Tan ağardı. 

Dünya aydınlandı.

Güneş doğdu

Herşeyin üzeri ışık oldu

Bunu bil, iyi ol...


Tan tanlardı udu yir yarudi udu kün togdı kamag üze yaruk boltı tir ança bilin edgü ol...


Irk Bitiq Uygur Türk Turfan Yazıtları


Irk sözcüğü: (Eski Türkçede) Ark, ışık kaynağı anlamlarına gelir. “Arığ” ise: Arınmış, temiz, saf, kutlu, kutsal olan anlamına gelir. Su kaynağına, Akar suya bu nedenle: “Arık” da denir. 


Yaruk sözcüğü ise eski Türkçede: "Tanrı ışığı, aydınlık" anlamına gelir. Yaratılışın özü ışıktır. Bu yüzden yaratılış sözcüğü de yaruk sözcüğünden türemedir. Atomaltı parçacıklar bir nevi ışığın türevleri ışık parçacıklarıdır. Herşey ışığın atomaltı ölçekte düzenlenmesinden, tanzim ve tertibinden meydana gelir. Işık parçacıkları elektronlari, kuarkları,nötronları,protonları, fotonları meydana getirir. Bunlar da maddenin en küçük parcası Atomun yapı taşlarıdır.


Herşeyin ışıktan yaratıldığını Türk Bilge Eren Kaygusuz Abdal şiirinde şu sözlerle anlatmaktadır.

‘Işkile ‘âlem müdevver (daire,yuvarlak,evrilme,evren) oldı

‘Işkile cihân münevver(aydınlık)oldı

‘Işkile döner bu çerh-i çenber (Gök-Çarkı, Çarkı-Felek, Uzay-Zaman-Boyutu)

‘Işkile yazıldı cümle defter (Gök-Carkı: Uzay-Zaman döngüsü kaderi meydana getirdi)


Işık sözcüğü köken olarak eski Türkçede "ıssıg": ateş alazı, ısı veren,  ışık saçan anlamına gelen sözcüktür. Aşk (aşkın, tutkulu sevgi) sözcüğüde ışık sözcüğünden türemedir.


Eski Türk inancına göre: İyi bir insan olmak, İyilik yapmak, Tanrı ışığına kavuşmaktır. İyi bir insan öldüğünde "ışıklar içinde uyusun, kabri nur olsun" gibi söylenen Türkçe deyimler bunu ifade eder. İnsan iyi bir insan olarak yaşam sürdüğü takdirde ruhu kutlanır, parlar, ışıklar tarafından kuşatılır. Yeni bir oluş, yeni aydınlık bir yaratılış başlar. Eğer insan arığsız ise: ruhu (tini,kutu) karanlık tarafından kuşatılır. Karanlık bir yaratılış başlar. O yüzden Ozan Karacaoğlan "Cehennemde hiç ateş yoktur. Herkes ateşini kendi götürür." Der. 


Yani her insan yaşamı ve yaptıkları ile kendi cennet ve cehennemini yaratır.


Gözümüz, gönlümüz, günümüz aydınlık olsun. İyi bir insan olalım, iyilik yapalım ki; ışıkla, aşk ile dolalım. Ruhumuz, özümüz ışıkla kut bulsun.


Fatih Mehmet Yiğit













‘Işksuz âdem dünyede bellü bilün yok durur 
 Her biri bir nesneye sevgüsi var “âşıkdur 
 Çalab'un dünyâsında yüz bin dürlü sevgü var 
 Kabûl it kendözüne gör kangısı lâyıkdur 
Yûnus senün ‘aybunı gözlegil ayrugı ko 
 Kimsenün ‘ayıbına sen bakmagıl yazıkdur 

Hakîkat her vücûdun cânı ‘ışkdur 
Ne cân kim cân içinde cânı ‘ışkdur 
Bu cân cismümi kâyim tutar ancak  
O cân kim zâhir ü pinhân-ı ‘ışkdur 

Bu ‘ışk elinde ‘âciz cümle eşyâ  
Ne sır kim kamu ser-gerdân-ı ‘ışkdur 
Bu ‘ışk kandalıgın bilmez kimesne 
Bilürler haddini pâyân-ı ‘ışkdur 

Gehî Leylî olur Mecnûn gözinden 
Geh olur Leylî'nün hayrân-ı ‘ışkdur 
Gehî kan yaş akar Ya'kûb gözinden 
Geh olur Yûsuf-ı Ken'ân-ı ‘ışkdur 

Dirildür ölüyi ‘Îsâ deminde 
Geh olur Mûsî-i ‘Ümrân-ı ‘ışkdur 
Ene'l-Hak çagırur Mansûr dilinden 
Cüneyd'de cübbe vü ‘irfân-ı ‘ışkdur 

Bu ‘ışkun dürlü dürlü rengi çokdur 
Kimi giryân kimi handân-ı ‘ışkdur 
Fidî bu ‘ışka cânum dînüm olsun 
Bana hem dîn ü hem îmân-ı ‘ışkdur 

Ne Yûnus anda yüz bin cân-ı Yûnus 
Kabûl itsün ne kim kurbân-ı ‘ışkdur 
Vücûdun cübbesin ‘ışkıla çâk it 
Talagör ana kim ‘ummân-ı ‘ışkdur 

(Türk Bilge Eren Yunus Emre)





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar