TÜRK KÜLTÜRÜNDE TURNA:

Türkistan'dan Anadolu'ya, Avrupa'ya;
Turan için kanat çırpın, uçun Turnalar.
Alp olun, Eren olun, Tanrı Aşkına
Çağrışın, çarpışın, vuruşun Turnalar...

Fatih Mehmet Yiğit

Sabahtan cemalin seyran eyledim
Gönüller perişan elinden Turnam
Nice bir beklersin gurbet illerde
Hiç bilir yok mu halinden Turnam

Tiğ-i gamzelerin misk ile kokmaz
Yar ala gözlerin hışm ile bakmaz
Cemalin görene Cennet gerekmez
Güneş midir doğdu yüzünden Turnam

Kemhalar geyinip zünnar bağlanmaz
Eser seher yeli teli ırganmaz
Sen gidende deli gönül eğlenmez
Bergüzar ver zülfün telinden Turnam

Sen seher yelisin gider gelmezsin
Gelirsen de bana baki kalmazsın
Seni uçuranlar murat almasın
Seni kim uçurdu gölünden Turnam

Abdal Pir Sultan'ım cemalin güzel
Aradın bulmadın bir hayır yazar
Şimdi senin ismin Cenneti gezer
Kalma bizim için yolundan Turnam

Ulu Türk Ozan
Pir Sultan Abdal
Seslendirenler: Coşkun Karademir/Zeynep Bakşi Karatağ
https://youtu.be/8jUzJq13bSU

Özbekistan Afrasyab Müzesi freskinde (duvar resminde) İskit Saka Türk Kağanı Alper Tunga öncülüğünde Türkler; Turnalarla göç etmekte veyahut sefere gitmekte.



Turna: Türk kültür ve sembolizminde önemli bir yer tutar. Turna Kuşu, Türklerde;  Yurt, sıla, göç, ayrılık, hasret, umut, müjde, kut, özlem, aşk sembolüdür.  

Türkistan Yesevîliğinin Anadolu ve Balkanlar’daki devamı olan ve Hacı Bektaş Velînin piri olması dolayısıyla Ulu Türk Bilge Eren Ahmed Yesevî’nin büyük etkisi altında bulunan Bektaşîlikte; Turna; Erenlik, Esenlik, Tanrı Aşkı ve Ehli Beyt sevgisi sembolü olarak yüceltilmiştir. Semah­larla, Türkülerle Turna; Türk kültür sembolü olarak yaşatılmaktadır. Eski Türk kültürüne ait ögelere diğer tarikatlere göre daha fazla yer veren Bektaşîliğin turnayı kutsallaştırmış olması önemlidir.
Roux’un 840’ta öldüğünü söylediği El Medinî de, “Türklerin becerikli bir ordu ön­derinde on hayvanın özelliklerinin bulunmasını istediklerini, bu on hay­vanın arasında da turnanın uyanıklığı temsil ettiğini” söylemektedir. (Roux, 2005: 228-229)
 
Saka Yakut Türklerinde; Turnanın eski Türk kültüründeki konumunu muhafaza ettiği anlaşılmaktadır. Me­sela, turnanın “Saha Cumhuriyeti Mom rayonu armasında yer aldığı” bi­linmektedir (Duranlı, 2010: 148). Aynı şekilde, “Bir Saha için turna kuşunu öldürmek veya yuvasını bozmak trajik sonuçları olabilecek büyük bir günah olarak görülmektedir” (Duranlı, 2010: 149). Saha (Yakut) büyü masallarında da “Kahramanın düşmana kurduğu tuzaklarda, turna balığıyla birlikte turna yumurtası da kullanılmaktadır” (Duranlı, 2010: 156,180) Yakutlarda, turna-şamanlardan da söz edilmekte­dir (Roux, 2005: 95).

Altay Türkleri arasında kutsal kabul edilen kuşlardan biri, turnadır. Eşli ve eşine sadık kuşlardan biri olan turnanın öldürülmesi kesinlikle ya­saktır (Yamaeva vd. 1994: 353).

Çular döneminde ruhun gökyüzü­ne “buhar” yanında “turna” olarak da uçtuğu inancı, biraz değişikliğe uğra­yarak “turna bedenine, turna donuna girmek” şeklinde, Müslüman olmayan bazı Türk topluluklarında da, İslamiyeti kabul edenler arasında da devam etmiştir. Mesela, “Yakutlar, üçüncü gökte bir tanrının göçmen kuşları top­layıp bir topluluk kurduğunu anlatır­lar. Yedi genç kadın ve kızları, insan olmak ve çocuk doğurmak üzere tur­na kuşu biçiminde dünyaya inerler” (Roux, 2005: 336-337). 1822 yılındaki bir kayda göre, Yakutlarda, boyların hem koruyucusu hem de atası olan kutsal varlıklar arasında turna da bu­lunmaktaydı (Roux, 2005: 375).

Fatih Mehmet Yiğit

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar