Yaş ilerledikçe insanın başı; gürültüyü, patırtıyı, tartışmayı kaldırmıyor. Bu yüzden (iftiracı, yalancı, düzenbaz, sahtekar, iki yüzlü, çıkarcı, yalaka, sömürgen) insanlardan ve dahi kalabalıklardan, gözden uzak yaşamak benim için en doğrusu. 

Bu nedenle; sosyal biri değilim. Tabiatım ve kişiliğim böyle. Tanıyanlar tanır. Hatta bu konu ile ilgili ciddi derecede psikolojik rahatsızlığım dahi mevcut. Yaban'ım. İçinde yaşadığım çağâ uyumsuz bir yabancıyım.

Bilgi darağacığım kapsamında; okuduklarımı, binbir emekle araştırıp, öğrendiklerimi ve düşüncelerimi söz uçar yazı kalır misali karşılıksız, beklentisiz kaynaklarıyla; zayi olmasın, yitip gitmesin diye (asosyallikten uzaklaşarak mizacıma aykırı bir şekilde kendimi zorlayarak) paylaşıyorum. 

Bu benim içinde yaşadığım Türk toplumuna karşı sorumluluğum, (büyüklerim öyle dedi) kök Atalardan gelen emaneti sahibine (Türk Ulusuna) teslim etmek; benim için vicdanı bir borç, bir yükümlülük. 

Emaneti öz mirası bilenler okusunlar, aldıklarını alsınlar. Sadece tek kaynaktan değil her kaynaktan okusunlar. Arı misali ne kadar çiçek olursa; bal o kadar güzel olur. Bilgi, ışık misali paylaşıldıkça, öğrendikçe artar. Öğrenmek en büyük erdemdir. Kendimi; beşikten mezara öğrenci, hayata ve bilgiye dair çok az şey bilen bilgisiz sayarım.

Sağdan, soldan arayan dostlar oluyor, programlarına davet ediyorlar; onlara geri dönmüyor, aramıyor, sormuyorsam kırılıp gücenmesinler. 

Söz başında söylediğim gibi sosyal biri değilim. Asosyal yanlızlığı seven biriyim. Sadece yükümlü olduğum şeyi yerine getiriyorum. Emaneti sahibine teslim ediyorum. 

Yazdıklarımı faydalı bulanlar, yeni şeyler öğrenenler; alsınlar, istifade etsinler. Zira, miras onların Ata, Ana mirası. Bizler aracıyız. Sürçü lisan olursa affola.

Kem gözlerden, bed yüzlerden, kötü sözlerden tüm dostlar ırak ola…

Tüm canlara esen ola.


Fatih Mehmet Yiğit

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar