Kayıtlar

Ocak, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
Resim
Soğuklar zalimdi, kışlar amansız; Kuşlar yuvalardan düşerdi cansız; Vuruştuk yaralı, hasta, dermansız; Ne aman istedik, ne aman verdik.
Resim
Barış Manço Fransa'da bir televizyon kanalının canlı yayınına konuktur. Küstah bir spiker vardır ve Barış Manço ile dalga geçmektedir. Sürekli, " İşte Türk, yani barbar, vahşi vs... " ... demektedir... Barış Manço daha fazla dayanamaz ve spikere " Yanınızda kâğıt para var mı? " diye sorar! Bu soruya spiker şaşırır ve " Evet var ama n'olacak " der. Barış Manço ısrar edince spiker cebindeki kâğıt paraları çıkartır. Bu olaydan az önce Barış Manço canlı yayında "Anahtar" adlı şarkısını söylemiştir. Bu şarkının bir bölümü şöyledir: " Beş Akif- bir Saat Kulesi, iki Kule-bir Fatih, beş Fatih-bir Mevlana, İki Mevlana-bir Sinan" (Barış Manço / Anahtar şarkısı / Darısı Başınıza Albümü / 1992). Bu şarkı bir matematik sorusudur ve şarkıda adı geçen kişiler o dönemdeki Türk parası olan banknotların arkasında fotoğrafı olan kişilerdir... Barış Manço spikere sorar: " Bu paranızda fotoğrafı ol
Resim
Ne diyordu degirmenci dayı; Bu nasıl çark ulan! Buğday bizim ezilen biziz.. Un olan biz, aç kalan hepimiz, Kim bu doymak bilmeyen serefsiz..
Resim
Türkistan Semerkant’ da bulunan Göktürk Parası. Kadın ve erkek eşitliği o dönemde var ve Türklerin o dönemden bu yana kullandıklarını söylediği ay yıldız sembolü. Paranın arkasında kendi Hükümdarlık Tamgaları..7-8. yüzyıllar.
Resim
Uluğ Başbuğ Atatürk’ün Kuvayi Milliye tanımı şu şekildeydi: “Hükümet merkezi düşmanların şiddetli çemberi içindeydi. Siyasal ve askeri bir çember vardı. İşte böyle bir çember içinde yurdu savunacak, ulusun ve devletin bağımsızlığını koruyacak kuvvetlere emrediyorlardı. Bu biçimde yapılan emirlerle, devlet ve ulusun araçları temel görevlerini yapamıyorlardı. yapamazlardı da. Bu araçları savunmanın birincisi olan ordu da ordu adını korumakla birlikte, elbette temel görevini yerine getirmekten yoksundu. İşte bunun içindir ki yurdu savunmaktan ve korumaktan ibaret olan temel görevi yerine getirmek, doğrudan, doğruya ulusun kendisine kalıyordu… İşte buna Kuvayi Milliye diyoruz.”
Resim
''Mutlak monarşi, mutlak egemen-şah, şehinşah, kral vd. sistemler yapısı gereği daima diktatör ve despot doğurur. Mutlak hükümdarı öve öve, yarıtanrı derecesine çıkarta çıkarta adaletli şah, kral aramak kadar sersemce bir düşünce olamaz.'' Ebulfez Elçibey
Resim
Etrafındaki çıkarcı gurubu sevmezdim, dini siyasete alet etmesini de. Ancak; Erbakan hoca, Allah rahmet etsin ülkesi için çalışan samimi bir politikacıydı. Kıbrıs barış harekatında büyük destek verdi. Türkiyedeki bir çok fabrikanın temelinde onun gayreti var. Türk halkını ne enflasyon canavarına nede bankalara ezdirmedi. Denk bütçe yaparak tarihe geçti. Gerçek anlamda milli idi. İçerden ve dışardan birlik olup yıktılar. En çokta dost bildikleri vurdu onu;  çünkü Erbakan Siyonizm ve BOP karşıtıydı. Fatih Mehmet Yiğit
Resim
"Biliyorsunuz ki tacidarlar, hükümdarlar ve özellikle kendilerine "Allah’ın Gölgesi" diyen padişahlar, memleketi kendi mülkü ve bütün temel unsur olan milleti de yine Allah tarafından kayıtsız şartsız emrine boyun eğen bir kitle sanarlar."   ATATÜRK Özellikle de; Tanrı ile kul arasına giren Tanrıdan rol çalıp kendisini Tanrı gibi görüp insanlar üzerinde hükmetme ve ceza verme yetkisini kendinde gören, kutsal dini duyguları istismar eden, Dini ve kutsal değerleri şahsi ve siyasi çıkarları için kullanan, kurumsal olan veya olmayan tüm dinlerin ruhban sınıfı ve dini istismar eden, Allah ile aldatan,dini şahsi ve siyasi çıkarları için maske yapan siyasetçiler; Tanrı'nın en büyük düşmanıdırlar ve Cehaletten beslenirler. Türkçüler olarak tüm dinlere ve inancını yaşayan dindar insanlara saygımız vardır.Bu açıdan din, inanç ve ibadet özgürlüğünden yanayız.Ancak Ruhbancılığa ve din istismarına karşıyız. Tanrı insanları hür ve özgür yaratmıştır. İnsan sadece Tanrıya ta
Resim
Resim
'ŞAMAR OĞLANI'NIN İLGİNÇ HİKAYESİ 16. ve 17. yüzyıllarda feodal düzenin hakimiyeti sonucu, üst sınıf ve alt tabaka arasındaki uçurum iyice açılmıştı. Öyle ki soylu kesim, kendisini halktan çok üstün görüyor ve onlarla herhangi bir yakın temas kurmaktan kaçınıyordu. Dolayısıyla saray mensubu ve asilzade çocuklarının halkın arasına karışıp, onlarla aynı dersliklerde eğitim almaları düşünülemezdi. Doğal olarak en iyi hoca ve alimler, saray, şato ve konaklara bu çocukların ayağına getiriliyordu. Ancak o dönem eğitim sırasında dayak ve cezalandırma çok yaygındı ve tabi ki bu yöntemin soylu çocuklar üzerinde kullanılması mümkün değildi. BİRİ SUÇ İŞLİYOR, DİĞERİ DAYAK YİYOR İşte buna çözüm olarak alt tabakadan olan bir çocuk, ders sırasında bu dayağı yemek için hazır bulunuyordu. Asilzade çocuğunun işlediği her hatada şamar ve sopayı bu çocuk yiyordu. Diğer bir ayrıntı da, derse katılan bu halk çocuğunun birşeyler öğrenmemesi için sağır kimseler arasından seç
Resim
“Kaybedeceğini bile bile neden mücadele ediyorsun” Dedi, Öleceğini bile bile yaşadığını unutmuştu o an. Bozmadım… *** “Bekle” dedi, gitti. Ben beklemedim, O da gelmedi… Ölüm gibi bir şey oldu, ama kimse ölmedi…” *** “Benimle bir ömür geçer mi ki?” dedim… “Senle geçirmeye ömür yeter mi?” dedi. İşte bu bana bir ömür yetti… *** İlk “O” kulda sınıfta kaldım ben. Sonrası malum; hala “O” kuldayım. *** Dün sabaha karşı, kendimle konuştum. Ben hep kendime çıkan bir yokuştum. Yokuşun başında bir düşman vardı, Onu vurmaya gittim, kendimle vuruştum… *** Aşk; görmekten çok özlemeyi sever, Dokunmaktan çok düşlemeyi. Ve aşk öylesine haindir ki, Nerde imkansız varsa gider onu sever. *** Ne cenneti merak ediyorum, Ne de cehennemi; Çünkü ben annemi gülerken de gördüm, ağlarken de. *** Sana bir şiirler olmuş sevgilim, Yüzün gözün söz içinde. Hangi imla kitabbına baksam, “Ben” den ayrı yazılıyorsun. *** Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin, Kocaman denizler
Resim
TÜRKÇE YERYÜZÜNDEKİ İLK DİLDİR ! ***Atatürk'ün Türk Dili Çalışmaları ve Güneş Dil Teorisi*** Araştırmaları arasında Atatürk'ü en çok etkileyen Sırp asıllı olup Viyana Üniversitesinde Doğu dilleri üzerine doktora yapmış olan Dr.Phil Herman F.Kvergic'in 1935 yılı Ocak ayında hazırlayıp Atatürk'e gönderdiği "La Psycologie de quelques elements des Langues Turques" (Türk dillerindeki bazı öğelerin psikolojisi) adlı 41 sayfalık basılmamış tezidir. Bu tezin dayandığı ana görüş : Türkçe, yeryüzüdeki ilk dildir; sonradan oluşan dillerdeki sözcüklerin çoğu bu dilden türetilmiştir. ‘’BU DİL HARİÇTEN YURDA GETİRİLMEMİŞTİR. BİLAKİS BU DİL TÜM DÜNYA DİLLERİNE GÖTÜRÜLMÜŞTÜR. BU DİLİN BİR ADI VARDIR: TÜRK DİLİ !... DİLİNDE ÜSTÜNLÜĞE ERİŞEMEMİŞ BİR MİLLETİN KÜLTÜRÜ DE EĞRETİ BİR KÜLTÜR OLARAK KALIR.’’ AFET İNAN Prof.Dr.Zeynep Korkmaz (Türk Dili Öğretim Üyesi), "Cumhuriyet döneminde Türk Dili" adlı yapıtında, I.Türk Dili Kurultayında sunulan tezlerle
Resim
Yağlı bir kemik için köpeklik yapanlar Boyunlarındaki tasmadan kurtulamazlar... (Fatih Mehmet Yiğit) STALİN'İN TAVUĞU Sovyetler Birliği'nin Lenin'den sonraki lideri Stalin, bir gün bütün askerlerini etrafına toplamış. Hepsi el pençe etrafında bekleşirken komutanlarına dönüp, "Halkı kendinize nasıl bağlarsınız?" diye sormuş... Her kafadan bir ses çıkmış; kimi iyilikten bahsetmiş, kimi paradan; kimi de hoşgörüden... Stalin, el pençe divan bekleşen askerlerine şöyle bir bakmış ve "Bilemediniz!" diye haykırmış. "Şimdi size göstereceğim halkı nasıl kendinize bağlayacağınızı. Bana bir tavuk getirin çabuk!" demiş. Şaşkınlık içinde koşuşturarak bir tavuk bulup getirmişler yüce Stalin'in önüne.  Stalin, başlamış tavuğun tüylerini tek tek yolmaya. Tavuk acıdan bağırırken, Stalin de bir tek tüy bırakmamış üzerinde. Nihayet bütün tüyleri yolunan tavuğu yere indirip, bahçe kapısını da açıp hayvanı serbest bırakmış.  Can
Resim
Venezuela 2009 - 2019 Halkını yoksulluğa ve sefalete mahrum etmek, aslında ülkesini emperyalizme kendi elleriyle teslim etmektir. Milleti için çalışmayan, üretmeyen, milliyetçi ve halkçı olmayan tüm yönetimler açlığa ve sefalete mahkum olur... Fatih Mehmet Yiğit
Resim
"Suyu çaydan kızı soydan al."
Resim
GÖKTÜRK MİTOLOJİSİ Göktürk Mitolojisinde biz Türk milletine adını veren ve adı “Türk” olan bir “Ata’dan” bahsedilir. Göktürklerin Aşina boyundan gelen bu Ata, ilk ateşi yakan ve Kögmen dağlarında milletini donmaktan kurtaran Atadır. Ve işte “O millet”, “ONU” kendine “Baş” seçer ve adına ATA-TÜRK der. Biz hala bu Atanın yaktığı ateşi taşır ve “O” Atanın ismini kullanırız. Yani “TÜRK” ismini..“O” İLK ATEŞİ yakan ve Türk OCAĞINI şekillendirip, kendi milletine armağan eden Türk'tür.  Sakha Türkleri Kurt Postu giyerek her yıl bu mitolojiyi tekrar ederler. Nuray Bilgili. ATATÜRK VE BOZKURT Ord. Prof. Dr. Fuat Köprülü’nün BAŞBUĞ ATATÜRK'e  Türkiyat Enstitüsü’nün ambleminin nasıl olması gerektiğini  sorduğunda BAŞBUĞ ATATÜRK şu cevabı vermiştir: “Karlı Tanrı Dağları'nın önünde ”ELİNDE MEŞALE TUTAN BİR BOZKURT” olsun, bu meşale genç Türkiye Cumhuriyeti'nin  ilminin ifadesi olsun. Ergenekon'dan çıkmamızda kılavuz olan BOZKURT, TÜRK'lüğün Anadolu
Resim
"Eşit olmayanlar arasında iki isim var. Bunlardan biri Türkler, ötekisi ise müslümanlardır. Bunlar en çok ezilen ve ayak altına alınanlardır. Hiç kimse ve hiçbir şey bunları benim yüreğimden söküp alamaz. Ne olursa olsun milletime olan bu sevgim sönmeyecek. Ancak ben öldüğümde benimle birlikte sönecek. İşte bu sevgi, beni bir yerden başka bir yere atıyor, kaderime çizgi çekiyor. Bu kader de bütün gücümü halkım için sarf edeceğim." Böyle diyordu Sultan Galiyev. Hayatının sonuna kadar dünyanın bütün mazlum milletleri için mücadele etti. Sultan Galiyev, ölümünün efsaneye karıştığı 1930'lara kadar yönetimine karşı savaştığı Stalin ve cellatları tarafından Moskova Lubiyanka hapishanesinde kurşuna dizilip şehit edilse de Galiyev, Turan Türk Birliği ülküsü ile hala yaşamaktadır. Galiyev’in üç büyük ideali vardı: Birincisi, Türk Dünyasının Birliği; ikincisi, bütün Üçüncü Dünya’nın sömürülen ve ezilen mazlum halklarının birliği; üçüncüsü ise emperyalist kapitalizmin ta
Resim
Işığı önüne al, yürü... gölge arkandan ister gelsin ister gelmesin  Arif Nihat Asya "[Türk] Bu millet, öyle bir millettir ki eğer güler yüzle karşılanacak olursa güzellik itibariyle meleklere benzer ve eğer üzerine hücum edilecek olursa ifrit kesilir." (Kaynak: İsmâil Hâmi Dânismend, Eski Türk Seciyye ve Ahlâkı, İstanbul Kitabevi, 1961, s.4)
Resim
Sen Türksün Tanrı Dağı kadar büyüksün Sen Bozkurtsun Bir olan Tanrı'nın en soylu kulusun, Kul'a Kul'luk eden soysuzlar kahrolsun, kurusun! Korkunç savaşlardan zulümlerden, Şerefle çıkmış asil bir Ulus'sun! Kahramansın! Ulusun! Türk'sün,Dürüstsün, Çalışkansın,doğrusun Türk Ananın, Türk Atanın Savaşçı ve Bilge Türk çocuğusun Çık artık Ergenekondan Çin seddi yıkılsın, Türk Birliği Kurulsun Bozkurtlarım ulusun Tanrı Türk'ü korusun... Fatih Mehmet Yiğit
Resim
Enver Paşa'dan bir anekdot ; Erkanı Harbiyede yapılan bir toplantıda generaller Enver Paşa'ya :"kendinizi hiç sakınmıyorsunuz siperlerin üzerinde,askerin en önünde elde kılıç tabanca savaşırken canınızı tehlikeye atıyorsunuz.Size bir şey olursa yerinize kim geçecek,kime güvenirsiniz? diye sorarlar. Enver Paşa kısa bir cevap verir: "Sadece MUSTAFA KEMAL'e !..." . (Falih Rıfkı Atay- Çankaya) Mustafa Kemal ATATÜRK 1915 Çanakkale
Resim
Cehennemi Satın Aldım Benimdir! Martin Luther duruşma sırasında yargıçlara seslendi: "Milleti cehennemle korkutup, cenneti para karşılığı satıyorsunuz. Sıkıysa cehennemi satsanız ya?  Yargıçlardan biri "Cehennemi kim alır ki?" Martin Luther: "Ben alıyorum, neyse parası vereyim!" Bedava verdiler! Martin kapının önüne çıktı, duruşma sonucunu merak eden binlerce kişiye  "Cehennemi satın aldım, benimdir. Bundan sonra oraya kimseyi almayacağım, korkmayın."  Cehennem korkusu ve kilise baskısından kurtulan halk, özgür beyinlere sahip oldu ve Almanya aydınlanması beş yüz yıl önce başladı. Martin Luther 1483-1546
Resim
Savaş akılla aklın mücadelesidir... 1930'lu yıllarda İtalya istihbaratı, İzmir Müstahkem Mevki Komutanı General Hüseyin Hüsnü Kılkış'a savunma planlarını satması için 1 milyon lira önermiştir. Kılkış, teklifi reddetmemiş, düşünmek için süre istemiş ve teklifi Atatürk'e bildirmiştir.  Atatürk teklifi kabul etmesini, 2 milyon lira istemesini ve müstahkem mevkiinin eski planlarını İtalyanlara vermesini istemiştir. İtalyanlar 2 milyon liraya eski planları satın almışlardır. Alınan 2 milyon lira ise müstahkem mevkiinin güçlendirilmesi için harcanmıştır.  - Avni Altıner, Her Yönüyle Atatürk, Cilt II, s.412
Resim
GAVUR MÜMİN - 2. Bölüm -    bizzat Kuvayı Milliye'ye sızmış Yunan ajanlarının kimliklerini ve yerlerini bildirmiştir. Bu sayede az silah, mühimmat ve askerle bile olsa İstiklal Savaşı'nı teknolojik olarak üstün bir düşmana karşı büyük bir gizlilikle yürütme şansımız olmuştur.Ancak Anadolu Direnişi'ne sızmayı başarmış bir Yunan ajanı (Giritli bir Türk) en sonunda Mustafa Mümin Bey'i deşifre eder ve durum Yunan işgal kuvvetleri karargahına iletilir. Gavur Mümin Kemeraltı'nda Yunan askerleri tarafından yakalanır ve askeri mahkemeye çıkarılır. Cezası önce "idam" olarak verilse de, daha sonra başta dayısının araya girmesi olmak üzere, çeşitli sebeplerle infaz geciktirilir ve Atina’ya gönderilir. Mustafa Mümin Bey'in hem İzmir'de hem de Atina'da tutuklu kaldığı süre boyunca ağır işkence gördüğü de bilinmektedir.Bu sırada Büyük Taarruz ile Yunan ordusu büyük bir bozguna uğrar. Ancak kaçarken geride sayısız esir bırakmıştır. Bunların arasın
Resim
ENDÜLİJANS: ALLAH İLE ALDATAN, SAHTE CENNET SATANLAR ''Sakın, aldatan sizi Allah ile aldatmasın!'' (Lukman, 33, Fátır, 5; Hadid, 14). Saldırgan ve zalimler, işgal ettikleri kürsüleri korumak için, elde edemedikleri ve çok uzağında bulundukları insani faziletlere sahip olanları aşağılarlar.Amaçları hükmetmek ve din tacirliğidir. Oysa kendileri dinden yoksundur.Çünkü bir şeyin ticaretini yapan onu satar, sattığı ise artık kendisinin değildir. Kim din tacirliği yaparsa onun dini yoktur.  (Kindi - İlk Felsefe Üzerine) Tanrı insanoğlunu hür ve özgür yaratıp yeryüzüne gönderdiğinde insanların iyi ve güzel ahlaklı olmaları amacıyla bir biri ardınca elçiler göndermiş, İnsanoğlunu iyi ve güzel ahlaka, kula kul olmamaya, erdemli özgür olmaya davet etmiştir. Tarihsel süreç içerisinde dini şahsi ve siyasi çıkarı için kullanan insanlar Tanrı adına hükmetme ve ceza verme yetkisini kendisine bahşederek (Tanrı'dan rol çalmış) zamanla Tanrı'nın yerini Tanrılaştırılan v
Resim
Karakoyunlu ve Selçuklu dönemlerinde yapılan koç başlı mezar taşları, Doğu Anadolu'nun birçok bölgesinde bulunuyor. Karakoyunlular, kahraman gördükleri kişiler ve genç yaşta ölen kişiler için dikmiştir koç başlı mezar taşlarını. Genç birini gördüğümüzde "koç gibi" deyimini kullanırız. 
Resim
“HUN 'ların memleketinde yaşam çok güzelmiş. Çok rahatmış. Ama, elimizden düş kurmaktan başka bir şey gelmiyor.”  “Kimseye güvenmeden kaçmak ve bir HUNLU olmak. Bu, bulabildiğim tek çıkar yol.HUNLAR beni aralarına kabul edecekler mi bilmiyorum, ama her şeyi göze alıp bunu deneyeceğim...” Japon Yazar Takeshi Kaiko’"Panik ve Kaçış” The Great Wall of China
Resim
Hoca Kılığında yakalanan bir rus casusu.  “Erzurum'da yakaladığımız Müslüman olmuş bir Rus ca­susunu temize çıkarmak için bir mahalle halkının ka­rargahıma geldiği zaman hallerine bakıp hatıratıma şu­nu kaydetmiştim: Ey Türkoğlu! Sen pek safsın, seni her­kes aldattı. Erdim diyen, döndüm diyen çemberinden at­lattı.” Kazım Karabekir Paşa
Resim
“Cahilsin; okur öğrenirsin. Gerisin; ilerlersin. Adam yok; yetiştirirsin. Paran yok; kazanırsın. Her şeyin bir çaresi vardır. Fakat insan bozuldu mu, bunun çaresi yoktur.” Ahmet Hamdi Tanpınar
Resim
Ah bu insan yüzleri.. ! Her şeyimizi bağladığımız, durmadan yanıldığımız... Sait Faik Abasıyanık
Resim
"Temiz kalpli insanlar hiçbir zaman rahat bir hayat yaşayamazlar, çünkü kendilerini başkalarının mutluluğu için feda ederler." Aldous Huxley
Resim
Kitaplarını beğeni ile okuduğum, büyük yazar George Orwell'i ölüm yıl dönümünde saygı ile anıyorum. GEORGE ORWELL'İN ESERLERİNDEN ÖZLÜ SÖZLER: Belki de insan sevilmekten çok, anlaşılmayı istiyordu. Unutma,  Dünyada seni seven tek bir insanın bile olması büyük bir şey. Bir toplum gerçeklerden ne kadar uzaklaşırsa , gerçeği söyleyenlerden o kadar nefret eder. Fırsatçıları, çürümüşleri, münafıkları, hainleri, üçkağıtçıları ve hırsızları seçen bir halk kurban değil tersine iktidarın işleyeceği tüm suçlara ortaktır. Hepimizi satın almışlar, hem de kendi paramızla. Acının karşısında kahramanlık olmaz. Bütün insanlar düşmandır. Bütün hayvanlar yoldaştır. Belki de deli dedikleri tek kişilik bir azınlıktır.Bir zamanlar dünyanın güneşin çevresinde döndüğüne inanmak nasıl delilik belirtisi olarak görüldüyse şimdi de geçmişin değiştirilemeyeceğine inanmak delilik belirtisi olarak kabul ediliyordu.Bu inancı bir tek kendisi taşıyor olabilirdi ve eğer
Resim
''Biz Türkçüler! kanaâtlarımızı apaçık söylediğimiz için bazılarına sevimsiz görünüyoruz. Biz siyaset yapmıyoruz. Siyaseti bilmiyoruz. Çünkü bizim davamız bugünün sandalye davası değildir. Bizim davamız asırlara bakan bir davadır. Bir ülküdür. İnandığımız Türklüğün davasıdır.''  Atsız