Kayıtlar

Şubat, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
Resim
Gel Tanrı’ya olma âsî Tâ gide gönlüm pası Dört kitabın manası Var edep öğren edep Edep gerektir ere Tâ yolu doğru vara Edepsiz olma yere Var edep öğren edep Gaflet içinden uyan Edepsiz olma ey cân Edeptir asl-ı imân Var edep öğren edep Kaygusuz Abdal uyan Aşkı bil aşka boyan Şöyle demiştir diyen Var edep öğren edep Ulu Türk Ozan Kaygusuz Abdal
Resim
Arap kralı öldüğünde bayraklarımız yarıya indi, milli yas ilan edildi. Gönül istedi ki; 33 askerimiz kalleşçe şehit edildiğinde bayraklarımız yarıya inseydi; milli yas ilan edip şehitlerimizi son yolculuklarına uğurlasaydık.  Çünkü; Türk Töresi bunu emrederdi.
Resim
Türk Kağanları (yöneticileri) daima; Türk Ulusun birliğini,dirliğini, huzur, mutluluk ve refahını sağlamak zorundaydı.  Türk Kağanlarının yegane görevi bu idi. Bunları yapmadığında; Tanrı Kut'unu alır. Türk eli zor günler türlü türlü sıkıntılar yaşamak zorunda kalırdı. Ay! Han, men aytpasam bilmeysin,  Aytkanıma könbeysin.  Şabılıp jatkan halkın bar,  Aymağın közdep körmeysin.  Kımız işip kızarıp,  Mastanıp, kızıp terleysin.  Ozinnen baska han joktay  Elevrep nege söyleysin?!  *** Ey! Han, ben soylemesem bilmiyorsun,  Soylediğime inanmıyorsun.  Yağmalanan, saldırıya uğrayan halkın var,  Etrafına bakıp gormuyorsun.  Kımız icip kızarıp,  Kendinden gecip ofkelenip terliyorsun.  Kendinden başka han yokmuş gibi  Nicin hiddetlenip konuşuyorsun?! ... Asan Ata'dan Janıbek Han'a (XV.Yüzyıl) ; *** Janibek hanın bir zamanlar iyi, dürüst, adil bir hükümdar olduğu, ancak elde ettiği birtakım zaferlerden sonra değiştiği, halka sırtını ç
Resim
Resim
“Kapıyı kapatır ve bir koltuğa yığılır. Çok yorgun ve sinirlidir. Elleri titreyerek sigarasını yakar ve şöyle konuşur: ‘Bunalıyorum çocuk, büyük bir acı içinde bunalıyorum.”  6 Mart 1930... Hasan Rıza Soyak’ın anıları.
Resim
“Yolunda yürüyen bir yolcunun, yalnız ufku görmesi kâfi değildir. Muhakkak ufkun ötesini de görmesi ve bilmesi lazımdır.”  Atatürk “Göz odur ki dağın arkasını göre, Akıl odur ki başa geleceği bile.”                Türk Atasözü Stratejik akıl ve gerçek Devlet adamlığı budur...
Resim
Kapanmayan yaralarımız Sönmeyen sevdalarımız var Her şiirde yandıkça kanar... Fatih Mehmet Yiğit
Resim
Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz; Çünkü bu yol kutludur, gider Tanrı Dağına. Halbuki yoldaşını bırakıp dönenlerin, Değişir topuda bir sokak kaltağına... ATSIZ Anlayan, anlamıştır umarım...
Resim
Şunu bilmelisin ki, hiç kimse bir başkasının düşünmesine, bir şeyi arzu etmesine ya da hayaller kurmasına engel olamaz. İnsanları hayvanlardan ayıran da işte bu düşünme, hayal etme özellikleri, düşünme yetileridir. (Cengiz Aytmatov, Asker Çocuğu)
Resim
Wang-Yen-Te’nin Türkistan Seyahatnamesi; "Bu topraklarda fakir insan yoktur.Onlar ihtiyacı olanlara yemek yardımı yaparlar''.  "İnsanlar uzun ömürlüdür.Umumiyetle yüz yaşının üstüne [kadar yaşarlar]." "Genç yaşta ölene hiç rastlanmaz." "Halk giyinmek için kıymetli ipek kumaş kullanırdı."  "Onlar mutfak eşyaları için altın ve gümüş kullanıyorlardı." "Beşbalığ’da evlerin çoğu iki katlıydı ve bütün evler beyaz badanalıydı." Türkler yoğun olarak tarım yapıyorlar.Suyu tarım ve değirmenlerde olmak üzere etkin bir şekilde kullanıyorlardı. "Chinling dağlarından çıkan nehir,başşehrin bütün çevresini dolaşır,tarlaları ve meyva bahçelerini sular ve su değirmenlerini işletir.Bu yerde Wu-ku (beş hububat) yetişir". "Şehrin içinde pek çok iki katlı binalar vardır.İnsanlar iyi yüzlüdür ve usta sanatkarlardır. Altın,gümüş,bakır ve demir kaplar üzerinde çalışırlardı" "Bütün fakirler et yerle
Resim
Türklerin başına ne bela geldi ise; Türklük şuur ve ruhunu, Akıl, Bilim ve Töre yolunu kaybetmelerinden, Kutlu Analarının ve Bilge Atalarının izlerini takip etmemelerinden, dayanışma içerisinde, birlik olmamalarından, Turan-Türk Birliğini kuramamalarından gelmiştir... Uyan Türk... Türk Güneşini,Türk Keneşini uyandır Tanrı Kut'u ve Işığı ile aydınlat yeryüzünü... Turan uluslarına ve İnsanlığa barış,huzur ve refah getir... MÜNGKE TENGRİ-YİN KÜÇÜDÜR EBEDİ TANRI'NIN GÜCÜYLE... Fatih Mehmet Yiğit
Resim
Muhteşem bir çizim... Pusulası şaşanlara, yolunu kaybedenlere: (Türklerin kadim sembolleri)  Ay-Yıldız(Kün-Ay),Demir kazık (Kutup Yıldızı),Tanrı Dağları ve Gök-Börü (Boz-Kurt) yol göstersin Tanrı yolumuzu ışık kılsın... ... Gök-Börüler Ulusun Tanrı Türk'ü korusun Turan Türk Birliği kurulsun...
Resim
“Atatürk devrinde din riyakârlığı yoktu. Aramızdan namaz kılanları da, oruç tutanları da bilirdik. Sonraları Millet Meclisi reisliği eden Maliye Bakanı Mustafa Abdülhalik Renda bunlar arasında idi. Bir gün bir Çankaya Toplantısı’nda kendisinden bir şey sorulmak lazım gelmişti. Atatürk: ‘-Mustafa bey oruçludur, şimdi rahatsız etmeyelim.’ demişti. Atatürk softanın Tanrı polisliği etmesine, halk ile hükümet arasına girmesine, halk benimledir, diye hükümete karşı, hükümet benimledir, diye halka karşı nüfuz satmasına engel olmuştur.  Milli Birliğin temeli eğitim birliği olduğunu düşünerek tek okul sistemini kurmuştur. Yaptığı bundan ibaret. Bütün kitapçılarda yeni yazı ile ilmihal satılırdı. İsteyenler çocuklarına din eğitimi verirlerdi. Pek hususi olmasına rağmen kendi eşimin bunlar arasında olduğunu söyleyeyim. Atatürk devrinin yaptığı şey, din ve dünya işlerini birbirinden ayırmaktı.” Kaynak: Falih Rıfkı Atay, “Politikacının Da Bir Adı Riyacı”, Dünya, 2 Nisan 1964, s.1.
Resim
Sana güvenen bir insana yalan söyleme.. Sana yalan söyleyen bir insana asla güvenme..! Eğri Ok, doğru yol almaz... Hz. ALİ
Resim
Benim şan ve şerefimden söz etmek de hatadır.  İyi dinleyiniz!  Öğüdüm budur ki; içinizden herhangi bir adam çıkar, şan, şeref davası güder ve benzersiz olmak isterse, başınızın belasıdır; ilk önce kafası kırılacak adam budur!  Bağlı olduğum Türk milletinin şan ve şerefi varsa, benim de bir bireyi olmak sıfatıyla şanım şerefim vardır, asla başka değilim.  ATATÜRK-1923 (Damar Ankoğlu, Hatıralarım, s. 304) Ben zannediyorum ki, millet bireylerinin hiçbirinden fazla yüksekliğe sahip değilim. Bende fazla girişim görüldüyse bu benden değil, milletin bileşkesinden çıkan bir girişimdir. Sizler olmasaydınız, sizlerin vicdanî eğilimleriniz bana dayanak noktası oluşturmamış olsaydı; bendeki girişimlerin hiçbiri olmazdı. Millete ait meziyetleri yalnız kişilere bırakan anlayış, eski yönetimlerin sistem ve usul sorunundan doğuyordu.  Eskiden mevcut devlet ve devletlerin kuruluş şekli, sadece bir kişinin çıkarlarını ve arzularını karşılamaya yönelmiş idi. Kişilerin bu arzu ve em
Resim
Çoğu ailelerde öteden beri çok kötü bir alışkanlık var; çocuklarını söyletmez ve dinlemezler. Zavallılar söze karışınca "Sen büyüklerin konuşmasına karışma!" der, sustururlar. Ne kadar yanlış, hatta zararlı bir hareket!  Halbuki tam tersine, çocukları serbestçe konuşmaya, düşündüklerini, duyduklarını olduğu gibi ifade etmeye özendirmelidir; böylece hem hatalarını düzeltmeye imkân bulunur, hem de ileride yalancı ve ikiyüzlü olmalarının önüne geçilmiş olur.  Kısacası çocuklarımızı artık, düşüncelerini hiç çekinmeden açıkça ifade etmeye, içten inandıklarını savunmaya, buna karşılık da başkalarının samimî düşüncelerine saygı beslemeye alıştırmalıyız. Aynı zamanda onların temiz yüreklerinde yurt, ulus, aile ve yurttaş sevgisiyle beraber doğruya, iyiye ve güzel şeylere karşı sevgi ve ilgi uyandırmaya çalışmalıdır.  Bence bunlar, çocuk eğitiminde, ana kucağından en yüksek eğitim ocaklarına kadar her yerde, her zaman üzerinde durulacak önemli noktalardır. Ancak bu y
Resim
En güzel insan, özünü kaybetmeyen insandır...
Resim
Atatürk, yalnız Türk Milleti’nin en büyük adamı değil, yirminci yüzyıl insanlığının şanlarından biri olmuştur. Dört yabancının Atatürk ile ilgili sözleri, O’nun büyüklüğünün göstergesidir: Bu sözlerden birincisi, Türkiye’yi hiç bilmeyen, fakat Birinci Dünya Harbi ve sonrası hadiselerini en iyi takip etmekle tanınan bir Amerikan gazetecisinin kitabındadır. Muhabir, Lozan Antlaşması’nı anlattıktan sonra şöyle der: ‘Garbin şark önünde eğilişi hiçbir zaman bu kadar zelilce olmamıştır.’ Eski bir yarı sömürgeyi kapitülasyonlardan ve büyük devletler tahakkümünden kurtaran ilk kahraman o idi. 1938 de ellinci doğum yıldönümü töreninde bulunmak üzere Berlin'e gittiğimizde Tanrı’nın bu dünyayı yaratmak için yedi gün uğraşmış olmasına bile gülecek kadar kibirli Hitler, bütün heyetleri bir büyük salonda kabul etmişti. Kendisi ortada yapayalnızdı. İkincisi Georing beş on adım, üçüncüsü Göbells de bu sonuncudan beş on adım geride durmuşlardı. Hitler Romanya heyetine reisli
Resim
Kutlu bir ağaç gibi Kök sal; Hayata ve Özgürlüğe... (Fatih Mehmet Yiğit) Hayatın amacı; mutlu olmak değildir... İyi ve yararlı olmak, onurlu olmak, merhametli olmak, yaşamış olmanın ve iyi yaşamış olmanın bir fark yaratmasını sağlamaktır..! (R. W. EMERSON)
Resim
''Orta çağda İbn-i Sina tıp yazarlarının en büyüğü, Razi en büyük doktor, Beyruni en büyük astronom, İbn-i Heysem en büyük optik alimi, Cabir bin Hayyan en büyük kimyagerdi.  ''William James Durant (Amerikalı Bilim Tarihi Araştırmacısı) Ortaçağı aydınlatan bu Bilim insanlarının çoğu Türk idi. Atatürkün dediği gibi "Hayatta, en hakiki mürşid Bilimdir."
Resim
BÜYÜK DÜŞÜNÜR FRİEDRİCH NİETZSCHE SÖZLERİ: -Aşkınla git yalnızlığına ve yaratışınla git, kardeşim; Adalet, ancak çok sonra aksayarak gelecektir ardından. -İki temel sorunu var insanlığın.  Adaletsizlik ve anlamsızlık. Birine karşı hukuk'u bulduk,  Diğerine karşı sanatı.. Ama insanlar hukuk'a ulaşamadı.. Ve sanat insanlara... -Kendi omuzuna tırman dostum. Başka nasıl yükselebilirsin ki! -En derin yaralarla başlar en derin gülücükler. En yüksek uçurumlardan düşerken öğrenirsin uçmayı. En derin denizlerde boğula boğula becerirsin tek bir nefesle yaşamayı. -Yiğitlik; en büyük korkunun ve en büyük ümidinin üstüne üstüne gitmektir. -Issız ve yorucu dorukları sevenlerin kanatları olmalıdır! -Yaşamın kıyısına yaklaşanlar onu daha iyi tanırlar. -Beni öldürmeyen her şey beni güçlendirir. -Yaşama karşı sorumluluğumuz daha yücesini yaratmaktır. Daha alçağını değil. -Yaşamak için bir “Neden”i olan, her türlü “Nasıl”a dayanabilir. -Ba
Resim
Ömrü çilelerle ve mücadelelerle geçen fikir ve dava adamı, büyük Türkçü Necdet Sançar uçmağa varışının yıl dönümünde saygı ve rahmetle anıyorum. Ruhu şad mekanı Cennet olsun... "Genç Türkçü! Şu kahpelikler ve kahpeler dünyasında; soyuna yurduna ve devletine hizmet aşkıyla dolu kalbinle giriştiğin mücadelede en büyük gücün Tanrı’nın sana müstesna bir bağışı olan damarlarındaki kandır..." "Sade millet halinde değil, fert olarak insan gibi yaşamak isteyen her Türk, “her şey Türklük için!” prensibini benimsemeye mecburdur. Bu prensibi benimsemeyenler, yalnız vatanlarını ve milletlerini değil, kendi varlıklarını da felaketin kucağına atmayı, bilerek veya bilmeyerek, göze alan zavallı yaratıklardır..." "Türk Milliyetçiliği, bir avuç namerdin kahpeliği ile kökü kazınabilecek bir fikir değildir..." "Kendimi bildiğimden 1938 yılına kadar sadece iki defa gözyaşı akıttığımı hatırlıyorum. Bunlardan biri lisede öğrenci iken annemi kaybettiğim
Resim
"Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize görecekleri öğretim sınırı ne olursa olsun, her şeyden önce Türkiye’nin bağımsızlığına, kendi benliğine ve ulusal geleneklerine düşman olanlarla mücadele etme gereği öğretilmelidir.” ATATÜRK/1922  Kaynak: Atatürk’ün Söylev ve demeçleri, C.1 Sayfa 223 / TBMM’nin 3.Toplantısı açış konuşması
Resim
Bugün, Türkler arasındaki mayalanmanın Kızılelma, Turancılık, Uluğ Türkistan veya Büyük Türkili adlarıyla adlandığını görüyoruz. Bunun manası “büyüyüp birleşme” veya “birleşip büyümek istiyorum” demektir.  Ancak kaabiliyetli ve enerjik olanlar büyüklük ülküsü ardından koşar. Çünkü büyüklük ülküsü, büyük fedakarlıklar ülküsü demektir. Bundan dolayıdır ki, korkaklarla aşağılıklar büyüklükten korkar, daima küçük kalmak ister.  ATSIZ  Büyük Türkeli, 25 Nisan1962
Resim
Lise yıllarımızda gidip geldiğimiz, Türk Milliyetçilerine ait bir kültür derneği vardı. Derneğin duvarında bu resim asılıydı.  Resmin Altında da: Ellerin yurdunda çiçek açarken Bizim ile kar geliyor gardaşım Bu hudutu kim çizmiş gönlüme Dar geliyor dar geliyor gardaşım yazılıydı.  Sonradan öğrendiğimize göre; Resmin hikayesi oldukça acıklı idi... 1977 yılında iddiaya göre Adana Erkek öğrenci yurduna Ozan Ceyhun isimli terörist tarafından yurda atılan bombalı saldırı sonucu yurtta kalmakta olan Mustafa Erol isimli genç hayatını kaybetmiş, Mustafa Erol'un paramparça olmuş cesedi garibanlıktan tabut bile bulunamadığından battaniyeye sarılarak karlı bir kış günü cenazesi kaldırılmış. Bu resim o günlerden kalan o cenazenin iç burkan hüzünlü resmi imiş... Yıl olmuş 2020, Mustafa Erol'u şehit ettikten sonra Avrupaya kaçan, daha sonra Avrupa Parlamentosunda yeşiller partisi üyesi olan Türkiye aleyhinde sözde Ermeni soykırımı tasarısı hazırlayan Ozan Ceyhun, bu
Resim
Türk Bilim insanı, Dil Bilimci,Büyük Türkçü, Türk-Tatar devlet adamı, hukukçu, akademisyen, düşünür ve siyasetçi Sadri Maksudi Arsal'ı saygı ve rahmetle anıyoruz. Ruhu şad mekanı Cennet olsun. SADRİ MAKSUDİ ARSAL'DAN ÖZLÜ SÖZLER: “Dünyada büyük bir Türk milleti vardır, olmuştur, olacaktır ve bu milletin varlığına ve geleceğine hiçbir kuvvet engel olamayacaktır.”  Türk milletinin vazifesi, kendi benliğine uygun bir hars yaratmakdır; bu, siyasî kurtuluşun neticesi, ve istiklâlin diğer bir tecellisidir. Türk Dili İçin, Sadri Maksudi Arsal Bir millet içinde millî tarih ve eski millî kültür eserleri hakkında bilgiler ne kadar yayılmış ise, o millette milliyet duygusu da o nisbette kuvvetli ve derin olur. Milliyet Duygusunun Sosyolojik Esasları, Sadri Maksudi Arsal Sayfa 211 Nerede, yaşayan ve yaşamak azim ve iradesine mâlik olan bir millet varsa, orada milliyetçilik, milletin en derin, en kutsî bir hissi olmuştur. Milliyet hissinden mahrum
Resim
Yaşlı bir Çoban Öğüdü... Maya bozuk olunca yoğurt; kaymak tutmaz Oğul! Sütün, mayan iyi olursa; yoğurdun da, kaymağın da iyi olur.  Toplumda aha işte böyledir; Südü, mayası bozulunca insan, kaymak tabakası da bozuk olur... Bir de; Toplum Koyun olursa, lider çoban olur.  Koyunun kaval dinlediği gibi dinler, tutar çoban sözünü... Çünkü; Koyun, çoban için vardır, koyunun sahibi çobandır.  Çoban, koyunu yemek istediğinde koyun;  uslu uslu bıçağın altına boynunu uzatır. Ama kurt hiç böyle midir?  Sürüde, lider de aynı cinstendir.  Lider sürü ile sürü liderle bir ve beraberdir.  Töreye uyduğu sürece; ne lider, sürüyü feda edebilir, nede sürü, liderden vaz geçebilir. Gerektiğinde lider sürü için ölebilir.  Anca beraber, kanca beraber, kurt sürüsü ile Başkurt omuz omuza hep birliktedirler.  Birlikte avlanırlar,birlikte paylaşırlar, birlikte üleşirler, birlikte bölüşürler... Söyle Yiğidim:  Koyun musun, yoksa  Kurt mu? Çoban mısın yoksa Başkurt
Resim
DUYMAYANI DUYMA, GÖRMEYENİ GÖRME... (*) Ukpastı ukpa, Körbösti körbö. ALTAY TÜRK ATASÖZÜ (*)Bahse konu Türk Atasözü ile anlatılmak istenen: Yaşadığımız toplumda kendinden başka kimseyi önemsemeyen, kimseyi umursamayan, yaşadığı çevreye, topluma ve olaylara duyarsız, tabiri caizse kör ve sağır, hissiz ve ruhsuz, merhametsiz ve vicdansız (üç maymunu oynayan) insanlar bulunmaktadır.  Bu tür insanlara ikili ilişkilerimiz de; bu tür insanlara fazlaca değer verilmemeli, tavır alınmalıdır ki bahse konu şahıslar önemsenmediğinin farkına varmak suretiyle duyarsızlığın ne demek olduğunu anlasın hatalarından ders çıkarsın ve kendini düzeltme yoluna gitsin. Fatih Mehmet Yiğit
Resim
“İşte tam o SÜNGÜLERİN PARLADIĞI YERDE askerlerin yanındaydım".. Yunan Başkomutanı Trikopis, tutsak alınarak M. Kemal’in yanına getirilir. M.Kemal hal hatır sorduktan sonra : “Eğer, sonuna kadar görevinizi yaptığınıza inanıyorsanız vicdanınız rahat olsun” diyerek nasıl tutsak olduğunu öğrenmek ister. Durumu özetleyen Trikopis : “Sonunda öyle oldu ki tüfeklerin bile işlemediği bir duruma düşürüldük. O zaman karşımızda süngüler parıldamaya başladı. Arkamız, önümüz, her yerimiz süngü... Böylece iş bitmişti...”Dedikten sonra sorar: “Peki, siz savaşı nereden yönetiyordunuz ?” M.Kemal, dalgın,düşünceli yanıtlar : “İşte tam o süngülerin parladığı yerde, askerlerin yanındaydım.” HEPSİ MİLLİ MÜCADELE DE ÖNEMLİ GÖREVLER ALDI Mustafa Kemal ile birlikte 1911’de bu fotoğrafta yeralan subayların hemen hepsi, daha sonra yine 1919’lu yıllardan sonra Mustafa Kemal ile birlikte bu kez de milli mücadele kadrosunda yeralacak isimler... İşte milli mücadele kadrosunda da yeralaca
Resim
Vaziyeti Umumiye :)
Resim
Kişi ne düşünmekten nede düşündüklerini söylemekten korkmamalıdır. Düşünmekten korkan insan yaşamaktan da korkar. Düşündüğünü söylemeye korkmaya başladı mı kişi, düşünmekten de korkmaya başlar. Vedat Türkali
Resim
MİLLİ MÜCADELENİN TÜRKÇÜ YAYIN ORGANI HAKİMİYET-İ MİLLİYE YAZILARINDAN: Kurtuluş Savaşı'nın İdeolojisi! Tarih 23 Nisan 1920... Türkiye Büyük millet Meclisi'nin ulusun egemenliğine damgasını vurdu yıllar. Bu tarihlerde Ankara'da çıkan iki gazete vardır: Mustafa Kemal'in gazetesi Hakimiyet-i Milliye ve Yunus Nadi'nin yayımladığı Yeni Gün. Mustafa Kemal, milli hareketin ilk gazetesi olan İrade-i Milliye'yi Sivas'tan Ankara'ya taşımak istemiş; ancak, Sivaslıların arzusu üzerine İrade-i Milliye'nin Sivas'ta kalma­sını uygun görmüştür. Hakimiyet-i Milliye, böylece Mustafa Kemal'in tali­matıyla İrade-i Milliye'nin devamı olarak 10 Ocak 1920'de Anka­ra'da yayıma başlamıştır. Amaç, yapılan işlerin tüm yurda duyurulma­sıdır. Gazetenin ilk sayısındaki ilk makale, Mustafa Kemal tarafından Hakkı Be­hiç'e not ettirilmek suretiyle yazılmıştır. Aşağıdaki satırlarda yayınladığımız makale budur. Mustafa Kemal, 13 O