TÜRK BİRLİĞİ EKSENİNDE, ATATÜRK DÖNEMİ; TÜRKİYE-JAPONYA İLİŞKİLERİ:
"Bir gün mutlaka tüm Türk devletleri ile Çin Seddinde buluşacağız!"
Mustafa Kemal ATATÜRK
Atatürk'ün Japon Devlet erkanına gerçekte bu sözü söyleyip söylemediği bilinmemekte ancak bilinen gerçek ise; Atatürk döneminde Türkiye ve Japonyanın askeri,ticari ve siyasi ilişkiler kurduğu esir Türk yurtlarının kurtarılması amacıyla Japonyanın örtülü olarak desteklendiğidir. Nitekim bu destek büyük Türkistandaki Türk yurtlarını işgal altında tutan Rusya'nın da gözünden kaçmamıştır.
Japonya'nın Dışişleri bakanı M. Koki Hirota, 18 Eylül 1933 günü, elçiler heyetini kabulde, Türkiye Maslahatgüzarına özel ilgi gösterir ve şöyle der:
"Dünyayı aydınlatan iki şey vardır. Biri ay, diğeri güneş. Biri Türkiye'nin, diğeri Japonya'nın timsalidir. Geleceğin politika dünyasını da aydınlatacak muhakkak bunlardır. Türkiye hükümeti ile kuvvetli bir yakınlık yapmak için mümkün olanı mutlaka yapacağım. Bu yakınlığı uzaktan veya yakından bozabilmesi muhtemel olan her şeyi uzaklaştıracağım"
Türk Askeri Ataşesi 1932 yılının 1 ve 2 Eylül günleri içinde, Japonya Genelkurmay Başkanlığı 2. Başkanı General Mazaki, Genelkurmay Başkanlığı Harekat Dairesi Başkanı General Nagata, Genelkurmay Başkanlığı İstihbarat Daire Başkanı Miralay Otasimato tarafından kabul edildi. Japonya Genelkurmay Başkanlığı'ndan bu görüşmeye karşılık olarak aşağıdaki cevaplar alındı: "Japon Genelkurmay Başkanlığı, Türk, Macar ve Japon ırklarının menşe'lerini Orta Asya'dan almış bir ırk olarak mütalaa etmektedir. Bilhassa şeref ve milli izzeti nefis, itaat, fedakarlık ve kahramanlık gibi manevi hasletler itibariyle Japonlarla Türkler arasında, diğer milletlerde olmayacak derecede bir benzerlik olduğu kanaatını taşımaktayız." İfadesini kullanmıştır.
17 Şubat 1935 tarihli Washington Post gazetesinde “Japonya’nın Sovyetlere Karşı İlerlemesi Asya’yı Bir Harp Tehlikesine Maruz Bırakıyor” başlıklı makalesinde, Japonya’nın Moğolistan ve Türkistan’a gireceği, buradaki halklara bağımsızlıklarını vereceği, Vladivostok’tan Hazar’a kadar bu bölgeyi bir harp ateşi içine sokacağı ifade edilmektedir. Almanya’nın ise Japonya’yı bu konularda desteklediği ve hatta Japonya’nın Asya üzerindeki emelleri hakkında Almanya ile Japonya arasında bir anlaşmanın hâsıl olduğu kanaatinin de var olduğu belirtilmektedir.
Üzerinde durulan diğer önemli bir konuda Türkistan coğrafyasıdır. Rusya’daki Türkler de Reisicumhur Mustafa Kemal’in cumhuriyetindeki ırk kardeşleri gibi ilerici bir eğilimleri vardır. Onlarda ırki bir birlik ve bağımsız bir hükümet yani bir Şimali Türk Cumhuriyeti istemektedirler. Ancak dil birliği olamaması bu konuda büyük bir engel teşkil etmektedir. Türklerin basitleştirilmiş ve birleştirilmiş bir lisana ihtiyaçları vardır.
Ruslar Türklerin bir lisan ve gaye birliği oluşturmalarından çekinmektedir. Bunun yanında Japonların bu dönemde Türkistan coğrafyasındaki ilerlemelerinin Türkler tarafından memnuniyetle karşılanacağının ve zamanı geldiğinde Türklerin Japonlar ile birlikte hareket edeceği konusunun Ruslar tarafından bilindiği ifade edilmektedir. Hatta bu konuda Türkler tarafından Japonlara bir teklifte bulunulduğunun da Rusların farkında oldukları ve Rusların bundan dolayı Japonya’yı destekleyen Türkleri Kızıl Ordu’ya almadığı vurgulanmaktadır.
Atatürk 1931 yılında Türkiye’ye ziyarete gelen Japon Prensi Takamatsu’ya hitaben yaptığı konuşmada; “…Türk ve Japon milletleri öteden beri karşılıklı olarak samimi, dostane hisler taşımaktadır. İki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi hususunda Türk-Japon Cemiyetinin hâmisi sıfatıyla harcamış olduğunuz mesaiye bilhassa müteşekkirim. Bu ilişkilerin her gün daha çok artacağına inanıyorum. Japon milletinin yüksek ve vatansever özelliği medeniyet yolundaki dikkate değer çalışmaları ve gelişimi Türkiye’de daima alaka ve samimi takdirlerle takip olunmuştur…” diyerek iki ülke arasındaki samimi duygu ve düşünceleri pekiştirmiştir.
1935 yılında Atatürk'ün bilgisi dahilinde Türk-Japon Askeri işbirliğini artırmak amacıyla Deniz Yüzbaşısı Şerafettin Hüsnü tahsil için Japonya’ya gönderilmiştir . Yine Genelkurmay Başkanlığı tarafından stajyer olarak Japonya’ya Deniz Yüzbaşısı Zeki Enver gönderilmiştir.
ATATÜRK döneminde Türkiye ile Japonya arasında 27.5.1937 tarihinde Ticaret Anlaşması imzalanmıştır. Bu anlaşmanın hazırlanması ve uygulanması için Türkiye tarafından Hariciye Siyasi Müsteşarı Numan Menemencioğlu görevlendirilmiştir. Daha sonra da bu anlaşma da bazı değişiklikler yapılarak iki ülke arasında tekrar imzalanmıştır.
Fatih Mehmet Yiğit
KAYNAK:
Başbakanlık Cumhuriyet Arşivleri:
-30-10-0-0/257-729-27, 12.10.1933.
-30-10-0-0/221-491-21, 22.02.1935.
-30-18-1-2/53-27-5, 15.04.1935.
-30-18-1-2/56-58-6, 20.07.1935.
-Arşiv Belgelerine Göre Atatürk Dönemi Türk-japon İlişkileri (1923-1938) Doç.Dr.Şayan Ulusan
-Ali Merthan Dündar, “Atatürk ve Japonya”, Uluslararası Ertuğrul’un İzinde Deniz Kuvvetleri ve Diplomasi Sempozyumu, 16-17 Eylül 2015, Deniz Müzesi-İstanbul, 2016, s. 52, 54-55.
AYRINTILI MAKALE:
ATATÜRK VE TÜRK BİRLİĞİ
link: https://turkologfatihmehmetyigit.blogspot.com/2018/09/ataturk-ve-turk-birligi-turk-birliginin.html?m=1
Yorumlar
Yorum Gönder