Yayınları