TÜRK BİLGE EREN HACI BEKTAŞ VELİ VE KURT YAVRUSU:


Bir grup yolcu, Sulucakarahöyük'te Yurt tutan, Ocak tutuşturan Bilge Alp Eren Hacı Bektaş'ı görmek; ondan himmet ve dua (esenlik ve alkış) almak ziyaret için yola koyulurlar. Yolcular, yol üzerinde sazlık bir yerde konakladıklarında oracıkta oynaşan (canavar) kurt yavrularını görürler gruptan birisi kurt yavrularından birinin boynuna çan, çıngırak takar. Yavrular korkup birbirinden kaçmaya başlar, yavru kurdun annesi gelir o da yavrusuna yaklaşamaz. O gruptakiler bu duruma güler eğlenirler. O gruptan birisi: “gelin etmeyin, erenler ziyaretine gidiyoruz, bu doğru bir iş değil. Hayvanlar, bunun sesini duyunca korkudan, kaçmadan kendilerini helâk ederler” Dediyse de sözünü dinletemez. 


Daha sonra yolcular; yollarına revan olurlar, Sulucakarahöyük’e gelirler. O sıralarda Bilge Eren Hacı Bektaş, Kırşehire gitmiş ve Bilge Eren Ahi Evren'le Gölpınarı'nda sohbet ediyormuş. Bunlar da Hünkâr'ın orada olduğunu duyup oraya varırlar. Hünkâr'ın elini öperler ondan himmet ve dua isterler.


Hünkâr, bunlara bakıp der ki: “0 hayvancıklar, size ne yaptı da o yavruyu tutup boynuna çan takarak bırakırsınız; çanın sesini işiten hayvancıkların kimisi kaça kaça helâk olur, kimisi ölüm haline gelir. Hakk'a giden hak uğrum hakkı için hiç bir yerde alnımız terlemedi, ancak o yavrucuğun ardından yetişip boynundan o çanı alıncaya dek alnımız terledi, işte o yavruya taktığınız çan.” der ve Hünkâr, kurt yavrusuna taktıkları çanı oradakilere gösterir hepsi şaşırır, yaptıklarından pişmanlık duyarak Hünkâr'ın elini ayağını öperek özür dilerler.


Baba Eren, onların suçlarını bağışlar. Yolcular içerisinde Kadılıktan dönüp derviş olana dönüp: “Senden dervişlik kokusu gelmekde. Derviş olanın, Hiçbir yaratılmışa eziyet etmemesi gerekir” der.


Öğüt ve nasihatte bulunur. Misafirleri ağırlar onlara himmet verir, İrşad eder. 


Bu hikayeden iki anlam çıkarmak gerekir:


Zahiri Birinci Anlam: Kurdu, kuşu, doğayı ve çevreyi korumak canlılara zulmetmemek gerekir. Tanrı Buyruğu, Türk Töresi ve Baba Erenler yolu bunu emreder.


İkinci Batini Anlam ise: Türkler, yabancı ideolojilerle birbirinin boynuna çan takmamalı, taktırmamalı, boyunduruk altında yaşamamalı, mankurtlaşmamalı, kendisine ve ulusuna zarar vermemeli, özüne yabancılaşmamalı, birbirine düşman olmamalı, birbirine Dost olmalı, Töreye uymalı, birlik olmalı, yardımlaşmalı, dayanışmalı, birbirine sahip çıkmalı, birbirine kol kanat germeli ve birbirini korumalıdır.


Töre budur yol budur...


Fatih Mehmet Yiğit

(Türk Bilge Alp Eren H. Bektaş-ı Veli Velayetnamesinden )

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar