TERÖRLE MÜCADELEDE YAPILMASI GEREKENLER:

1- Türk Ulus Egemenliğini ve Türkiye Cumhuriyetini ortadan kaldırmayı amaç edinen, milli birlik ve beraberliğimizi, ülkemizin huzur ve iç barışını bozan terörün başı ezilmeli, kökü kazınmalıdır.

İlk önce işe; terör ele başlarından başlamalı, terör kaynağında kurtulmalı, gerek Suriye'nin gerekse Irak'ın kuzeyindeki tüm terör unsurları imha edilmelidir. Sadece PKK terör örgütü değil (radikal islamcı terör örgütleride dahil) Türkiyenin sınırlarında ileride Türkiye'yi tehdit edecek hiçbir silahlı unsur bırakılmamalıdır, Suriye ve Irak Devletleri kendi sınır güvenliklerini sağlayıncaya kadar en az 50 km derinlikte Türkiye'nin kontrolünde güvenlik koridoru ve tampon bölge oluşturulmalıdır.

2- Sınır güvenliği sağlanmalı, sınırlar yeniden mayınlanmalı, ülkemizde kaçak ve sığınmacı bırakılmamalı hepsi geldikleri ülkelere gönderilmeli, Türkiyeyi Türksüzleştirmeyi Türkiye'nin demografik yapısını değiştirmeyi amaç edinen ihvancı politikalara son verilmelidir.

3- Siyaset kurumu; Türk Ulus Egemenliğini ve Türkiye Cumhuriyetini ortadan kaldırmayı amaç edinen etnik ve dini siyasetten arındırılmalı, etnik ve dini siyasetin Türkiyeyi böleceği, Türk Ulusunu birbirine düşüreceği, milli birliğimizi bozacağı bilinmelidir. 

4- Anayasa ve rejim tartışmalarına derhal son verilmeli, siyasi partiler sadece ekonomik, sosyal ve milli politikalar üretmeli, Türk milletini bir arada tutan ve Türkiyeyi bir ve bütün kılan, Türkiyenin temel taşları ile Anayasal düzenle oynanmamalıdır. 

5- Şiddet içermese bile Türk Ulus Egemenliğini ve Türkiye Cumhuriyetini ortadan kaldırmayı ve Türkiyenin rejimini değiştirmeyi amaç edinen yıkıcı ve bölücü propaganda suç sayılmalı, bu faaliyetlerde bulunan tüm siyasi partiler ve dernekler kapatılmalı, tüm faaliyetleri men edilmeli, mal varlıklarına el konulmalı. Böyle faaliyetlerde bulunanlar ömür boyu siyasi yasaklı hale getirilmelidir. 

6-Yine aynı şekilde Tekke ve Zaviyeler kanunu ile Türkiyenin Laik Demokratik rejimi aleyhinde faaliyetlerde bulunan sözde dini yapılara ait şirket, ticari işletme, vakıf ve dernekler kapatılmalı, tüm faaliyetleri men edilmeli ve mal varlıklarına el konulmalıdır. 

7- Demokratikleşmek; birey hak ve özgürlüklerinin genişletilmesidir. Etnik ve dini kimlikler üzerinden siyaset yürütmek olarak bunu anlamak toplumu parçalar. Ortadoğu bunun örnekleri ile doludur. Yine aynı şekilde Anayasamızda Türk Milleti tarifi bellidir. 66. ve 10. Maddeler gereği etnik kimliğine bakılmaksızın Türkiye Cumhuriyetine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk Vatandaşıdır ve hukuk karşısında eşit haklara sahiptir. Bunu parçalamak etnik kimlikler üzerinden çok uluslu toplum inşası Türk Ulusunu böler milli birliği parçalar. Toplumun tüm bireylerinin; sosyal, ekonomik refah düzeyinin yükseltilmesi, Hukukun egemen olması, sosyal adalet ve adil gelir dağılımının sağlanması, birey hak ve özgürlükler ile demokratik normların güçlendirilmesi ise toplumu güçlendirir. Aradaki farkı bilmek gerekir bu yüzden etnik ve dini siyaset yerine demokratik ve milli siyaset yürütmek gerekir.

8- Anadilde eğitim, yerel yönetimlere özerklik, devleti dini esaslara göre tanzim etme çabaları ve dini yapılar üzerinden kadrolaşmalar. Kısacası Etnik ve Dini siyaset; toplumsal yapıyı bozar, milli birliği parçalar ve ülkeyi böler.

Resmi dil denilen şey sadece Devlet dili değildir; sosyolojik anlamda toplumu oluşturan bireylerin ortak iletişim dilidir. Toplumu bir arada tutan bağdır. Bu bağ zayıflatıldığında ve ortadan kaldırıldığında Toplum birbirini anlamaz hale gelir. 

Bugün Hakkari'de yaşayan Türk vatandaşı Edirne’de Doktorluk yapabiliyor, Edirnedeki bir vatandaş Hakkaride öğretmenlik yapabiliyorsa. Etnik aidiyetleri farklı olsada toplum ülkenin tamamında yaşayabiliyor ve iletişim kurabiliyorsa bu ortak iletişim dili sayesindedir. 

Bugün Amerika birçok etnik yapıdan oluşsa da; resmi dil belli, herkes ortak bir dili kullanmakta. Kimse şu eyalette şu dil kullanalım demiyor. Bu konuda taviz verilmiyor. Avrupa ülkelerinde de öyle. Ne gariptir ki; Emperyalist ülkeler kendi ülkelerinde uygulamadıkları şeyi bizlere dayatıyor.

Emperyalizmin amacı zaten bu; toplumsal bağı ortadan kaldırmaktır. Ortadoğu'da BOP üzerinden yıllardır bu yapılmaya çalışıldı. Birinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan Ulus devletler Etnik ve Dini yönden parçalanarak federatif yapılara dönüştürülüyor. 

Örnegin Irak'ta (Şii,Sünni ve Kürt Bölgesel yönetimler oluşturuldu.), Libya,Suriye,Yemen'de buna çalışılıyor. Türkiye'de stratejik göç mühendisliği ile demografik yapının bozulmaya çalışılmasının bir gayesi de bu zaten ülkemizi çok Etnik kimlikli hale getirmek ve ulus kimliğini parçalamak. Toplumu bir arada tutan bağı yok etmek. Bu gerçeği görmemek için kör olmak gerekir. 

Bugün Lübnan; birçok etnik ve dini yapıdan müteşekkil mecliside öyle; her etnik ve dini grubun bölgesi ve partileri var. Ülke kendi içinde parçalı bir haldedir.Etnik ve dini çatışmalar, ayrılıklar yüzünden ulus bilinci oluşmadığından ülkede istikrar yok. Ekonomik anlamda da öyle yolsuzluk almış başını yürümüş.

Ortadoğu ve Afrika'daki bu yaşanılanlara bakıp ibret ve ders alalım. Etnik ve dini siyasetin ülkemize yarar sağlamayacağı gerçeğini görelim ve kabullenelim.

Türkiye'de yaşayan herkes Etnik kimliğine bakılmaksızın Türk Vatandaşı. Anayasa çerçevesinde eşit haklara sahip ve hukuk karşısında eşit. Birçok etnik unsurdan oluşsa da Amerika'da yaşayan herkes Amerika vatandaşı; Fransa'da, Almanya'da yaşayanlar Fransız ve Alman vatandaşı oluyor ve görülüyorda; Türkiye'de yaşayanların Türk Vatandaşı olduğu gerçeği neden kabul edilmiyor da Türkiyelilik kavramı kullanılmakta? Ulus kimliğini yok etmek ve toplumsal bağı parçalamak önce kavramlar üzerinden başlamakta.

Türkiye'de yaşayan herkes Etnik kimliğine bakılmaksızın Türk Milleti ve Türk Vatandaşılığı ortak çatısı altında anayasamızın kurucu maddeleri altında birleşmeli ve resmi dil olan toplumu bir arada tutan ortak iletişim dili Türkçe konusunda taviz verilmemelidir. 

Fatih Mehmet Yiğit

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar