Bütün gücü ve ihtişamına rağmen en güçlü savaşçıların bile yenildiği tek gerçek ölümdür.
Ölümün soğuk yüzünü ve insanın ölüm karşısındaki çaresizliğini en güzel anlatan, Nuh Tufanından bile bahseden Sümer Türklerine ait binlerce yıllık, Dünyanın en eski yazılı destanlarından olan Gılgamış Destandır.
Bahse konu destandan:
"Üzerine atlamalı bu büyük tehdidin. Korkusuzca.
Başaramasam ve düşsem de savaşta
geleceğin tüm klanları yaptığımı söyleyecek üzerime düşeni.
...
“Kamışlıktaki bir kamış gibi
Kırılacaktır insanlık!
Ölüm [alıp götürür]
Delikanlıların en iyisini,
Genç kadınların en iyisini.
Ölüm,
Hiç kimsenin görmediği,
Yüzünü
Kimsenin fark etmediği
Sesini
[Hiç kimsenin duymadığı]
Zalim Ölüm
Yok eder insanları!
Ebediyen var olacak
Evler inşa ediyor muyuz?
Sonsuza dek geçerli
Sözleşmeler imzalıyor muyuz?
Ebediyen pay edilir mi
Bir miras?
Sonsuza dek sürer gider mi
Kin?
Irmak taşar mı
Sonsuza dek?
Birdenbire
Hiçbir şey kalmaz geriye
Akarsuya karışan susineklerinden,
Güneşi gören yüzlerden!"
(Gılgamış Destanı, Onuncu tablet)
-Altay Maaday Kara ve Gılgamış Destanı benzerlikleri şöyledir:
Her iki destanın da “arkaik kahramanlık destanı” özelliği taşıyor olması ve destanların kurgusundaki benzerlikler göz ardı edilemez bir gerçektir. Her iki destanda da görülen alt ucu cehenneme, üst ucu gökyüzüne ulaşan yapılar; yeraltı, yeryüzü ve gökyüzü arasında bir bağlantı kurmaktadır. Ayrıca destanda kahramanların yolculukları sırasında karşılaştıkları aşamalı engellerin sayısı ve bu engellerin birbirine benzerliği de dikkat çekicidir. Gılgamış ölümsüzlüğe ulaşabilmek için Utnapistim’in yanına giderken üç engelle karşılaşır. Kögüdey-Mergen de anne ve babasını kurtarmak için Kara-Kula Kağan’ın topraklarına giderken üç engelle karşılaşır. Bu engeller Gılgamış Destanı’nda “İki akrep insan, Ölüm Denizi ve karanlık” ,Maaday-Kara Destanı’nda da benzer olarak “Erlik Bey’in elçileri iki benzer bahadır, Zehirli Sıcak Deniz ve iki benzer Kara Dağ”dır.
Her iki destanda da Tanrıçaların kahramanların gücünden etkilenerek onlarla birlikte olmak istemeleri ve kırıcı bir şekilde reddedilerek intikam hırsına bürünmeleri göz ardı edilemeyecek bir başka önemli benzerliktir.
İki destanda da görülen boğa figürü üzerinde düşünülmesi gereken bir diğer husustur. Dede Korkut Kitabı’ndaki “Dirse Han Oğlu Boğaç Han Boyu”nda, Boğaç’ın Bayındır Han’ın boğasını öldürdüğü gibi Gılgamış Destanı’nda
Gılgamış Gök Tanrısı Anu’nun boğasını öldürmüş, Maaday-Kara Destanı’nda da Kögüdey Mergen, Erlik Bey’in boğasını öldürmüştür.
Gılgamış Destanı’nda Gılgamış’ın Enkidu’nun ölümünden sonra ölümsüzlüğe ulaşmak istemesi ve Maaday-Kara Destanı’ nda Kara-Kula Kağan’ın üç maralın karnına kendi ruhu ve atının ruhunu saklayarak ölümsüzlüğü elde etmiş olması her iki destanda
ölümsüzlük düşüncesinin önemli bir yer işgal ettiğini göstermektedir.(GMK:534)
Tespit edilen bu ortak motiflerin çokluğu, Sümerler ile Türkler arasında tarihsel-genetik bir bağın olabileceğini göstermektedir.(GMK:535)
GMK: GILGAMIŞ DESTANI İLE MAADAY-KARA DESTANI ARASINDAKİ PARALELLİKLER. Enis YALÇIN. Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Öğrencisi, Yıl 2019, Cilt 5, Sayı 3, 522 - 537, 31.07.2019
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/774830
Yorumlar
Yorum Gönder