HUN TÜRKLERİNİN ATALARI İSKİT/SAKA TÜRKLERİ HAKKINDA:

Skyth'ler (İskit Türkleri), kendilerini ırkların en genci* sayarlar ve kökenlerini şöyle gösterirler: Bu ülke boştu, burada ilk olarak Targitaos (Türklerin Atası) adında bir adam doğdu. Bu Targitaos'un babası Zeus, anası da Borysthenes ırmağının kızıymış, öyle derler. –Benim aklım ermez, ama bana ne, efsane böyle diyor.– Targitaos'un kökeni buymuş demek; bunun üç çocuğu olmuş, Lipoxais, Arpoxais ve en küçükleri Koloxais. 

Bunların zamanında Skythia'ya, gökyüzünden altından yapılma zanaat araçları düşüyor, bir saban, bir boyunduruk, bir balta ve bir kupa. Bunları ilk olarak en büyükleri görüyor ve yaklaşıyor almak için; altın kızıl kor oluyor. O geri çekiliyor, ortanca ilerliyor, gene aynı şey oluyor. Maden öyle ateş saçıyor ki, uzaklaşmak zorunda kalıyor. Sıra üçüncüye, yani en küçüklerine geliyor, o zaman altın soğuyor, o da bunları alıp evine götürüyor. Mucizeyi gören büyükler, iktidarı en küçüklerine bırakıyorlar. 6. Lipoxais'ten, Aukhatea denilen Skyth'ler doğmuştur. Ortancadan, Arpoxais'ten inenler Katiariler ve Traspieslerdir ve en küçüklerinden de kralları çıkmıştır ki, adları Paralatailardır. Tümü de Skoloti (Saka) diye anılırlar ki, bu kralların lakabıdır. Bunlara Skyth'ler adını Yunanlılar takmışlardır.

Halikarnaslı (Muğla/Bodrumlu) Herodotos ( d.MÖ 484 ö.MÖ 425)/Herodot Tarihi /MELPOMENE Skyth'ler – Yurtları – Özellikleri Bahsi

*Divanı Lügatit Türk'te Kaşgarlı Mahmud "Türk" kelimesinin anlamını; gençlik, kuvetlilik ve zindelik olarak ifade eder.

Türklerin Atasının Zeus (Gök-Tanrı) olarak tanımlanması (Gök-Türk Bilge Kağan Bengü Taş Bitikte) Orhun kitabelerinde geçen: "Tengriteg Тengride bolmuş Türk Bilge Kagan:Tanrı gibi Gökte (Cennette) olmuş Türk Bilge Kağanı" ifadesine uygundur. Yine Gökten yeryüzüne düşen altın araç ve gereçler (Saban,Boyunduruk,Balta ve Kupa sembolleri ile) Türklerin tarihin ilk Atı ehlileştiren, toprağı işleyen (tarım yapan), madeni işleyen, savaşçı bir millet olduğunu ifade eder.

Fatih Mehmet Yiğit

İskit Taşbaba - MÖ 4.-1.yy
Karatepe  - Kuzeybatı Kırım.
Adı Sakalar'dan kalan Saki'ye 7 km.
Eski Eserler Açık Hava Müzesi.

Scythian Tashbaba - 4th-1st c BC
Karatepe  - Northwest Crimea.

Tr.ety.:
Kara = Black or direction North.
Tepe (Tobe) = Hill

7 km from the city Saki, which took her name from Saka (Scythian Turks).
Open-air Museum of Antiquities.



Kırım Neopolis Müzesinde sergilenen üzerinde Proto-Türkçe alfabe ile yazı bulunan topraktan çanak-çömlek parçası
Paylaşım:Semra Bayraktar

İSKİT SAKA TÜRKLERİ:

İskitlerin Türk soyundan olduklarına dair deliller Bizans kaynaklarında da vardır. Bu kaynakların en önemlisi, Bizans İmparatoru İkinci Justinus tarafından, M.S. 568 de, Batı Göktürk İmparatoruna Elçi olarak gönderiIen Zemark os'un yolculuğunu ve Türk imparatoru tarafından kabul edilişini anlatan tarihçi Menander'in eseridir. Fransız bilim adamı Edouard Chavannes'in bu kaynaktan yararlanarak, Batı Göktürkleri hakkında yazmış olduğu eserde, İskitlerle Türklerin aynı kavim olduklarını Bizansın gayet iyi bildiklerini gösteren cümleler vardır. Bunlardan ikisini misal göstermekle yetineyim : 

1 - Zemarkos Bizansa döndükten sonra kendi imparatoruna şunları söyler : "Bugün Türk adını verdiğimiz millete eskiden İskit denirdi."

2 - Türk Hakanının Orhon harfleriyle yazılmış mektubunu İmparatoruna sunarken de, Zemarkos söyle der: "Bu mektup İskit harfleriyle yazılmıştır"

Kaynak:Documents sur les Tou-kiue occidentaux", Maisonneuve , Paris, S. 235. 240 237, 238/Adile Ayda Emekli Büyükelçi, Türklerin ilk Ataları, 1987 Ayyıldız Matbaası, Sayfa:31-32

Resimler: İskit Türklerine ait Türk kurganlardan (mezarlardan) çıkarılan ve müzelerde sergilenen altından eserler ve kıyafetler













İSKİT SAKA TÜRKLERİ VE HUN BAŞBUĞU ATTİLA



Fransız sanatçı Eugene Delacroix tarafından yapılan bir fresk. Palais Bourbon Kütüphanesi Paris. 1843-47, Kütüphanenin bir duvarına Türk-Hun Kağanı Attila ve ordusu resimlenmiş. Attila kadim Türk sembolü olan Kurt börkü giymiş vaziyette resmedilmiştir.

Fransız tarihçisi Amedée Thierry 'nin "Histoired'Attila" adlı eserinde şu olay anlatılmaktadır:

Attila, İtalya’da Milano’yu zaptettikten sonra şehri gezmeye çıkar. Sokakları dolaşırken, bir bina üzerinde bir tablo dikkatini çeker..

"Tablo, sırtlarında al cübbeleri ve başlarında taçları ile, altın tahtlara­ kurulmuş iki impa­ratoru temsil ediyordu. Onların ayakları dibinde ise, İSKİTLER … Savaşta yenilmişler de, merhamet diliyorlarmış gibi, yerlere kapanmış halde idiler. Attila bu küstahça tablonun derhal imha edilmesi­ni ve yerine şöyle bir tablo yapılmasını emreder: Attila kendisi, bir tahta oturmuş olacak, Roma İmparatorları ise, sırtları altın torbaları ile yüklü ol­duğu halde, Attila’nın ayakları dibine altın döker durumda olacaklardı."

Yukarıdaki parça gösteriyor ki, Attila zama­nında Avrupalılar, Hunlar’a "İskit" diyordu. Muh­temelen, Hunlar da kendilerine "Saka" diyordu.

ADİLE AYDA/Türklerin İlk Ataları sayfa:49
(Tcho u éditeur, Paris 1969, s. 217 , 218 ).
*

OKYANUS ADALARI (BALTIK DENİZİ VE CİVARI) VE İNGİLTERE'NİN BİR BÖLÜMÜNÜ FETHEDEN ATİLLA:

MS 448 / 9’da resmi bir heyetin parçası olarak Hun-Türk Başbuğu Attila  Kağan'ı ziyaret eden Doğu Roma’lı bir diplomat olan Panium Priscus yazdığı eserinde Atilla hakkında şunları söylemektedir: "Daha önce hiçbir İskit hükümdarı ya da başka hiçbir toprak yöneticisi bu kadar kısa sürede çok fazla bir şey elde etmemişti. Okyanus adalarına hükmetti ve bütün İskit'e ek olarak Romalıları haraç ödemeye zorladı. Mevcut başarılarından daha fazlasını hedefliyordu ve imparatorluğunu daha da arttırmak için şimdi Perslere saldırmak istedi. ( Kaynak: Priscus, Fragments 11.2: R.C. Blockley The Classicising Historians of the Later Roman Empire: Eunapius, Olympiodorus, Priscus and Malchus 2 vols. (Liverpool, 1983), vol. II, p. 277. )https://www.caitlingreen.org/2015/07/were-there-huns-in-anglo-saxon-england.html?m=1

“Eski İskandinav belgeleri dikkatli incelendiğinde ve Priscus’un da kanıtlarıyla birlikte ele alındığında; Attila’nın, Kuzey Adaları’nı yönettiği anlaşılır. 

Danimarkalı’ların Attila’dan önce gerçek bir tarihi yok gibidir. Danimarkalı’lar, çoğu antik geleneği bu kudretli hükümdardan aldılar. O, bazı yönlerden Kuzey’in Odin’i ve aynı zamanda Britanya’nın Kral Arthur’uydu. En azından, onunla özdeşleşmişlerdi.”

WILLIAM HERBERT
(Attila: King Of The Huns - Attila: Hunlar’ın Kralı)



GÖK-TÜRKLERİN, HUNLARIN BİR KOLU OLDUĞU ATALARININ İSKİT/SAKA TÜRKLERİ OLDUĞU İLE İLGİLİ ÇİN KAYNAKLARINDA GEÇEN GÖKTÜRKLERİN MENŞEİ İLE İLGİLİ KURT'TAN TÜREYİŞ EFSANELERİ:

Türklerin Doğu Türkistan ve Güney Altaylar sahasında neredeyse bütünüyle imha edildikten sonra mucizevî bir şekilde kurttan türediklerini anlatan Türk köken miti, Türkler hakkında bilgi veren Çin kaynaklarından ZS’daki, SS’daki, BS’daki ve TD’deki Türk Bölümleri ile CFYG’de bulunmaktadır. Aslında metinler karşılaştırıldığında bu mitin iki ana varyasyonu olduğu, bunların ZS’da ve SS’da kayıtlı oldukları, diğer kaynakların (BS, TD ve CFYG) ise bu iki ana varyasyonu kopyaladıkları, birbirleriyle bütünleştirdikleri ve bazı yerlerde özetledikleri görülmektedir.

 Bütün kaynaklar karşılaştırıldığında, Türklerin kurttan türeyiş mitinin ortak anlatısı şu şekildedir: 

Ataları Batı Denizi’nin (西海 xi hai) üstünde (kuzeyinde) ya da sağında (batısında) oturan, HUNLARIN (匈奴 XİONG NU) FARKLI BİR SOYU OLUP FARKLI/BAĞIMSIZ BİR BÖLÜK HÂLİNE GELEN TÜRKLERİN SOYADLARI A-SHİ-NA’DIR 阿史那. Türklerin ataları orada yaşarlarken komşu bir ülkenin saldırısına uğrayıp yenilirler; düşmanlar bütün aileleri, erkek-kadın demeden küçük-büyük herkesi öldürürler. Geriye bir tek yalnızca on yaşında olan bir oğlan çocuğu kalır, askerler onun küçük olduğunu görüp öldürmeye kıyamazlar, böylece ayaklarını ve kollarını kesip onu otlarla kaplı bir bataklığın ortasında terk ederler. Bataklıkta bir dişi kurt vardır ve çocuğa her seferinde et getirip besler; çocuk müteakiben et yiyerek hayatta kalır ve büyür, kurtla birlikte olur, sonra kurt gebe kalır. Komşu ülkenin hükümdarı bu çocuğun hâlâ yaşadığını duyunca, öldürülmesi için yeniden adamlarını gönderir ve onlara çocuğu öldürmelerini buyurur. Gelen kişiler kurdun çocuğun yanında olduğunu görürler, kurdu da öldürmek isterler, ancak kurt sanki tanrısal (神 shen) bir yardım almış gibi olur, denizin do- ğusunda Koçu Ülkesi’nin (高昌國 gao chang guo ‘Turfan’) kuzeyindeki ya da kuzeybatısındaki bir dağa kaçar. Dağda bir mağara vardır, mağaranın içinde otlarla kaplı bir ova bulunmaktadır, çapı yüzlerce 里 li (1 li  0,5 kilometre) olup dört tarafı hep dağdır. Kurt burada saklanıp sonra on oğul doğurur. On oğul büyüyünce dışarı çıkıp eş alıp onları gebe bırakırlar; sonra hepsinden bir soy olur. Ashina birisinin soyadı olup en değerli olandır; sonra Ashina uzun süreliğine hükümdar olur. Böylece Türkler otağlarının kapısına kurt başlı tuğ dikerler ve soylarını unutmadıklarını gösterirler. Soyları çoğalır, sonunda yüzlerce aile olurlar. Birkaç nesil sonra bütün bölükler ve herkes, Axian Şad’ın (阿賢設 a xian she) ön￾derliğinde mağaradan çıkarlar, Ruru’lara (茹茹~蠕蠕) bağlanırlar. Uluġ Yabġu (大葉護 da ye hu ‘büyük yabgu’) döneminde soyları daha da güçlenirler. Altay Dağları’nın (金山 jin shan) güney yamacında yerleşirler ve Rurular için demircilik yaparlar. Altayların biçimi demir tolgaya benzer, onların dilinde demir tolgaya Türk (突厥 tu jue) denilir, sonra bu yüzden bu adı benimserler (BS 99.3285-3286; CFYG 956.11251b-11252a; SS 84.1863-1864; TD 197.5401-5402; ZS 50.907-908).

 Türklerin yukarıda verilen kurttan türeme mitinin yanı sıra, Güney Sibirya’da geçen bir başka köken miti daha bulunmaktadır. Bu mit esasen ZS’da bulunmaktaysa da SS’da yer almamaktadır. BS, TD ve CFYG ise ZS’daki metni hemen hemen aynı biçimde alarak kopyalamışlardır; yalnızca TD’de birkaç cümle eksiktir. Metinler karşılaştırıldığında, Türklerin Güney Sibirya’da geçen bu türeyiş mitinin ortak anlatısı şu şekildedir:

TÜRKLERİN ATALARI, *SAKA ÜLKESİ’NDEN (索國 SUO GUO) ÇIKMIŞLARDIR VE HUNLARIN KUZEYİNDELERDİR. BÖLÜK BEYİNİN ADI ABANGBU’DUR 阿謗步, ON YEDİ KARDEŞİN EN BÜYÜĞÜDÜR. KARDEŞLERDEN BİRİSİNİN ADI 伊質泥師都 YİZHİ NİSHİDU’DUR VE KURTTAN DOĞMADIR. Abangbu’nun kişiliği aptalca olduğu için, devleti sonradan yıkılır. Nishidu farklıdır ve ola- ğanüstü güçlerden etkilenmiştir, yetenek olarak rüzgâr ve yağmur getirebiliyordur. Söy￾lenceye göre iki kadınla evlenir, birisi Yaz Tanrısı’nın (夏神 xia shen), diğeri Kış Tanrısı’nın (冬神 dong shen) kızıdır. Kızlardan birisi gebe kalır ve dört oğul doğurur. Bunlardan birisi ak bir kuğuya dönüşür. Oğullardan birisinin Abakan Irmağı (阿輔水 a fu shui) ile Kem Irmağı (劍水 jian shui) arasında bir ülkesi vardır, unvanı Kırgız (契骨 qi gu) olur. Birisinin ülkesi Yenisey Irmağı’nda (處折水 chu zhe shui) iken, birisi de Batı Sayan Dağı’nda (跋斯處折施 山 ba si chu zhe shi shan) oturmaktadır ve oğulların en büyüğüdür. Dağın tepesinde Abangbu’nun soyundan gelen başkaları da vardır ve burada çok soğuğa maruz kalmaktadırlar; ayrıca çiy olduğu için yerler ıslaktır. Büyük oğul, ateş yakıp götürerek onları ısıtmakta ve hepsine yardım etmektedir. Sonra herkes itibarlı büyük oğlu başa geçirir, unvanı Türk olur, bu aynı zamanda Neduliu Şad’dır (訥都六設 ne du liu she). Neduliu’nun on eşi vardır; doğurdukları oğulların hepsi annelerinin soyadlarını alırlar, Ashina küçük eşinden olan oğludur, unvanı Axian Şad olur. Neduliu ölünce on anne çocukları arasından birisini seçeceklerdir, böylece büyük bir ağacın altında toplanırlar ve ortak bir karar alırlar. Bu karara göre ağaç yönünde yukarı doğru zıplanacaktır, en yükseğe zıplamayı başaran kişi de aralarından sıyrılacaktır. Ashina’nın oğlu yaşça en küçüktür ama en yükseğe zıplar, bütün oğullar itibar göstererek onu başlarına geçirirler, unvanı Axian Şad olur. Bu söylence her ne kadar farklıysa da, kurt soyundan gelme konusunda benzemektedir.

(BS 99.3286; CFYG 956.11252a; TD 197.5402; ZS 50.908).BS = Beishi 北史; CFYG = Cefu Yuangui 冊府元龜; SS = Suishu 隋書; TD = Tongdian 通典; TPGJ = Taiping Guangji 太平廣記; XTS = Xin Tangshu 新唐書; YYZZ = Youyang Zazu 酉陽雜俎; ZS = Zhoushu 周書.)Türk Mitlerindeki Motifler (VI.-VIII. Yüzyıllar) Motifs in Türk Myths (6th -8 th Centuries) Hayrettin İhsan ERKOÇ Çanakkale Onsekiz Mart University (Çanakkale/Turkey)


ARKEO GENETİK ÇALIŞMALAR İSKİTLERİN TÜRK OLDUĞUNU ORTAYA ÇIKARMAKTADIR:

Genellikle sert atlı savaşçılar olarak düşünülen İskitler, Avrasya tarihinde önemli bir rol oynayan, Avrasya bozkırlarını yöneten kalabalık Demir Çağı kültürleriydi.



Doğu Kazakistan’daki Eleke Sazy nekropolünün dördüncü tümülüsü. C: Zainolla Samashev

Science Advances’da yayınlanan yeni bir çalışma, MÖ ilk bin yıllardan itibaren Orta Asya Bozkırlarını kapsayan 111 antik bireye ait genom verilerini analiz etti. Sonuçlar, bozkırların efsanevi İskitlerinin kökenleri, gelişimi ve düşüşüyle ilgili genetik olaylara yeni bakış açıları ortaya koyuyor.

İskitler, Avrasya’nın başlıca çağdaş uygarlıklarıyla olan etkileşimleri ve çatışmaları nedeniyle, tarih yazımı ve popüler kültürde efsanevi bir konuma sahip. İskitler, güçlü komşularının kültürleri üzerinde büyük etkilere sahipti, eyer gibi yeni teknolojileri ve binicilik için diğer yenilikleri yaydılar. Antik Yunan, Roma, Pers ve Çin imparatorluklarının hepsi, Avrasya’nın iç topraklarından gelen korkulan atlı savaşçıların geleneklerini ve uygulamalarını kendi bakış açılarından anlatan çok sayıda kaynak bıraktı.

Yine de, dış kaynaklardan gelen kanıtlara rağmen, İskit tarihi hakkında çok az şey biliniyor. Yazılı bir dil veya doğrudan kaynaklar olmadan, konuştukları dil veya diller, nereden geldikleri ve bu kadar büyük bir alana yayılmış olan çeşitli kültürlerin gerçekte ne ölçüde birbirleriyle ilişkili olduğu belirsizliğini koruyor.

Demir Çağı geçişi ve İskitlerin genetik profilinin oluşumu

Max Planck İnsanlık Tarihi Bilimi Enstitüsü Arkeogenetik Bölümü’nden bilim insanları tarafından yönetilen uluslararası genetikçiler, antropologlar ve arkeologlardan oluşan ekip tarafından Science Advances’te yayınlanan yeni bir çalışma, Orta Asya bozkırlarındaki İskitlerin İskit olmayan arkeolojik kültürlerinin 111 antik genomu ile İskitlerin tarihini aydınlatmaya yardımcı oluyor.

Bu çalışmanın sonuçları, önemli genetik değişimlerin, uzun süren Tunç Çağı yerleşik gruplarının düşüşü ve Demir Çağı’nda İskit göçebe kültürlerinin yükselişi ile ilişkili olduğunu ortaya koyuyor.



Eleke Sazy nekropolünden ‘Altın Adam’ olarak bilinen bir sosyal elitin mezarı. C: Zainolla Samashev

Bulgular, Geç Tunç Çağı çobanlarının nispeten homojen atalarının ardından, MÖ 1. binyılın başında, bozkırlara doğu, batı ve güneyden gelen akınların yeni karışmış gen havuzları oluşturduğunu gösteriyor.

Orta Asya Bozkırlarının çeşitli halkları

Çalışma daha da ileri giderek göçebe Demir Çağı grupları için en az iki ana köken kaynağı belirledi. Bir doğu kaynağı muhtemelen Altay Dağları’ndaki, Demir Çağı boyunca batıya ve güneye yayılan ve hareket ettikçe karışan popülasyonlardan kaynaklanıyordu.

Bu genetik sonuçlar, arkeolojik kayıtta bulunan zamanlama ve konumlarla eşleşiyor ve en eski İskit mezarlarının bulunduğu Altay bölgesindeki popülasyonların sırasıyla güney, orta ve doğu Kazakistan’da bulunan Saka, Tasmola ve Pazırık gibi farklı ünlü kültürleri birbirine bağlayan yayılımını gösteriyor.

Şaşırtıcı bir şekilde, batı Ural Dağları’nda bulunan gruplar, ikinci bir ayrı, ancak eşzamanlı kaynaktan geliyor. Doğudaki durumun aksine, erken Sauromatian-Sarmatian kültürlerinin karakteristik özelliği olan bu batı gen havuzu, Sarmat kültürlerinin Urallardan Pontus-Hazar bozkırlarına batıya doğru yayılmasıyla büyük ölçüde tutarlı kaldı.


Hun-Xianbi kültür mezarlarının havadan görünümü. Hem atlar hem de savaşçılar görülebilir. C: Zainolla Samashev

Yeni genetik değişimlerle bağlantılı İskit kültürlerinin düşüşü

Çalışma aynı zamanda yeni genetik değişimleri ve karışım olaylarını ortaya çıkaran Demir Çağı’ndan sonraki geçiş dönemini de kapsıyor. Bu olaylar, Orta Bozkır’daki İskit kültürlerinin gerilemesi ve ardından ortadan kalkmasıyla eşzamanlı olarak, MS bin yılın başında yoğunlaştı.

Bu durumda, yeni uzak doğu Avrasya akını, makul bir şekilde, MS ilk yüzyıllarda Xiongnu ve Xianbei konfederasyonlarının yanı sıra İran kaynaklarından gelen küçük akınlar gibi Doğu bozkırlarının göçebe imparatorluklarının yayılmasıyla ilişkilidir.

İskitlerin tarihiyle ilgili cevaplanmamış soruların çoğu tek başına antik DNA ile çözülemese de, bu çalışma Avrasya nüfusunun zaman içinde ne kadar değiştiğini ve karıştığını gösteriyor.

“Gelecekteki çalışmalar, farklı dönemleri ve coğrafi bölgeleri kapsayarak, bu trans-Avrasya bağlantılarının dinamiklerini keşfetmeye devam etmeli, uzak geçmişte batı, orta ve doğu Avrasya arasındaki bağlantıların tarihini ve bunların günümüz Avrasya popülasyonlarındaki genetik mirasını ortaya çıkarmalı.”

Max Planck Society. 26 Mart 2021.

Makale: Guido Alberto Gnecchi-Ruscone et al. 2021. Ancient genomic time transect from the Central Asian Steppe unravels the history of the Scythians. Science Advances.

Haber: https://arkeofili.com/antik-genomlar-iskitlerin-kokenini-ve-cokusunu-anlatiyor/


 


İSKİT SAKA TÜRKLERİNİN EFSANEVİ KAĞANI: ATAİAS

İskit Türklerinin efsanevi hükümdarı Ataias (MÖ 429 - MÖ 339) Yunan ve Roma kaynaklarında MÖ 339'da Makadenyo'da uğradığı ihanet sonucunda 90 yaşındayken yaşanan çatışmada hayatını kaybeden İskit'in en güçlü kralı olarak tanımlanmıştır. Onun adı ayrıca Ateas,Atheas, Ateia , Ataias ve Ateus olarak geçmektedir. Onun dönemi İskitlerin ikinci dönemidir. Trakya,Anadolu ve Karadeniz havzasının büyük bölümü İskitlerin egemenliği altındadır. Ataias'ın ordusunda 20.000 den fazla atlı Türk kadın savaşçı olduğu rivayet edilir. Ataias'ın ölümü sonrası ikinci İskit Türk Kağanlığı Skilurus dönemine kadar gerileme evresine girmiş daha sonra dağılmıştır.

Romalı Tarihçi Plutarch, Ataias'ın karakteri ve Yunan kültürüne karşı olumsuz tavrı hakkında ki anekdot da göre:  "Ateas, mükemmel kaval çalan Yunan yönetici Ismenias'ı esir aldığında ona kaval çalmasınıı emretti; diğerleri ona hayran olduğunda, bir atın kişneme sesinin daha keyifli olduğuna yemin etti."






Resim: Ataias'a ait madeni paralar Ataias potre olarak tıpkı Hun Kağanı Attilla'yı betimleyen tablolardaki gibi Türklerin özgürlük ve bağımsızlık sembolü olan Başında (Börü)Kurt börkü ile tasvir edilirken paranın diğer yüzünde Türklerin sıklıkla kullandığı kuyruğu bağlı At üzerinde ok atan savaşçı olarak resmedilmiştir. Para üzerinde Latin alfabesi ile Türkçe "Ataies" yazmaktadır.
ATA: Türkçe'de büyük baba anlamındadır. Ayrıca Devlet Başkanlarına Türkler Ata demektedir.

TAURİ (Antik Yunanca: Ταῦροι), ya da Scythotauri, Tauri Scythae, Tauroscythae (Yaşlı Plinius, Doğanın Tarihi 4.85) Kırım Yarımadası'nın güney kıyısına yerleşmiş olan halktır. Kırım Dağları'nda ve bu dağlar ile Karadeniz arasında kalan şeritte yaşamaktaydılar. Kendi zamanlarında bu bölgeye Taurica, Taurida ve Tauris şeklinde isimler vermişlerdir.Herodot Taurilerin coğrafi olarak İskitler'in yaşadığı bölgede yaşadıklarını belirtir.Pritsak ve Golb'a (1982) göre ise Tauriler Türk kökenli bir halktır.
(Pritsak O. & Golb. N: Khazarian Hebrew Documents of the Tenth Century, Ithaca: Cornell Univ. Press, 1982.)

Fatih Mehmet Yiğit
İSKİTLER (TÜRKLER) KAPADOKYA'NIN ''YERLİSİ''DİR !


''Bizans İmparatoru Romanus Diogenes'in Selçuklu Türklerine karşı giriştiği hazırlık faaliyetleri ile ilgili incelenen kaynaklarda ilginç bir bilgiye rastlanmıştır:
Edouard deMuralt, Selçukluların Kilikya ve Kayseri'ye düzenledikleri akınlar sırasında 1068 yılı Mart ayında İmparator'un Bitinya theme'inde Propontide denilen yerin ötesinde kamp kuracağı ve İSKİT olarak nitelenen Peçenek ve/veya Kumanlarla anlaşarak batıdan çekilen bir kısım orduyu Türklere karşı hazırlamakta olduğunu belirtirken;
Peçenek mi yoksa Kuman mı olduğu açıkça belirtilmemekle birlikte İSKİTLERİN KAPADOKYA'NIN YERLİSİ oldukları, yani Kapadokya'nın bir kısmını VATAN  tutmuş olduklarını vurgulamaktadır.. ''
(49 Amantos, op. cit., s. 325.) Edouard de Muralt, Essai de Chronographie Byzantine pour Servir a'l Examen des Annaels du Byzantine Empire/Alıntı : Yonca Anzerlioğlu /Bizansta Türk Varlığı



ARAŞTIRMA: FATİH MEHMET YİĞİT




































 



MAYKOP TÜRK KURGANI VE ARKEOLOJİK KÜLTÜR SANAT ESERLERİ:

Türklere ait en eski Kurgan mezarı bugün halen Dağıstan, Kumuk, Hun-Balkar,Nart Türklerinin yoğun olarak yaşadığı Kuzey Kafkasya Dağıstan ve Adige bölgesi civarlarında tespit edilen ve M.Ö. 4000 lere tarihlenen Maykop Kurganlarıdır. Kurganların bulunduğu bölge Maykop Kültür bölgesi olarak adlandırılmaktadır. Bahse konu bölge daha sonraki tarihlerde İskit/Saka Türk Kurgan mezarlarının yoğun olarak bulunduğu yerlerdendir. M.Ö.4000 lerden günümüze kadar bölgede hep Türk halkları yaşamıştır. Buluntuların bir kısmı kuzey batı Kafkasya dağı eteklerinde bulunan Kuban Irmağı civarında bulunmuştur. (Bu nedenle Kuban kültürü olarakta anılmaktadır)

Buradan ele geçen hazineler Berliner Museen; The University Museum,St.Petersburg Hermitage, University of Pennsylvania, Philadelphia ve The Metropolitan Museum of Art, New York arasında paylaşılmış olup bütün bu eserlerin hepsi bütün olarak ‘Maikop Hazineleri’ olarak adlandırılır.
Maykop Türk Kurganında bulunan eserlerden; Altın öküz heykeli Sümer Türklerine ait eserler ve Türkmenistan Anau bölgesindeki altın öküz heykeli ile benzer niteliktedir. Yine Maykop Kurganında üzerinde  Türklerin en eski sembollerinden olan Kurt/Börü, Aslan(Pars), At,Geyik,Dağ keçisi  hayat ağacı figürleri,Ok, kılıç,kama,balta,mızrak uçları, Tulpar( kanatlı at) altın and kadehi ile Türklerce sıklıkla kullanılan   Türkuaz ve yeşim taşları ile süslü altın takılar bulunmaktadır. Maykop Kurganı ve içerisinde ki eserler kültürel devamlılık açısından ele alındığında İskit/Saka Türk kurganları ile bire bir aynıdır.  Bahse konu eserlerden bir kısmı St.Petersburg Rusya Hermitage müzesinde halen sergilenmektedir. Ayrıca Maykop Kurganının bulunduğu bölgede çok sayıda Türk Taşbaba (Balbal:Türk Ata ve Ana mezartaşları) mevcuttur. Bahse konu taşbabalardan bir kısmı Türkiye Hakkari ilimizde bulunan M.Ö.2500 yılına tarihlenen Taşbaba Türk mezar taşları ile aynı özelliktedir.



Ayrıca bölgede Maykop Taşı olarak bilinen taş bitikte Kırım Türklerine ait Tamga ile aynı bölgedeki dikili taş bitikte Gök-Çarkı ve Balık tamgası  olmak üzere bir çok Proto-Türk yazısına ait Tamgalar bulunmaktadır.

Fatih Mehmet Yiğit





























































Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar