İSKİT SAKA TÜRKLERİ:
İskitlerin Türk soyundan olduklarına dair deliller Bizans kaynaklarında da vardır. Bu kaynakların en önemlisi, Bizans İmparatoru İkinci Justinus tarafından, M.S. 568 de, Batı Göktürk İmparatoruna Elçi olarak gönderiIen Zemark os'un yolculuğunu ve Türk imparatoru tarafından kabul edilişini anlatan tarihçi Menander'in eseridir. Fransız bilim adamı Edouard Chavannes'in bu kaynaktan yararlanarak, Batı Göktürkleri hakkında yazmış olduğu eserde, İskitlerle Türklerin aynı kavim olduklarını Bizansın gayet iyi bildiklerini gösteren cümleler vardır. Bunlardan ikisini misal göstermekle yetineyim :
1 - Zemarkos Bizansa döndükten sonra kendi imparatoruna şunları söyler : "Bugün Türk adını verdiğimiz millete eskiden İskit denirdi."
2 - Türk Hakanının Orhon harfleriyle yazılmış mektubunu İmparatoruna sunarken de, Zemarkos söyle der: "Bu mektup İskit harfleriyle yazılmıştır"
Kaynak:Documents sur les Tou-kiue occidentaux", Maisonneuve , Paris, S. 235. 240 237, 238/Adile Ayda Emekli Büyükelçi, Türklerin ilk Ataları, 1987 Ayyıldız Matbaası, Sayfa:31-32
Resimler: İskit Türklerine ait Türk kurganlardan (mezarlardan) çıkarılan ve müzelerde sergilenen altından eserler ve kıyafetler
GÖK-TÜRKLERİN, HUNLARIN BİR KOLU OLDUĞU ATALARININ İSKİT/SAKA TÜRKLERİ OLDUĞU İLE İLGİLİ ÇİN KAYNAKLARINDA GEÇEN GÖKTÜRKLERİN MENŞEİ İLE İLGİLİ KURT'TAN TÜREYİŞ EFSANELERİ:
Türklerin Doğu Türkistan ve Güney Altaylar sahasında neredeyse bütünüyle imha edildikten sonra mucizevî bir şekilde kurttan türediklerini anlatan Türk köken miti, Türkler hakkında bilgi veren Çin kaynaklarından ZS’daki, SS’daki, BS’daki ve TD’deki Türk Bölümleri ile CFYG’de bulunmaktadır. Aslında metinler karşılaştırıldığında bu mitin iki ana varyasyonu olduğu, bunların ZS’da ve SS’da kayıtlı oldukları, diğer kaynakların (BS, TD ve CFYG) ise bu iki ana varyasyonu kopyaladıkları, birbirleriyle bütünleştirdikleri ve bazı yerlerde özetledikleri görülmektedir.
Bütün kaynaklar karşılaştırıldığında, Türklerin kurttan türeyiş mitinin ortak anlatısı şu şekildedir:
Ataları Batı Denizi’nin (西海 xi hai) üstünde (kuzeyinde) ya da sağında (batısında) oturan, HUNLARIN (匈奴 XİONG NU) FARKLI BİR SOYU OLUP FARKLI/BAĞIMSIZ BİR BÖLÜK HÂLİNE GELEN TÜRKLERİN SOYADLARI A-SHİ-NA’DIR 阿史那. Türklerin ataları orada yaşarlarken komşu bir ülkenin saldırısına uğrayıp yenilirler; düşmanlar bütün aileleri, erkek-kadın demeden küçük-büyük herkesi öldürürler. Geriye bir tek yalnızca on yaşında olan bir oğlan çocuğu kalır, askerler onun küçük olduğunu görüp öldürmeye kıyamazlar, böylece ayaklarını ve kollarını kesip onu otlarla kaplı bir bataklığın ortasında terk ederler. Bataklıkta bir dişi kurt vardır ve çocuğa her seferinde et getirip besler; çocuk müteakiben et yiyerek hayatta kalır ve büyür, kurtla birlikte olur, sonra kurt gebe kalır. Komşu ülkenin hükümdarı bu çocuğun hâlâ yaşadığını duyunca, öldürülmesi için yeniden adamlarını gönderir ve onlara çocuğu öldürmelerini buyurur. Gelen kişiler kurdun çocuğun yanında olduğunu görürler, kurdu da öldürmek isterler, ancak kurt sanki tanrısal (神 shen) bir yardım almış gibi olur, denizin do- ğusunda Koçu Ülkesi’nin (高昌國 gao chang guo ‘Turfan’) kuzeyindeki ya da kuzeybatısındaki bir dağa kaçar. Dağda bir mağara vardır, mağaranın içinde otlarla kaplı bir ova bulunmaktadır, çapı yüzlerce 里 li (1 li 0,5 kilometre) olup dört tarafı hep dağdır. Kurt burada saklanıp sonra on oğul doğurur. On oğul büyüyünce dışarı çıkıp eş alıp onları gebe bırakırlar; sonra hepsinden bir soy olur. Ashina birisinin soyadı olup en değerli olandır; sonra Ashina uzun süreliğine hükümdar olur. Böylece Türkler otağlarının kapısına kurt başlı tuğ dikerler ve soylarını unutmadıklarını gösterirler. Soyları çoğalır, sonunda yüzlerce aile olurlar. Birkaç nesil sonra bütün bölükler ve herkes, Axian Şad’ın (阿賢設 a xian she) önderliğinde mağaradan çıkarlar, Ruru’lara (茹茹~蠕蠕) bağlanırlar. Uluġ Yabġu (大葉護 da ye hu ‘büyük yabgu’) döneminde soyları daha da güçlenirler. Altay Dağları’nın (金山 jin shan) güney yamacında yerleşirler ve Rurular için demircilik yaparlar. Altayların biçimi demir tolgaya benzer, onların dilinde demir tolgaya Türk (突厥 tu jue) denilir, sonra bu yüzden bu adı benimserler (BS 99.3285-3286; CFYG 956.11251b-11252a; SS 84.1863-1864; TD 197.5401-5402; ZS 50.907-908).
Türklerin yukarıda verilen kurttan türeme mitinin yanı sıra, Güney Sibirya’da geçen bir başka köken miti daha bulunmaktadır. Bu mit esasen ZS’da bulunmaktaysa da SS’da yer almamaktadır. BS, TD ve CFYG ise ZS’daki metni hemen hemen aynı biçimde alarak kopyalamışlardır; yalnızca TD’de birkaç cümle eksiktir. Metinler karşılaştırıldığında, Türklerin Güney Sibirya’da geçen bu türeyiş mitinin ortak anlatısı şu şekildedir:
TÜRKLERİN ATALARI, *SAKA ÜLKESİ’NDEN (索國 SUO GUO) ÇIKMIŞLARDIR VE HUNLARIN KUZEYİNDELERDİR. BÖLÜK BEYİNİN ADI ABANGBU’DUR 阿謗步, ON YEDİ KARDEŞİN EN BÜYÜĞÜDÜR. KARDEŞLERDEN BİRİSİNİN ADI 伊質泥師都 YİZHİ NİSHİDU’DUR VE KURTTAN DOĞMADIR. Abangbu’nun kişiliği aptalca olduğu için, devleti sonradan yıkılır. Nishidu farklıdır ve ola- ğanüstü güçlerden etkilenmiştir, yetenek olarak rüzgâr ve yağmur getirebiliyordur. Söylenceye göre iki kadınla evlenir, birisi Yaz Tanrısı’nın (夏神 xia shen), diğeri Kış Tanrısı’nın (冬神 dong shen) kızıdır. Kızlardan birisi gebe kalır ve dört oğul doğurur. Bunlardan birisi ak bir kuğuya dönüşür. Oğullardan birisinin Abakan Irmağı (阿輔水 a fu shui) ile Kem Irmağı (劍水 jian shui) arasında bir ülkesi vardır, unvanı Kırgız (契骨 qi gu) olur. Birisinin ülkesi Yenisey Irmağı’nda (處折水 chu zhe shui) iken, birisi de Batı Sayan Dağı’nda (跋斯處折施 山 ba si chu zhe shi shan) oturmaktadır ve oğulların en büyüğüdür. Dağın tepesinde Abangbu’nun soyundan gelen başkaları da vardır ve burada çok soğuğa maruz kalmaktadırlar; ayrıca çiy olduğu için yerler ıslaktır. Büyük oğul, ateş yakıp götürerek onları ısıtmakta ve hepsine yardım etmektedir. Sonra herkes itibarlı büyük oğlu başa geçirir, unvanı Türk olur, bu aynı zamanda Neduliu Şad’dır (訥都六設 ne du liu she). Neduliu’nun on eşi vardır; doğurdukları oğulların hepsi annelerinin soyadlarını alırlar, Ashina küçük eşinden olan oğludur, unvanı Axian Şad olur. Neduliu ölünce on anne çocukları arasından birisini seçeceklerdir, böylece büyük bir ağacın altında toplanırlar ve ortak bir karar alırlar. Bu karara göre ağaç yönünde yukarı doğru zıplanacaktır, en yükseğe zıplamayı başaran kişi de aralarından sıyrılacaktır. Ashina’nın oğlu yaşça en küçüktür ama en yükseğe zıplar, bütün oğullar itibar göstererek onu başlarına geçirirler, unvanı Axian Şad olur. Bu söylence her ne kadar farklıysa da, kurt soyundan gelme konusunda benzemektedir.
(BS 99.3286; CFYG 956.11252a; TD 197.5402; ZS 50.908).BS = Beishi 北史; CFYG = Cefu Yuangui 冊府元龜; SS = Suishu 隋書; TD = Tongdian 通典; TPGJ = Taiping Guangji 太平廣記; XTS = Xin Tangshu 新唐書; YYZZ = Youyang Zazu 酉陽雜俎; ZS = Zhoushu 周書.)Türk Mitlerindeki Motifler (VI.-VIII. Yüzyıllar) Motifs in Türk Myths (6th -8 th Centuries) Hayrettin İhsan ERKOÇ Çanakkale Onsekiz Mart University (Çanakkale/Turkey)
ARKEO GENETİK ÇALIŞMALAR İSKİTLERİN TÜRK OLDUĞUNU ORTAYA ÇIKARMAKTADIR:
Genellikle sert atlı savaşçılar olarak düşünülen İskitler, Avrasya tarihinde önemli bir rol oynayan, Avrasya bozkırlarını yöneten kalabalık Demir Çağı kültürleriydi.
Doğu Kazakistan’daki Eleke Sazy nekropolünün dördüncü tümülüsü. C: Zainolla Samashev
Science Advances’da yayınlanan yeni bir çalışma, MÖ ilk bin yıllardan itibaren Orta Asya Bozkırlarını kapsayan 111 antik bireye ait genom verilerini analiz etti. Sonuçlar, bozkırların efsanevi İskitlerinin kökenleri, gelişimi ve düşüşüyle ilgili genetik olaylara yeni bakış açıları ortaya koyuyor.
İskitler, Avrasya’nın başlıca çağdaş uygarlıklarıyla olan etkileşimleri ve çatışmaları nedeniyle, tarih yazımı ve popüler kültürde efsanevi bir konuma sahip. İskitler, güçlü komşularının kültürleri üzerinde büyük etkilere sahipti, eyer gibi yeni teknolojileri ve binicilik için diğer yenilikleri yaydılar. Antik Yunan, Roma, Pers ve Çin imparatorluklarının hepsi, Avrasya’nın iç topraklarından gelen korkulan atlı savaşçıların geleneklerini ve uygulamalarını kendi bakış açılarından anlatan çok sayıda kaynak bıraktı.
Yine de, dış kaynaklardan gelen kanıtlara rağmen, İskit tarihi hakkında çok az şey biliniyor. Yazılı bir dil veya doğrudan kaynaklar olmadan, konuştukları dil veya diller, nereden geldikleri ve bu kadar büyük bir alana yayılmış olan çeşitli kültürlerin gerçekte ne ölçüde birbirleriyle ilişkili olduğu belirsizliğini koruyor.
Demir Çağı geçişi ve İskitlerin genetik profilinin oluşumu
Max Planck İnsanlık Tarihi Bilimi Enstitüsü Arkeogenetik Bölümü’nden bilim insanları tarafından yönetilen uluslararası genetikçiler, antropologlar ve arkeologlardan oluşan ekip tarafından Science Advances’te yayınlanan yeni bir çalışma, Orta Asya bozkırlarındaki İskitlerin İskit olmayan arkeolojik kültürlerinin 111 antik genomu ile İskitlerin tarihini aydınlatmaya yardımcı oluyor.
Bu çalışmanın sonuçları, önemli genetik değişimlerin, uzun süren Tunç Çağı yerleşik gruplarının düşüşü ve Demir Çağı’nda İskit göçebe kültürlerinin yükselişi ile ilişkili olduğunu ortaya koyuyor.
Eleke Sazy nekropolünden ‘Altın Adam’ olarak bilinen bir sosyal elitin mezarı. C: Zainolla Samashev
Bulgular, Geç Tunç Çağı çobanlarının nispeten homojen atalarının ardından, MÖ 1. binyılın başında, bozkırlara doğu, batı ve güneyden gelen akınların yeni karışmış gen havuzları oluşturduğunu gösteriyor.
Orta Asya Bozkırlarının çeşitli halkları
Çalışma daha da ileri giderek göçebe Demir Çağı grupları için en az iki ana köken kaynağı belirledi. Bir doğu kaynağı muhtemelen Altay Dağları’ndaki, Demir Çağı boyunca batıya ve güneye yayılan ve hareket ettikçe karışan popülasyonlardan kaynaklanıyordu.
Bu genetik sonuçlar, arkeolojik kayıtta bulunan zamanlama ve konumlarla eşleşiyor ve en eski İskit mezarlarının bulunduğu Altay bölgesindeki popülasyonların sırasıyla güney, orta ve doğu Kazakistan’da bulunan Saka, Tasmola ve Pazırık gibi farklı ünlü kültürleri birbirine bağlayan yayılımını gösteriyor.
Şaşırtıcı bir şekilde, batı Ural Dağları’nda bulunan gruplar, ikinci bir ayrı, ancak eşzamanlı kaynaktan geliyor. Doğudaki durumun aksine, erken Sauromatian-Sarmatian kültürlerinin karakteristik özelliği olan bu batı gen havuzu, Sarmat kültürlerinin Urallardan Pontus-Hazar bozkırlarına batıya doğru yayılmasıyla büyük ölçüde tutarlı kaldı.
Hun-Xianbi kültür mezarlarının havadan görünümü. Hem atlar hem de savaşçılar görülebilir. C: Zainolla Samashev
Yeni genetik değişimlerle bağlantılı İskit kültürlerinin düşüşü
Çalışma aynı zamanda yeni genetik değişimleri ve karışım olaylarını ortaya çıkaran Demir Çağı’ndan sonraki geçiş dönemini de kapsıyor. Bu olaylar, Orta Bozkır’daki İskit kültürlerinin gerilemesi ve ardından ortadan kalkmasıyla eşzamanlı olarak, MS bin yılın başında yoğunlaştı.
Bu durumda, yeni uzak doğu Avrasya akını, makul bir şekilde, MS ilk yüzyıllarda Xiongnu ve Xianbei konfederasyonlarının yanı sıra İran kaynaklarından gelen küçük akınlar gibi Doğu bozkırlarının göçebe imparatorluklarının yayılmasıyla ilişkilidir.
İskitlerin tarihiyle ilgili cevaplanmamış soruların çoğu tek başına antik DNA ile çözülemese de, bu çalışma Avrasya nüfusunun zaman içinde ne kadar değiştiğini ve karıştığını gösteriyor.
“Gelecekteki çalışmalar, farklı dönemleri ve coğrafi bölgeleri kapsayarak, bu trans-Avrasya bağlantılarının dinamiklerini keşfetmeye devam etmeli, uzak geçmişte batı, orta ve doğu Avrasya arasındaki bağlantıların tarihini ve bunların günümüz Avrasya popülasyonlarındaki genetik mirasını ortaya çıkarmalı.”
Max Planck Society. 26 Mart 2021.
Makale: Guido Alberto Gnecchi-Ruscone et al. 2021. Ancient genomic time transect from the Central Asian Steppe unravels the history of the Scythians. Science Advances.
Haber: https://arkeofili.com/antik-genomlar-iskitlerin-kokenini-ve-cokusunu-anlatiyor/
Resim: Ataias'a ait madeni paralar Ataias potre olarak tıpkı Hun Kağanı Attilla'yı betimleyen tablolardaki gibi Türklerin özgürlük ve bağımsızlık sembolü olan Başında (Börü)Kurt börkü ile tasvir edilirken paranın diğer yüzünde Türklerin sıklıkla kullandığı kuyruğu bağlı At üzerinde ok atan savaşçı olarak resmedilmiştir. Para üzerinde Latin alfabesi ile Türkçe "Ataies" yazmaktadır.
ATA: Türkçe'de büyük baba anlamındadır. Ayrıca Devlet Başkanlarına Türkler Ata demektedir.
Yorumlar
Yorum Gönder