1 Kasım 1922 Saltanatın kaldırılışı kutlu olsun. 1 Kasım 1922'de İngilizleele iş birliği yapan ve ülkesine ihanet eden son Osmanlı Padişahı Vahdettin İngiltereye sığınarak İngiliz donanmasıyla kaçmıştır. Egemenlik ve ülke tek adamdan alınarak ülkenin gerçek sahibi Türk Milletinin olmuştur. CUMHURİYET VE DEMOKRASİNİN ÖNEMİ Cumhuriyet Arapça kökenli bir kelime olup "Cumhur" Halk kelimesinden türeyerek halkın kendi kendisini yönettiği yönetim şeklini ifade etmektedir. Demokrasi ise Latince bir kelime olup "Demos" yani halk "Kratos" yani hükmeden güç kelimelerinin bir araya gelerek halkın kendi kendini yönetmesi, gücün ve egemenlik hakkının sadece halka ait olduğu yönetim şekli anlamlarında kullanılmaktadır. Türkler tarih sahnesine çıktığı ilk çağlardan itibaren boylar halinde varlıklarını sürdürmüş her boy beyi yani Kağan tarafından kurultay adı verilen mecliste alınan kararlar doğrultusunda yönetilmiş, boylar güç hakimiyeti elde etm...
Kayıtlar
Ekim, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
BİLİMDE NEDEN GERİ KALDIK? Türk Bilim adamı Takiyüddin Tophane sırtlarında 1577’de padişahın izni ile rasathane yaptırdı ve gözlemlerine başladı. O, rasathanede araştırma ve gözlemler için gerekli bütün aletleri temin etmiş zengin bir de kütüphane oluşturmuştu. Bu Rasathane iki ayrı binadan ve on altı personelden oluşuyordu. Takiyüddin o zamana göre oldukça ileri teknik ve hesaplamalar kullanarak gözlemlerde bulunmuştur. Mesela Ekliptik ile ekvator düzlemi arasındaki açıyı bugünkine çok yakın şekilde 23 derece 28’ 40’’olarak hesaplamıştır. Yapılan gözlemler not edilmiş ve bu konuda önemli eserler oluşturulmuştur. Araştırmacılar Takiyüddin ile aynı dönemde yaşamış Danimarkalı astronom Tycho Brahe’den daha net ve daha kesin gözlemler yaptığına işaret ederler. Bu durum uzun sürmedi. Bir takım kıskançlıklara bazı olumsuz bakış açıları da eklenince İstanbul Rasathanesinin ömrü çok kısa oldu. Bazı devlet adamları Hoca Sadettin’in ve Takiyüddin’in ön plana çıkmasına tahammül edemedi...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
İNSANLIĞIN EN BÜYÜK DÜŞMANI: RUHBANCILIK Ve Tanrıya itaat ettiğimizi sanırken, Aslında insanlara itaat ediyoruz. (Albert Caroco / Kaosun Kutsal Kitabı) "Ezilenler arasında din adamı göremezsiniz. Din adamları ezen sınıfın asalağıdır!" (Jean Paul Sartre) Tanrı insanoğlunu doğuştan hür ve özgür yaratmış insanların dünya ve öte dünyada huzur ve mutluluğu yakalaması, doğru yolu bulmaları, kutlu mesajlarını iletmesi için birbiri ardınca elçiler seçip onlar vasıtasıyla kutsal mesajlarını iletmiştir. Tarihsel süreç içinde insanoğlu Tanrı adına hükmetme ve ceza verme yetkisini kendisine bahşederek (Tanrı'dan rol çalmış) zamanla Tanrı ile kul arasına giren Tanrının mesajlarını kendi çıkarları için değiştiren Ruhban sınıf ortaya çıkmış, bununla da kalınmamış ruhbanlarca yeni dinler, yeni mezhepler inşa edilmiş zamanla Tanrı'nın yerini Tanrılaştırılan ve kendilerine tapınılan (Ruhban, Kral) insanlar almış, Din halk üzerinde egemen güçlerce baskı, zulüm ve sömürü ...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
ATATÜRK DEVRİMLERİNİN KÖKENİ TÜRK TARİHİDİR…! MUTLAKA OKUNMASI GEREKEN BİR YAZI ! Yazar Cengiz Özakıncı, “Laikliği Fransızların icat ettiği bir uydurmadır. Vahye dayalı dinsel toplumlarda laiklik devrimi dünyada ilk kez 1050-1060 yıllarında Türkler tarafından, Tuğrul Bey tarafından gerçekleştirilmiştir. Tuğrul Bey’in devrimi yalnızca Atatürk’ün laiklik devrimine değil, Fransız Devrimi’ne de örnek olmuştur. Yani Fransız Devrimi’nde Türk etkisi, Tuğrul Bey’in damgası var.”dedi. Başkent Üniversitesi’nde gerçekleştirilen “Batı’dan Alındığı Savlanan Atatürk Devrimlerinin Türk Tarihi’ne Dayanan Kökenleri” konulu konferansta konuşan Yazar Cengiz Özakıncı, “Atatürk’ün Devrimleri’ni anlayabilmemiz için, o devrimlerin toplumda hangi dönüşümlere yol açtığını bilmemiz gerektiği gibi, kökenlerini de bilmemiz gerekiyor.Bu nedenle, Atatürk Devrimleri’nin Batı’da zannedilen kökenlerinin aslında pek çoğunun Türk Tarihi’nde kökleri olduğunu anlatmak istedim. Atatürk’ün, devrimlerinin köke...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
BİZİMDE DÜNYA'YA YUMRUKLARIYLA TÜRK MÜHRÜNÜ VURANLARIMIZ VARDI TÜRK OLDUĞUNDAN BELKİ DE ÖLDÜKLERİNDE HİÇ HATIRLANMADI "Küçükken kavga etmeyi sevmezdim. Hatta birileri kavga edince beni de içine çekmesinler diye oradan uzaklaşırdım. İlk kez Türk olduğum için kavga etmek zorunda kaldım.Türk olduğum için benimle kavga etmek istediler, Türk olduğum için aralarında istemediler beni. Ülkenden ayrı yaşayınca seni kendilerinden görmüyolar, sevmiyorlar. O yüzden BİRBİRİNİZİ SEVİN arkadaşlar Türkiye'mizin kıymetini bilin. İnanın bana bu güzel ülkemizde birbirimizi sevmek, başka yerlerde başkalarının bizi sevmesini beklemekten daha kolay... Kavga etmeyin, SARILIN BİRBİRİNİZE'' *Boğazın Boğası Dünya Şampiyonu Sinan Şamil Sam Ruhu şad mekanı Cennet olsun...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
“İttihad ve Terakki, Türk milletinin ruhundan kopmuş bir mefkûre hamlesidir.” Ziya Gökalp *** “İttihat ve Terakki vatansever bir kuruluştur. Kusurları, yanlışları.. olmuştur. Ama vatanseverliği, tartışmaların üstündedir.” Mustafa Kemal Atatürk 📚 Kaynak: Atatürk, İttihat ve Terakki, Dr. Fethi Tevetoğlu *** Bir ittihatçı iyi bir dosttur, iki ittihatçı bir araya gelince dikkat etmek gerekir, üç ittihatçı olurlarsa mutlaka ihtilâl planları yapmaya başlarlar" Mustafa Kemal Atatürk *** "İttihat ve Terakki kırk deliden oluşmuş bir kuruldur. Talat akıllı delidir, Hüseyin Cahit kalemli delidir, Kara Kemal hesap delisidir, Ziya Gökalp kitaplı delidir, Enver kılıçlı delidir, ben konuşan deliyim, Yakup Cemil de zır delidir'' "Beni bir gün sokakta vuracaklar. Alnımdan kan akarak yere serileceğim. Yatakta ölmek nasip olmayacak. Ziyanı yok, varsın vursunlar. Vatan, benim ölümümle bir şey kaybedecek değildir. Bir Talat gider, bin Talat yetişir!" Mehmet Talat ...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Günlerden bir gün Hamama gideceği tuttu, Sadrazam hazretlerinin Bir yanında birinci veziri Bir yanında ikinci veziri Bir yanında üçüncü veziri. Sonra efendime söyleyeyim Peşkircibaşı, Nalıncıbaşı Sabuncubaşı Velhasıl tam dört yüz kişilik kafile Peştamal takıp girdiler hamama Geçtiler kurnaların başına Üçer beşer Sadrazam deseniz Yan gelip yattı Memleketin en ünlü tellakları Sardılar dört yanını Kimi elini kaptı, kimi bacağını Bir keseleme sürtme faslı başladı. Tam on iki saat On iki ünlü tellak İncitmeden keselediler Hazretin mübarek vücudunu. Öylesine kir çıktı ki sormayın Her biri nah parmağım gibi Aman efendim bu ne kiri Demeye kalmadı Keselerin altında eriyip gitti Koskoca sadrazam Bütün maiyet erkânı yerinden fırladı: - Nettünuz devletliyü? Dediler tellaklara. Tellaklar cevap verdi: - Biz yıkadık, keseledik. Devletlinin kirden ibaret olduğunu bilemedik. Suç bizde değil. Neyleyelim Kir bitti Sadrazam elden gitti. !!! Ümit Yaşar Oğuzcan
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
“Bir ulus kendi içindeki aptal ve hatta muhteris olanlarla baş edebilir. Fakat içersindeki satılmış ve hainlerle yaşayabilmesi olanaksızdır. Sınırları zorlayan düşman silah ve alemlerini açıkta taşıdığı için daha az tehlikelidir. Fakat bir hain, hain gibi görünmez,kurbanları ile ayni aksanda konuşur,onların çehresine bürünür ve onların argümanlarını kullanarak ulusun politik yapısına nüfuz eder, bütün kapılardan serbestçe geçer, sesi en üst düzey hükümet koridorlarında duyulur,ulusun ruhunu çürütür. Politik yapıya her türlü hastalık bulaştırarak yaşam gücünü elinden alır. Bir katil daha az korkuludur.” Marcus Tullius Cicero (M.Ö.106-M.Ö.43)
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
İnsan beyni, yaklaşık 100 milyar sinir hücresi içerir ve bu hücrelerden her biri; diğer hücrelerle, sinaps olarak bilinen yaklaşık 10.000 bağlantı kurar. İnsanı diğer canlılardan farklı klan beyni değil zira Yunus balıklarının beyin yapısı insan beyninden daha gelişmiş beyin sadece sinir ağları, nöronlar ve snapslarla insan bilinci/Ruhu ile bedeni birbirine bağlayan bağ önemli olan bilinçtir. Tanrı tarafından insana bahşedilen öz bilinç/US/TiN yani yaratıcı düşünce yetisi ve Ruhtur... Beyin işlevini gören mekanizma üretilsede ruh yani bilinç transferi nasıl sağlanacak çünkü boyutlar arası geçiş sözkonusu bu gerçekleştiğinde ölümsüz ruh ölümlü bedenler yerine ruh makinelere transfer olunca makinelere bağlı ömür uzayacak tıpkı bilim kurgu filmi gibi :) Fatih Mehmet Yiğit 3D Yazıcıyla 9 Ay İşlevsel Kalan Beyinler Üretildi 3D Yazıcıyla 9 Ay İşlevsel Kalan Beyinler Üretildi 28.10.2018 Bilim insanları, 9 ay boyunca işlevsel kalabilen beyinler üretti. 3D y...