TÜRK KÜLTÜRÜNDE "YAĞMUR":


Gök ağlamadan, yer gülmez

Yağmur yağmadan rızık bitmez/ ürün yetişmez.

Rüzgârlı havanın kuytusu, yağmurlu havanın uykusu iyidir.

Yağmur, altın suyu.

Yağmur yağarken kabını doldur.


Türk Atasözlerimizden


Etimolojik köken olarak, "yağmur" sözcüğü (yağ + -mur) Eski Türkçede "yağ" fiilinden türemiştir."Yağ" fiili, "sıvı bir şeyin düşmesi, akması" anlamına gelir. Bu kökten türeyen "yağmur" kelimesi, "yağan su" anlamını taşır. 


- Türkiye Türkçesi: Yağmur

- Azerbaycan Türkçesi: Yağmur

- Kazak Türkçesi: Jaŋbır

- Kırgız Türkçesi: Jaağır

- Özbek Türkçesi: Yomg'ır

- Tatar Türkçesi: Yaŋğır

- Türkmen Türkçesi: Ýagyş

- Uygur Türkçesi: Yamghur

- Hakas Türkçesi: Çıpçığ

- Başkurt Türkçesi: Yamğır

- Saka Yakut Türkçesi: Samıır

- Çuvaş Türkçesi: Şiv

- Karaçay-Balkar Türkçesi: Camgır

-Gagavuz (Gök-Oğuz) Türkçesi: Yağmur.


“Yağmur” sözcüğü Türk kişi adlarında: Erkek ve Kadın cinsiyet ayırt etmeksizin çocuklara (Gök-Tanrı'dan, Gökten gelen, varlığıyla can veren, bahar-bereket getiren, ürünleri yeşerten-yetiştiren, hayat bahşeden kutlu-kutsal su anlamında) isim olarak verilebilir. 


ESKİ TÜRK KÜLTÜR VE İNANCINDAN GÜNÜMÜZE YAĞMUR İLE İLGİLİ RİTÜELLER:


-Eski Türk kültüründe ve Kam/Şaman geleneğinde Yağmur yağması için ziyaret yerlerine (dağ tepe gibi yüksek yerler veyahut yatırların oldugu yerlere) gidilir, göğe el açılır Gök-Tanrıdan yağmur dilenir. “Yadacı” Yada Taşı ile Yağmur yağdıran Kamlar çağrılır. Yadacılar Yada-Yağmur taşı ile yağmur yağdırır.


-Yadacı yoksa çeşme,dere veyahut akarsuya dilek dilenerek küçük taşlar atılır. Dere ve Akarsu yoksa plastik olmayan bakır, cam veyahut toprak bir kaba su konur, üzerine örtü örtülür, kab örtü altında iken dilek dilenir, küçük taşlar atılır (üç ve katları: 3-6-9 gibi). Genellikle küçük çocuklara tembihlenir, onların dilek dilemeleri istenir onlara taş attırılır. Daha sonra bu su ile ağaç veyahut çiçeklere su verilir. Veyahut bu su dolu kab yüksek bir yere evin damına konulur. Yağmur yağdıktan sonra bu kaptanı su içilir kaldırılır. Bu kap ve içindeki taşlar bir sonraki ritüelde kullanılır.

İkinci kullanmada ise bu kaba su konulmaz, yüksek rüzgar alan bir yere konulur. Yağmur dileğinde bulunur.


-Baş Ağaca dilek amaçlı çul-çabut (mavi veyahut beyaz bez) bağlanır. Baş Ağaç diğer tabir ile dilek ağacı; doğada olan (yabani) genellikle yalnız duran, rüzgar alan yüksek bir tepede olan gölgesi olan görkemli bir ağaç olmalıdır. 

Dilek Ağacı Hakkında: Türk Kozmolojisinde; yeraltı, yeryüzü ve gökyüzü alemi; Bayterek,Ulu Kayın,Turuğ/Torun, Ulubuk adı verilen Hayat Ağacı ile birbirine bağlıdır. Bu nedenle, Türk Kültüründe Ağacın hayatı temsil ettiğine ve dallarının gökyüzünde Tanrı katına eriştiğine inanılmış Türk kültür ve inancında "Ağaç" Tanrı katına erişen kutlu bir varlık olarak görülmüştür.

Bu inançtan ötürü Türkler; Ulu gördükleri Baş Ağaçlara çul çabut bağlayıp (evlilik, sevgiliye kavuşma, darlıktan ve borçtan kurtulma, çocuk sahibi olma, hastalıklardan kurtulup sağlık ve esenlik bulma, yağmur, bereket, zenginlik gibi hertürlü) Tanrıdan dileklerde bulunmaktaydı.

Bu kültür ve inanç nedeniyle bu tür ağaçlara Türk halkı tarafından “Dilek Ağacı” da denilmektedir.


-Yağmur yağması için Gök-Tanrıya kurban kesilir, ziyafet verilir. Yoksullara, yardıma muhtaçlara yardım edilir. 


-Dilek dilenerek Hava kutuna, Yer ve Su iyisine ruhuna saçı (süt veyahut su) saçılır, yağmur dilenir. 


-Ulu Tanrıdan dilek dilenir, alkış kılınır (dua edilir), Ateş yakılır, Ateşi kirletecek malzeme ateşe atılmaz. Yaş ağaç dalları ile ateşin üzeri kapatılır duman tütmesi sağlanır. 


-Yılan veyahut yılan göyneği (derisi) de ateşte yakılır. Veyahut kaplumbağa ayağından asılır. (Bu ritüeller Kara Kam/Kara Şaman, Kara Toyun/Kara Böğü ritüelleri olduğu için tercih edilmemelidir. Canlılara zarar verecek hertürlü ritüelden uzak durmak gerekir.)


-Rüzgar alan bir yere kurumuş hayvan kemikleri veyahut hayvan başı asılır. Rüzgarda üzerine su serpilir.


-Ulu Tanrıdan dilek dilenir, alkış kılınır (dua edilir); Doğadaki (yabani) canlılara içmeleri için su dolu kablar konulur. Ağaçlara bir miktar su dökülür. Doğadaki canlılara yiyecek bırakılır.


-Ulu Tanrıdan dilek dilenir, alkış kılınır (dua edilir),Tuz yakılır, hayvanlara veyahut insanlara kaya tuzu yalatılır. Bir süre su içirilmez.

-Ulu Tanrıdan dilek dilenir, alkış kılınır (dua edilir), Ağıza, dil altına küçük temiz bir taş (derelerden alınan, yoksa temiz oval, kırık olmayan bir taş) konulur. Gün boyu su içilmez sürekli dilek dilenir.


Yağmur ve sonrası ritüeller:


-Yağmur yağdığında bir süre bekledikten sonra (yağan yağmur önce tozlu olabilir, bir süre yağıp berraklaştıktan sonra); Yağmur suyu biriktirilir. Hatta bununla ilgili “Yağmur yağarken kabını doldur.” Türkçe Atasözümüz hala dilimizde kullanılır. Temiz kab veyahut şişede muhafaza edilen Yağmur suyu hastalara şifa amaçlı içirilir. İnsanlarda sağlık amaçlı içer. Cilt ve deri hastalığı olanlar Yağmur suyunda yıkanır. Yine hayvanlarının yağmurda ıslanmasının hayvanlara iyi geleceğine inanılır. 


Bu ritüelere kimi inanır, kimi inanmaz, bazı insanlara batıl, saçma, hurafe de gelebilir. Bu ritüeller eski Türk halk kültür ve inancına ait Somut olmayan kültürel miras kapsamında uygulamalar. Ata-Ana mirasımız yani bilinmesinde kültürel olarak fayda olur.


Sizinde gözlemlediğiniz; ritüel ve uygulama varsa aşağıya yazabilirsiniz.


Fatih Mehmet Yiğit

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar