ON OKUN HİKAYESİ


Oğuz Kağan, Dünyayı fethedip Adaletle yönetsede; 

Her insanoğlu gibi O da bir gün yaşlanmış,

Çünkü "Zamanı;  Tanrı yaratır, kişioğlu hep ölmek için varmış" 

Oğuz Kağan, uçmağa giden kutlu yolun yakın olduğunu anladığında 

Toy kurup çocuklarını başına toplamış. 

Tanrı'nın Birliğini, Törenin yolunu anlattıktan sonra:

"Sadaklarınızdan bir ok alın ve kırın" Diye emretmiş 

Hepsi sadaklarından birer ok çıkarıp  tek olan oklarını kırmışlar. 

Bunun üzerine Oğuz kağan çocuklarına:

"Şimdi on ok çıkarın ve kırın" Diye emretmiş.

 Çocukları sadaklarından onar ok çıkarmış ne kadar denedilersede hiçbiri on oku kırmayı başaramamış.

 Oğuz Kağan çocuklarına : "Çocuklarım bir ve beraber olmazsanız işte şu zayıf tek ok gibi kırılır dağılırsınız, 

Ama birlik içinde, bir arada olursanız kimse sizi bölemez parçalayamaz şu On Ok gibi bir ve beraber olunuz." Diye öğüt vermiş

Bu öğüt Oğuz oğullarının kulaklarına küpe, ruhlarına düstur olmuş 

Türkler Oğuz Kağanlığından sora kurulan buduna "On"  

Bir sonraki Kağanlığa ise "Ok" ismini koymuşlar. 

Daha sonra bir birinden ayrı düşen oklar bir bir dağılıp parçalanmış

Hun Kağanı Mete, Türk budununu Ok ve Yay çeken Oğuz boylarını bir bayrak altında toplasada bir süre sonra Hunlarda dağılıp parçalanmış. 

Kutluk/İlteriş Kağan, Çin'e başkaldırıp Türkleri esaretten kurtarıp Gök-Türk Kağanlığını kurduğunda 

Oğuz Atanın sırrını taşıyan Bilge Tonyukuk;

 İlteriş-Kutluk Kağanın yardımına koşmuş, el vermiş danışmanı olmuş 

Dört yanı düşman sarsada, aşinanın dişi kurdun çocukları Oğuz Atanın "On Ok" öğüdünü unutmamış, Kutluk Kağana daima hatırlatmış

Bilge Tonyukuk kitabesine:

 " Yuyka erkli tupulğalı ucuz ermiş, yinçge erklig üzgeli ucuz. Yuyka kalın bolsar tupulğuluk alp ermiş Yinçge yoğun bolsar üzgülük alp ermiş.

Yufka olanın delinmesi kolay imiş, ince olanı kırmak kolay. Yufka kalın olsada delinmesi zor imiş. İnce yoğun olsa kırmak zor imiş." Diye Oğuz Atanın buyruğunu yazdırmış...

Aradan asırlar geçse de;

Cengiz Han, Oğuz Atanın buyruğu unutulmasın diye bu öğütü "Gizli Tarihçe"ye yazdırmış.

Türkler bir çok devlet kursada 

Yaylar gibi gerilip Oklar gibi yayılsada 

Oğuzların kınık boyu Atayurttan akın akın göçerek dayanmış Anadolu ya 

Selçuk Bey, yurt tutmuş Büyük Selçuklu Devletini kurmuş. 

O'da kocayıp uçmağa kavuştuğunda 

Selçuklu saltanatı Tuğrul ve Çağrı Beye kalmış 

Tuğrul Bey, Çağrı Beyi yanına oturtup sadağından bir ok alıp kırmasını söylemiş

Çağrı bey sadağından bir oku alıp kolayca kırmış

 Bunun üzerine Tuğrul Bey, kardeşi Çağrı'ya sadağından on ok alıp deste halinde kırmasını emretmiş 

Çağrı Bey ne kadar zorlasada deste halindeki On oku bir türlü kıramamış 

Bunun üzerine Tuğrul Bey, Çağrı Beye demiş ki : " Kardeşim birlik olmaz, ayrılırsak işte şu tek ok gibi bölünüp parçalanırız

Ama bir ve  beraber olursak, bölünüp parçalanmayız" 

Tuğrul ve Çağrı beyler birlik olmuş Türk Devletini büyütmüşler... 

Sultan Alparslan, Türk Komutan Erdem'e öğüt ve nasihat verirken On Okun hikayesinin bir benzerini anlatmış Nizamü'l Mülk Oğuz oğulları unutmasın diye bu kıssayı "Siyasetname"sine yazmış 

Aradan yıllar geçmiş Selçuklu devleti de parçalanıp dağılmış  

Uluğ Sultan Alaeddin Keykubat, Türkmenleri tekrar ayağa kaldırsada

Zehir içirilip Şehit edilimiş Anadolu Selçuklu Türk Devleti de bir süre sonra  dağılıp parçalanmış

Türkmenler öksüz kalmış, başsız kalmış

Türkmen beyleri Ahi babaları dört bir yandan gelip bir araya toplanıp hal çare aramış 

Ertuğrul Beye Ahi Evren Kırşehirde Dua eylemiş, şed bağlamış, kılıç kuşatmış 

Ol esnada Ahi Evren talebesi Şeyh Edebali, Hacı Bektaşi Veli, Baba İlyas torunu Aşık Paşa, Ahi pirleri, Bektaşi babaları, Tapduk Emre Erenleri, Baba İlyas Evlatları, Oğuz Türkmen beyleri el pençe divan hep huzurdaymış 

Ahi Evren huzurda bulunanlara Oğuz Kağan'ın "Ok hikayesini,  Alplik, Ahilik düsturlarını"  bir bir anlatmış  Aşık Paşa bu hikayeyi can kulağı ile dinlemiş Türk milleti Oğuz Atanın buyruğunu unutmasın diye "Garipnamesine" yazmış ...

Aradan asırlar geçsede üç kıta hakimi, büyük cihan devleti, koca Çınar Osmanlı Türk Devleti'de gün gelip parçalanmış 

Türklerin elinde bir avuç Anadolu kalsa da; düşman onada göz koymuş 

Türk Yurdu, çaresiz kalmış 

Batıda Efeler, Zeybekler, Kızanlar,

 Karadenizde bıyıklarından tüy çıkmamış delikanlılar, 

Temeller,Dursunlar,Çepniler,Topal Osmanlar

Anadolu da seymenler, Karaca Kurtlar,

Doğuda Diyap Ağalar, Yiğit dadaşlar,

Güneyde Gözü kanlı Maraş beyleri, Ökkeşler,Antepliler, Urfalılar,Adanalılar 

Karakol teşkilatı ,Teşkilatı Mahsusacılar,

Kara Kalpaklılar

Yurdun dört bir yanında yüzbinlerce vatan evladı, 

Kadınlar,kızlar, kocamış ihtiyarlar 

Tahsin beyler , Kılıç Aliler, Ali Çetinkayalar

Sütçü İmamlar,Sarıklı hocalar

Şahin beyler, Kara yılanlar 

Kara Fatmalar, Şerife bacılar

Bir bir ateş yakıp ayaklanmışlar

Kızıl Oğuz Türkmen Başbuğunu aramışlar

19 Mayısta Samsuna ayak basınca Gök-Gözlü Bozkurt, 

Etrafında toplanmış kahraman koca ittihatçı paşalar, 

Kazım beyler,İsmet Paşalar, Fevzi Paşalar 

Celal Bayarlar,Sakallı Nuriler daha nice paşalar 

Kongreler kurup "Vatan bir bütündür parçalanamaz" diye Misakı Milliyi hep bir ağızdan haykırmışlar

Vatanı bir baştan bir bir başa dolaşıp Çeteleri birleştirip Milli Kuvva Ordu kurmuşlar.

Bir gün Gazi Mustafanın yolu düşünce Hacı Bektaş'a

Hacı Bektaşın huzurunda Cemalettin Efendi Oğuzun "On Ok" sırrını fısıldamış Atatürk'ün kulağına...

Türk Milleti "On Ok" gibi Birlik olup düşmanı yurttan atınca

 Atatürk Oğuzların şu şiirini haykırmış dünyaya:


Gafil, hangi üç asır, hangi on asır 

Tuna ezelden Türk diyarıdır. 

Bilinen tarihler söylememiş bunu 

Kalkıyor örtüler, örtülen doğacak, 

Dinleyin sesini doğan tarihin, 

Aydınlıkta karaltı, karatıda şafak 

Yalan tarihi gömüp, doğru tarihe gidin. 

Asya'nın ortasında Oğuz oğulları, 

Avrupa'nın Alplerinde Oğuz torunları 

Doğudan çıkan biz, Batıdan yine biz 

Nerde olsa, ne olsa kendimizi biliriz 

Türk sadece bir milletin adı değil, 

Türk bütün adamların birliğidir. 

Ey birbirine diş bileyen yığınlar, 

Ey yığın yığın insan gafletleri 

Yırtılsın gözlerdeki gafletten perde, 

Dünya o zaman görecek hakikat nerede, 

Hakikat nerede?


Fatih Mehmet Yiğit

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar