“OBUR VE OBURLAR”

“OBUR” Türk Mitolojisi ve kültüründe; Herşeyi yiyip bitirip tüketen, yedikçe büyüyen bir türlü doymayan, azgın, açgözlü, her şeyi yutan, kana doymayan, sefalet getiren, hasar veren, hastalık yayan, kılık değiştiren mitolojik bir yaratıktır. Türk Yırlarında (Destanlarında) kahraman Alp/Erler Oburlarla daima savaş halindedir ve onlarla ölümüne mücadele ederler.

(Ana Oğuz dili)Kök-Türkçe'nin değişik dil ve lehçelerinde; Obur, Ubir, Hobur, Vupar, Opkur, Opkan, vpir olarak da telaffuz edilir. Kanla beslenen, kan emici yaratık “Vampir” kelimesinin de Türk Mitoloji ve kültüründe yeralan OBUR sözcüğünden slav ve batı kültürüne geçtiği ile ilgili görüşler mevcuttur. Yine aşırı şişmanlık anlamında kullanılan “Obezite (Obesitas,Obesity)” sözcüğünün de (İskit,Etrüsk,Hun dönemlerinin herhangi birinde) Türk Mitolojisi ve dilinde yeralan “Obur” sözcüğünden esinlenerek latince başta olmak üzere batı dillerine geçtiğini değerlendirmekteyim.

Tatar Türkleri, “Ubır kendisi doysa da gözü doymaz.” Der. "Obur doymaz, aç domuz darıdan çıkmaz" Türk Atasözlerimiz aç gözlülüğu anlatır. Türk diyalektlerinde op içine çeken anlamında kullanılır. Evcil hayvanların geceledikleri çevresi çitsiz ve duvarsız kuytu yere halk arasında Obur denir. Derin büyük çukur anlamına gelen obruk sözcüğü de obur sözcüğünden türemedir. Oburlar (albıslar, kötü ruhlar) manevi olarak da; insanın “sür/süne” adı verilen ruhunu (tin,kut'unu) kuşatan yaşam enerjisini, yaşama sevincini yiyip tüketiriler. İnsanı umutsuzluğa, karamsarlığa, depresyona, kaygı ve strese iterler. 

Obur sadece mitolojilerde yaşamaz, Oburlarla gerçek hayatta birçok şekilde karşılaşırız; “Obur” bazen insanın emeğini ve hakkını gasp eden, insanın yaşama sevincini yok eden adaletsiz bir zorba. Veyahut insanlığı sömüren ve hasta eden küresel bir sistem. Yerelde otoriter acımasız zalim bir yönetim, azmanlaşmış hukuk tanımaz siyasi bir organizasyon, güce hizmet eden güçten beslenen halkın kanını emen, emeğini ve hakkını çalan yandaş bir çıkar grubu olarak da karşımıza çıkar.

Fatih Mehmet Yiğit









Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar