Allah'ın ipini (Kuran'ı) bırakıp Şeyhlerinin (Ruhban sınıfının) ipini tutanları, kula kul olanları, dini çıkarlarına alet edenleri Tanrı'nın kutlu elçisi Hz.Muhammed (sav) bu gün görse ne derdi? Ya Kutsal kitap Kuran bu tür din istismarcıları için ne söylemektedir? ...

 Allah’ı bırakıp tapındıklarınızın hepsi sizin gibi (yaratılmış) kullardır. Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi hemen onları çağırın da size cevap versinler (duanıza icabet etsinler). (Araf Suresi 194.Ayet)

İyi bilin ki, halis din yalnız Allah’ındır. O’nu bırakıp da başka dostlar(Veliler,şeyhler) edinenler, “Biz onlara sadece, bizi Allah’a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz” diyorlar. Şüphesiz Allah, ayrılığa düştükleri şeyler konusunda aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı ve nankör olanları doğru yola iletmez.(Zümer Şuresi 3.Ayet)

‘’Allah'ı bırakıp tapındığınız her şey gerçekte sizin ve atalarınızın kendi muhayyilenizden çıkardığınız (anlamsız) isimlerden öteye geçmemektedir; çünkü bunlar hakkında hiçbir kanıt indirmemiştir Allah. (Neyin doğru, neyin eğri olduğu konusunda) hüküm yalnızca Allah'a aittir. Ve O da kendisinden başkasına kulluk etmemenizi buyuruyor. İşte dosdoğru olan (tek) din budur; ama insanların çoğu bunu bilmez.’’
(Yusuf Suresi 40.Ayet )

Siz ey imana erişenler! Bilin ki, hahamların, rahiplerin (Ruhban sınıfı din adamlarının) çoğu, insanların mallarını haksızca yiyip yutuyor ve (onları) Allahın yolundan alıkoyuyorlar. Fakat bütün o altın ve gümüşü toplayıp Allah yolunda harcamayanlar var ya, (işte) onlara (sonraki hayat için) çok çetin azabı müjdele.
(Tevbe Suresi 34.Ayet)

"Hep birlikte Allah'ın ipine (kitabına, dinine) sımsıkı sarılın. Parçalanıp ayrılmayın. Allah'ın üzerinizdeki nimetini düşünün. Hani siz birbirinize düşmanlar idiniz de, O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O'nun (bu) nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki, doğru yola eresiniz." (Al-i İmran Suresi, 103)

Allah’ın indirdiği Kitap’taki gerçekleri ve hükümleri açıklamayıp gizleyenler ve onları (para, mal, şöhret, mevki gibi, Âhiret kazancına nazaran) pek az bir fiyata değişenler, hiç şüphesiz böyleleri, karınlarında ateşten başka bir şey yemeyeceklerdir. Kıyamet Günü’nde Allah onlarla konuşmayacak, (günahlarını affetmeyerek) onları temizlemeyecek, temize çıkarmayacaktır ve çok acıklı bir azap vardır onlar için.(Bakara Suresi 174.Ayet)

Ruhbancılığın özünde kölelik sistemi ve insan tapıcılığı vardır. Ortaçağdaki kiliseler feodal derebeylik sisteminin devamı olmuştur. Yoksul halk; Endülijans Cennette tapu vaadiyle kandırılmış elinde avucunda ne varsa kiliseye bağışlanması sağlanmıştır.

Kiliseler zengin olurken halkta din adamlarının köleleri haline gelmiştir. Coğrafi keşifler, yeni kıtanın keşfi, kolonizasyon ve sömürgecilik düzeninin baş aktörleri ruhban sınıfı papazlar olmuş Afrika,Yeni Kıta Amerika,Ortadoğu ve Asya'daki köle ticareti ruhban sınıfı din adamlarının eli ile gerçekleşmiştir. Hindistan da ise Brahmanlar kast kölelik sistemini kurmuş günahlara kefaret olarak yoksul halkın gelirini gasp etmişlerdir.
İslam dini de Hz.Muhammed sonrası kendi ruhban sınıfını oluşturmuş, Ruhbancılık zamanla bu dini de kuşatma altına almış,  zamanla tevhid dini ruhban dini haline getirilmiştir. Günümüzde dikkat edilirse; Türkiye deki dini yapılar ve tarikatların çoğunun yöneticisi doğru düzgün okuma yazma bile bilmeyen kürtlerden veya Türk olmayan başka uluslardan çıkmaktadır. Bu nedenle; tarikat yapılanmaları Kürt feodalitesi ve ağalık sisteminin bir tezahürü olarak varlığını sürdürmektedir. Tarikat şeyhleri ağa müdidleride şeyhlerine tapan feodal marabalardır.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar