İlim ile Bilimin
Şamanizm ve Kuantum Fiziğinin Bütünleşmesi

Şamanizm binlerce yıl boyunca bütüncül varoluş bilgeliğinin temel göstergesi olmuş bir inanç sistemidir. Şamanlar ilk şifacılar, bilim insanları ve toplumun hocalarıydı. Yakın yüzyıllar içerisinde insanlık, dertler, tasalar, savaşlar, inatlar ve daha pek çok yanılgılarla özünden uzaklaştı; çareyi salt akılda aradı; kadim bilgelikten keskin bir dönüşle uzaklaştı; zihnin yolgöstericiliğini seçti ve Atalarının bilgeliğini tümüyle terk etti. Şimdilerde bilim ve teknolojinin kadim öğretilerle örtüşerek bu bilgeliği geri döndürüyor olması, üstelik bunu “yüksek akıl” olarak adlandırılan bilim üzerinden yapması çok değerli ve sevindirici bir ‘paradoks’tur.  Günümüzde bilim, şamanizmin antik dönem adet ve uygulamalarıyla paralel bir seyir gösterir olunca ve gerçekliğin subatomik katmanlarında bilim, şamanik öğretiyle paralel ilerlemeye başlayınca, kuantum teorisini bu bağlamda beş konu başlığı altında kaleme almak istedim.

Yazının sonuna kadar dayanamayacak olanlarla evrenin bir başka boyutunda sohbet etmeyi umuyorum :)

1. "Çokluevren" (Multiverse)
Çokluevren, birbirinden farklı, gözlemlenebilir evrenlerin hipotezsel toplamı olarak anlatılır. Kuantum fiziği teleskopla gözlemlenen evrenin, çokluevren’in çok küçük bir kısmına tekabül ettiğinden söz etmektedir. “Çokluevren”, tüm olası evrenleri, var olan her şeyi, mekân, zaman, madde ve enerji ile birlikte bütün fizik kanunlarını ve fiziksel değişimlerini kapsayan ortak alan teorisidir diyebiliriz. Bugün çeşitli versiyonları yazılmaktaysa da, özünde hepsi aynı sonucu, aynı anda var olan çoklu boyutlar olduğunu dile getirir.

Kadim çağlarda Şaman bu boyutların varlığını öğrenmiş olan ve oralarda yolculuk yapan kişidir. Dahil olabildiği farklı gerçeklik katmanlarında ruhsal varlıklarla iletişim kurmayı, onlardan aldıklarını yaşanan fiziksel boyuta getirmeyi öğrenmiştir inisiyasyon sürecinde. Bu fizikötesi halleri zihin gücüyle yapabildiği gibi, bazı psikoaktif bitkilerden ya da sunduğu enerji adaklarından yararlanarak da yapabilir. Bireysel ya da toplumsal şifa enerjilerini alabilmek için Şaman’ın gezindiği âlemler, “çokluevren” teorisinde anlatılan, gözle görülemeyen başka boyutların varlığı hipoteziyle birebir örtüşmektedir. 

2. "Mekânsızlık" (Non-Locality)
Kuantum fiziğinde “mekânsızlık” teorisi diye adlandırılan fenomen, bir şeyin aynı anda her yerde olabilmesi, tüm uzayı doldurabilmesi anlamındadır. Atomların yapısı madde ile değil, dalga boylarıyla ölçülebildiği için atom yapısı “mekânsız” olarak kabul edilmektedir. Kuantum bilimi canlı ve cansız dediğimiz bütün varlıkların tüm atomlarının dalga formlarının birbirine geçiş yapabildiklerini ortaya çıkarmıştır. Bu fenomen, klasik mekanik biliminde mikroskopik ölçekte yapılan ölçümlerle ‘cisimlerin yere/ mekâna bağlı olduğu’  teorisine zıt düşer. “Mekânsızlık”ta herhangi bir nesne kendisinden uzakta bir başka cismin davranışını (ikisinin arasında doğrudan hiç bir bağ olmadan) etkilemektedir. 

Şaman, aynı “mekânsızlık” kavramını geliştirmeyi öğrenmiştir. Bu bağlamda Şamanik şifa da lineer değildir, yani sebep-sonuç hattı üzerinde çalışmaz.  Şamanik çalışmaların tümünde süreç, tamamen “mekânsız’dır. Şaman’ın doğrudan bağlantıda olmadığı kişilerlerle iletişim kurabilmesi, uzun mesafeden hasta iyileştirebilmesi böyle mümkün olur. 
Şamanlar “mekânsızlık” özelliğini halkın ihtiyaç duyduğu başka bilgilere ulaşmak için de devreye sokmuşlar asırlarca; avın nerede bulunacağına, suyun kaynağına ya da gökyüzü hareketlerine dair önemli bilgileri halka böyle sunabilmişler.
 “Uzaktangörü” de (Remote viewing) aynı mekânsızlık prensibini barındırır; bizzat gitmeden bir başka mekânı görsel olarak ziyaret edebilmesi mümkün olan Şaman'a  kayıp eşyaları bulmada yardımı için başvurulmasının nedeni budur. 

3. "Gözlemci Etkisi" (Observer Effect)
Laboratuvar deneyleri vasıtasıyla, evrenin dokusunu oluşturan sub-atomik parçacıkların ortamda bir gözlemci bulunması halinde bundan etkilendiğini artık hepimiz öğrendik. Müzik, dans ve seremonisel ritüeller aracılığıyla Şaman’ın şifa için gelen kişiyi hayatla uyumlu, iyimser bir ruh haline sokma ritüelinin temelinde de Şaman’ın bulunduğu ortamda hastanın bu enerjiden doğrudan etkileneceği öğretisi yatmaktadır. Kuantum fiziğiyle paralellik gösteren husus, hem Şaman’ın, hem de hastasının ayrı ayrı “gözlemci” rolü oynuyor olmaları, yani pozitif bir inancın ortak etkileşiminin varlığında hastanın hastalığıyla ilişkisinin etkileneceğidir. Şifa çalışması bir grup eşliğinde yapılıyorsa tüm katılımcılar olumlama enerjisini kattıklarından, yaratılan atmosfer  hasta kişinin zihninde öyle güçlü bir inanç oluşturur ki, bedenleri bu hastalık öğelerini ortadan kaldıracak enerji düzeyine yükselir. Aynen kuantum fiziğinde, ortamdaki diğer enerjilerin (beklenti, düşünce ya da sadece varoluş enerjilerinden) etkilenerek partiküllerin seyir güzergahlarını değiştirmeleri gibi…

4. "Planck Uzunluğu"/"Sicim Teorisi"
Evrenin bütüncül ve tek bir bilinçten oluştuğu kavramı, kuantum fiziğinden çıkartılabilecek diğer önemli bir bilgidir. Planck Uzunluğu, doğal birimler sisteminde fizik yasalarının geçerli olduğu en ufak boyuttur. Bu matematik formül enerjinin (varolan) ölçülebilen en ufak biriminin evrenin “oluşum enerjisi” (foundation energy) olduğunu ifade eder. Şamanik çalışmalarda madde, enerji, zamanın işleyişinde (sürat ve etki açısından algılanması zor olan enerji çalışmalarının işleyişinde) devreye girdiğini anladığımız enerji boyutu, Planck uzunluğu teorisiyle anlaşılır olabilir.
Atomaltı parçacıklardan söz eden Sicim teorisi ile atom’un içindeki elektron, proton, neutron parçacıklarının altında “quarks” adı verilen parçacıkların varlığını öğrendik. Fizik once bu “quark”ların bölünebilir en küçük parça olduğunu düşünmüş. Sicim teorisi geliştikçe bilim, “quark”ın katı bir madde olmadığını, içinin boş olduğunu, “sicim” adı verilen, sürekli titreyerek hareket halinde dolaşan bir enerji kümesi olduğunu fark etmiş. Şu halde, evreni oluşturan enerji, kendisinden bölünemeyecek kadar küçük bir enerji birimidir. Önemi modern insanın “gerçeklik” dediği şeylerin aslında bir sınırı olduğunu kanıtlamasından gelmektedir. Bu sınır, mevcut bilincimizin sınırıdır.  Saf bilinç halinin böyle sınırlı olması, bilincimiz dışındaki, ötesindeki şeyleri algılayamayacağımızı göstermektedir. Burada “Bilinç” ile “Planck Ölçütü” arasında doğrudan anlamsal bağ olduğunu görürüz.  

Şaman öğretisi de bu prensibi anlatır. Şamanlar aynı prenisibi “Axis Mundi olarak tanımlar. Tüm alemleri birbirlerine bağlayan ve bütün evrenleri içinde barındıran sonsuz alandır Axis Mundi. Şamanlar aradıkları ruhsal varlıkları bulacakları yere ulaşmak için Axis Mundi’yi katetmeyi öğrenirler. Kuantum fiziğin söylediği gibi içiçe geçmiş şekilli bir bütüncüllükte bu mümkün olabilmektedir.


5. "Foton birlikteliği ve Elektron dışlanması"
“Pauli Exclusion” denilen bir prensibe gore, maddeleri bir katı bütün şeklinde tutan şey elektronların birbirlerini itmesiyle oluşturdukları atomik yapıdır. Öte yandan IŞIK katı madde değildir; yani ışık bunun tersi biçimde hareket eder. Protonlar birbirlerini itmez, aksine birbirlerine katılır, birbirleriyle karışırlar. Kuantum fiziği Foton Birlikteliğinin Elektron dışlanmasından daha belirleyici bir evrensel yanı olduğunu söylerken, şamanik öğretiyle uyumlu biçimde, yani “hariç tutmak” değil, “dahil etme” prensibiyle tanımladılar ışığın enerjisini. 

Şamanik öğretide Sevgi bu yüzden hep IŞIK olarak anlatılmıştır, aydınlık olarak tanımlanmıştır. Kuantum evrende eril ve dişil bütüncüllük mükemmeliyet ve ışık enerjisi olarak tanımlanır. 
İnsanların özünde eril ve dişil enerjilerin birlikteliği vardır. Şamanlar bunun bilincindedir; aralarındaki dengenin bozulması halinde hastalıkların oluşacağını söylerler. Şamanlardan yayılan ve gözden kaçmayan sevgi enerjisinin temelinde sevgi ve birlik enerjilerini içselleştirmeyi öğrenmiş olmaları vardır. Kendileri ve çevreleri için amaçları bu kişisel enerjilerin süreklilik içerisinde, denge ve uyum içerisinde olmasıdır. Kadim kültürlerde Şamanların evrenin bu kökten ve en temel güçlerine uzanabilmelerinin kaynağında bu bilgilerin içselleşmesi vardır. İnisiyasyondan geçme ile zihinsel olarak öğreti almanın farkı buradan gelmektedir. 

Sonuç olarak kadim öğretilerin çağdaş insanlara yeniden kavuşmasının yolunu açan kuantum fizikçilerine saygı ile selam ederiz.

Yazı uzayınca sürç-i lisan olduysa affola :)

(Maya-Şaman inancı sayfasından alıntıdır)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar