"MANYAK" KELİMESİNİN ETİMOLOJİSİ VE ŞAMAN KIYAFETİNİN UNSURLARI:
Türkçemizde sıkça kullanılan "Manyak" tabiri vardır. Etimolojik olarak Fransızca maniaque İki uçlu bozukluk (bipolar bozukluk, eski adıyla manik-depresif hastalık olan) Maniye yakalanmış hasta olarak nitelendirilse de günümüz Türkçesinde: Gülünç, garip, şaşırtıcı davranışları olan (kimse) `sıradışı, çok güzel, çılgın, dengesiz, deli` anlamlarında kullanılmaktadır. Türkçemize manyak tabiri aslında Altay Türkçesinden geçmiştir.
Altay ve Sibirya Türkleri tarafından “manyak” olarak adlandırılan sözcük Şaman kıyafetine verilen isimdir.Şaman giysisinin en önemli parçası, tabak edilmiş at, geyik veya keçi derisinden dikilmiş “manyak”tır. Bu kıyafet sırasıyla Şaman başlığı kurt börkü veya geyik boynuzu veya tepeliği, yüze geçirilen veya takılan maske, ayağa giyilen ayakkabı veya dize kadar çekilen çekme, demir veya çeşitli metallerden kesilerek “manyak”ın üzerine dikilmiş mistik değeri ve manası olan semboller ile en önemli unsuru olan kün-ay, oz/Gök Çarkı motifli demir plaka ve çıngırak ile zilli çanlardan oluşmaktadır.
Şaman kıyafetindeki her unsurun çok önemli işlevi bulunsa da Demir plakanın görevi kötü ruhani varlıkların tasallutundan Şamanı korumaktadır.
Zira Türkler demir elementinin kötü şeytani ruhları uzaklaştırdığına inanmaktadır. Türkler ruha musallat olan kötü ruhlara (cinlere) “Albastı” zaman zamanda “karabasan” demiştir.
Türkler için Demir kutsal olup Tanrı katından Gökten yeryüzüne indirilmiştir ve Türklere bahsedilmiştir. Tarihin ilk demircileri Ergenekon Destanında da anlatıldığı üzere Demir dağı eriten Türklerdir. Şamanların çoğu Demircidir.
Demirin Gökten Dünyamıza indirilmesi Kuran ayetleri ve bilimsel gelişmelerle paralellik arz etmektedir. Zira Demir elementinin oluşması Dünyamızda meydana gelmiyecek ancak yıldızlardaki nükleer reaktör patlamaları sonucu oluşacak yüksek ısıdaki gücü gerektirmektedir.
Şaman kıyafetindeki çıngırak ve zilli çanlar ise Yakut Tanrı öğretisine göre kötü ruhları uzaklaştıran Tanrı'nın sevdiği üç sesten birisidir. Diğerleri ise;Ağız Kopuzu (Arpı) ve Gırtlak tınısı (sesidir)
Şaman kıyafetindeki Kurt (Börü) ile Geyik başlığı ise Tanrı katından yol gösteren, kılavuzluk eden Türk mitolojisinde geçen iki kutsal hayvan motifidir.
Yine Şaman börkünde (başlığındaki) kartal kanatları kuş tüyleri Şaman'ın Göksel aleme yolculuğunu ifade eder.
Şaman börkünde bulunan yapma gözler ve şaman yüzünü kapatan örtü ise: Şaman'ın üçüncü gözü ile görünmeyen alemi (Göksel,yeraltı ve ruhlar alemini) gördüğünü ifade eder.
Üçüncü göz hakkında bilgi:
"Yeni bir boyuta ulaşan Şaman,
olağanüstü bir görme yeteneğine sahiptir.
Bu nedenledir ki gözleri bağlı kamlık yapan Şaman,üçüncü gözü ile
her şeyi görür.
"O insanların arasında kördür, ancak başka şeyler görür."Şaman folklorunda geniş bir yer bulan gözlerin ve kulakların açılması zihinsel açılmanın özüdür.
Ruhların, Şamana vermiş oldukları üçüncü göz
öteki alemi görmekte Şamana yardım eder.
Nitekim maddi dünya gerçek gözle görüldüğü zaman Şamanın hatmi gözü kapalı olur,
kamlık zamanı ise Şamanın maddi gözleri kapanır, hatmi görmesi olan üçüncü gözü açılmış olur.
Şamanın,ruhlar tarafından açılan kulakları
da kamlık zamanı ruhları duyar,
bitkilerin hışıltısını, kuşların söylemek istediklerini anlar.
Kamlık zamanı açılan iç duymalar
veya Şamanın dahili duygu organı normal durumlarda kapalı olur.
Ayrıca Sibirya halklarından Nanaylarda,
Şamanın kamlık merasimine sa- ma niheli denilmesi
ve anlamının
"Şaman açılır, ağzını açar, Şaman gibi okur."
olması da zihinsel açılmanın
Şaman statüsü almaya eşdeğer olduğunu kanıtlamaktadır.
Parçalanma zamanı Şaman,
kemiklerin adlarını ruhların ona öğrettikleri gizli bir dille sayar.
Zihinsel açılmada Şamanın elde ettiği bir yetenek de
bir gizli dil olan Şaman dilini öğrenmesidir.
Şamanların gizli dilini
yalnız zihinsel açılma süreci yaşamış aday bilir
ve bütün hayatı boyunca
kamlık esnasında bu gizli dilden yararlanır.
O bakımdan Şaman,
ruhlarla ruhların,
bitkilerle bitkilerin,
kuşlarla kuşların,
hayvanlarla da hayvanların
dilinde konuşur.
Şamanın mitolojik inancına göre
bütün varlıkların kendi dilleri vardır
ve Şamanın görevi bu dilleri bilmektir.
Gizli dili bir başkasının bilemeyeceği, Şaman söylentilerinden de bellidir."
Fuzuli Bayat
Ana Hatlarıyla Türk Şamanlığı
Günümüzde Türklerin sıra dışı ve çok güzel gördüğü bir şeyi ifade için "Manyak bir şey" demesi aslında hiç tesadüf olmasa gerek...
Fatih Mehmet Yiğit
╔═ŞAMAN GİYSİLERİNDEKİ
💀 İSKELET MOTİFLERİ
╚══ Sembolizmi ══════╝
Şaman giysisinde en yüzeydeki yatay şeritler: İskeleti temsil eder.
Şaman giysisinin üzerinde iskelete benzetilmeye çalışan
demir nesnelerin varlığı,
onu giyenin kazandığı özel statüyü
yani ölüp dirilmiş bir kişi olduğunu ifade eder.
════════════════════════════
Tek başlarına dinî bir kozmografi oluşturan giysiler,
bazı kozmik simgeleri ve izlenecek meta-psişik yolları da açığa vururlar.
Giysi kendi başına çevredeki uzamdan nitel olarak farklı
özel bir dinsel mikrokozmozu temsil eder.
Eksiksiz bir simgesel sistem oluşturduğu gibi
kutsanmışlığı nedeni ile çeşitli manevi güçlerle, ruhlarla donanmışlardır.
Şaman’ın söz konusu tabiat ötesi uygulamaları gerçekleştirebilmesi için şüphesiz ki insandan güçlü Tanrı’dan güçsüz
yani Tanrı ile insan arası tinsel ve mistik bir varlık olması gerekir.
Şaman’ın bedeni;
ölüp dirilebilme,
cinsiyet değiştirebilme,
ruhlar âlemine gidip gelebilme özellikleri ile
evrenin küçük bir modeli olup
bütün metafizik enerji kaynaklarını da yansıtmaktadır. *
════════════════════════════
Şaman’ın giysisindeki iskelet tasvirleri
"ölüp dirilme insiasyonu" ile ilgilidir.
Konuya ilişkin mit şöyledir;
“Ruhlar Şaman’ın bedenini yedi, dokuz
veya doksan dokuz kısma parçalayıp etini kemikten ayırır,
başını kesip bir ağaca geçirirler, sonra etini bir yere toplayıp
ağız sularıyla kemiğe yapıştırırlar
ve başı bedeninin üzerine koymak suretiyle yeniden diriltirler.
Ruhlar vergi almış adamı kazana koyup kaynatır,
etini kemikten ayırıp yerler,
sonra kemiklere yeni et yapıştırıp onu diriltirler.
Bu bahsedilen süreçler Şaman’ın bedeni yeniden kuruma
safhalarının efsanevi anlatımlara dönüşmüş şekilleridir **
════════════════════════════
Şaman giysisindeki iskelet
sırra erme dramının,
yani ölüp dirilme inisiasyonunun
yeniden güncelleştirilmesidir.
Bazen insan bazen ise hayvan iskeletini temsil eder.
Her iki durumda da gerçekte temsil edilen
mitolojik ataların koruduğu yaşam özü veya hammaddesidir.
İnsan iskeleti Şaman’ın en arkaik modelidir.
Kök aile veya soy kavramı “kemik” terimleriyle ifade edilir.
Kuş iskeleti tasvirinin kaynağı ise
ilk Şaman’ın bir kartalla kadının birleşmesinden oluştuğu miti ile ilgidir.
Ayrıca bir kuş gibi uçabilme yeteneğine kavuşması için
onun iskeletini vücudunda taşımaya
onunla kozmik bir bütünlük sağlamaya ihtiyacı vardır
Tofaların kostümlerinin en karakteristik özelliği
kostümlerdeki iskelet şeklindeki aplikasyonların bulunmasıdır.
Bu şekiller omurga kemikleri, kaburgalar, kürek kemikleri, bel kemikleri ve kalça kemikleri vs.den oluşmaktadır
Yakut Şaman’ı giysisinde
30–40 libre, yaklaşık olarak 13 ile 17 kilo arasında
madensel takılar taşımalıdır.
Bu madenî takıların bir canı olduğu ve paslanmadığı düşüncesi hâkimdir.
Kollar boyunca, kol kemiklerini temsil eden
“tabıtala” denen çubuklar dizilmiştir.
Göğsün yan tarafında ise kaburgaları temsil eden
“oygos” denen yaprakçıklar dikilmiştir***
════════════════════════════
Bazı kamlar insana ait kaburga kemiklerini
giysileri üzerine takmışlardır.
Bunlar kamı zırh olarak korumaktadırlar.
Aynı zamanda bu kemikler,
parçaların tekrar birleştirilmesini sembolize eder
ve öldükten sonra yeniden doğuş inancını ve gücünü göstermektedir.
Kamların aileden aktarılan özelliklerinden bahsedilirken
“parçalara ayırma” bilgisinin aktarıldığı belirtilir.
Bir başka sembolik anlam ise “soy ve millet” kavramıdır.
Aynı kemikler aynı soyu sembolize eder ****
════════════════════════════
Kamların yetenekleri kemik yoluyla geçer.
Ayrıca kemik;
fal bakmak, kötülüklerden korunmak, nazarlardan sakınmak için
Türk coğrafyasında kullanılmaktadır.
İskelet tasvirleri; ölüp tekrar dirilmeye dikkat çekmekle beraber,
her birinin farklı koruyucu işlevleri vardır.
Kam giysisinde bulunan iskelet tasvirlerinin isimlerini şu şekilde sıralayabiliriz:
Çuolğan:
Elbisede bulunan, ayin esnasında yapılan dua ve alkışlarda kullanılan
ve kamın kemiklerini tasvir eden iki plakadır (Pekarskiy, 1945: 242).
Bu kelime olarak “hendek, mağara, delik” anlamlarına gelir.
Yeni doğmuş çocuğu olabilecek kazalardan korumak için
yatağına gizlenen demir plaka da bu adla anılır.
Bu durum bir koruyucu olarak demiri kullanmaları açısından
dikkat çekicidir.
Bu inanç, Anadolu’da günümüzde de uygulanmaktadır
(Karaoğlan, 2000: 150).
Dabıdal:
Kam elbisesinin kollarında yer alan ve boydan boya yarığı olan
uzun demir levhalardır
(Pekarskiy, 1945: 247).
Bu levhalara aynı zamanda “xarı” adı verilir.
Dirsek kemiği şeklinde bir tasvirdir.
Kaynaklar da “tabıtala” şeklinde geçen bu parça,
iki adet iki parmak kalınlığındaki tenekedir.
Birisi omuzdan dirseğe, diğeri dirsekten bileğe kadardır.
Bilekten itibaren bu parçadan püskül biçiminde kayışlar sarkmaktadır (Seroşevsky, 2007: 220).
Bu püskül biçimindeki kayışlar, kamın saçlarını simgeler.
Saha (Yakut) Türklerinde saçın büyüsel gücüne inanılır,
birçok toplulukta kamların saçlarını uzatmaları gerekirdi
(Hoppal, 2012: 205).
“Tabıtal timire”
kamın ruh kuşunun kanatlarıdır
(Jochelson, 1933: 111).
Xomurgan:
Kam elbisesinde köprücük kemikleri yerinde,
bu kemikleri tasvir eden iki tane demir parçasıdır.
Bunlar köprücük kemiklerini yukarı ruhların darbelerinden
korumaya hizmet eder
(Pekarskiy, 1945: 380).
Kamlar kötü ruhlarla sık sık muhatap olurlar.
Kamlar yaptıkları işlere göre kara ya da beyaz kam olurlar.
Kara kamlara genelde kötü işlerin halli için gidilir.
Örneğin “mağan sılgılaaha”
(beyaz atlılar) oğulları bazen yere inip rezalet çıkaran,
kadınlara ve kızlara kötülük yapan bir ruhun adıdır.
Bu ruhla ilgili işlerin halli için kara kama müracaat edilir.
Beyaz kam tiksindiği için böyle işleri üzerine almaz
(Pekarskiy, 1945: 611).
Kam, kötü ruhlarla zorlu mücadelelerde bulunur.
Bu mücadeleler esnasında bu gibi zırh parçaları onu darbelerden korur.
Xoro çopçu:
Kam elbisesinin sağ kürek kemiğine tesadüf eden kısmındaki
küçük bir çıngıraktır.
Bunun vazifesi ölen kadın kam Aarıktaax Alaapıya’nın
muzlim ruhunu taklit ederek gürültü ve çıngırtı çıkarmaktır
(Pekarskiy, 1945: 388).
Sarıın-timira:
Omuz demiridir
ve şamanı daha kuvvetli şamanların darbelerinden korur.
Omuz kemiklerini tasvir eden bu iki yassı demir levha
üçgen şeklindedir.
Bu parçalar bazı kaynaklarda “oyun sulus” şeklinde adlandırılır
ve kamın yıldızını tasvir eder
(Jochelson, 1933: 111-116).
Mülgün:
Kam elbisesinin kollarının omuza bitişik kısmına,
omuz kemiği uçlarını (mafsallarını) göstermek için dikilen
iki küçük demir dairedir
(Pekarskiy, 1945: 657).
Belenyik:
Kelime olarak “kol yeni, manşet” anlamına gelir.
Elbisenin kol uçlarına takılan demirdir.
Demir, beş parmak şeklindedir.
Bazı “belenyik”lerde altı parmak vardır
ve bu şamanın sıradan bir insan olmadığını,
çok daha güçlü olduğunu gösterir
(Jochelson, 1933: 113)
Altay Türklerine göre,
Şamanların ziyaret ettikleri
Yeraltı ve gök dokuzar kattır.
Altaylara göre insanın iskeletinde;
baş, bel, diz, topuk, ayak bileği, omuz, dirsek, avuç ve el bileği olmak üzere dokuz ek vardır.
Belirtilen özellikleri gösteren Şaman adayı inisiyasyonda uzun süre sınanır.
Genç aday değişik âyinlere ilişkin gerekli bilgileri
topluluğun ihtiyarlarından ve kudretli Şamanlar'dan alır.
Günü geldiğinde de yaşlı Şaman genç Şaman'ı yüksek bir dağa çıkartır.
Orada Şaman elbisesi giydirir ve davulunu verir.
Adayın sağında dokuz erkek solunda da dokuz kız çocuk yer alır.
Hoca da Şaman elbisesini giymiş olarak adayın arkasında durur.
Genç Şaman hocasının okuduğu yemini tekrarlayarak
yoksullara ve düşkünlere yardım edeceğine
ve yüksek dağların zirvesindeki ruhlara saygı gösterip
hizmet edeceğine söz verir.
Şaman daha sonra bir “Ölme ve Dirilme” sembolizmasını yaşar.
Aday baygınlığa benzer bir trans durumuna geçer.
Transa geçince bir deniz hayvanı tarafından yenilip yutulur.
İskeleti kalır,
ancak bir süre sonra uykudan uyandığında eski hâline döner.
Bu görüntüsü ile tören bir inisiyasyon törenini andırır.
Dünyanın en eski inanç sisteminde görülen
bu yeniden doğuş sembolizmasının
daha sonra günümüze kadar uzanan birçok yansıması görülecektir.
Yakutlar ve buryat şamanlarının
atalarının ruhları tarafından öldürüldükleri kabul edilir;
ruhlar ölü bedenleri pişirildikten sonra kemiklerini ayırıp sayarlar.
Sonra demirlerle bağlayarak tekrar yerlerine yerleştirirler
ve üzerlerini de yeni bir etle sararlar.
Bu inanışa göre kemikler
yaşamın en son kaynağını temsil eder,
canlı türü bu kaynaktan çıkarak
istediği gibi yeniden türer ve ürer.
Bu yüzden avlanan hayvanların kemikleri kırılmaz,
özenle toplanıp ölenlerin kemiklerinden yeniden dirilecekleri umut edilebilir
Şaman giysisinin sembolik anlamı;
uzun sırra erme deneyim ve törenlerinde
içe doğup şekillenen mistik ruh haline yeniden kavuşmaktır.
════════════════════════════
*Fuzuli Bayat, age., s. 176.
* *Fuzuli Bayat, age., s. 53
***Mircea Eliade, age., s. 179.
****Hoppal, 2012: 203
════════════════════════════
Resim:
İnsan kafatası parçaları ile oluşturulan nadir bir Tibet Şamanı maskesi
╔═ŞAMAN GİYSİLERİNDEKİ
💀 İSKELET MOTİFLERİ
╚══ Sembolizmi ══════╝
Şaman giysisinde en yüzeydeki yatay şeritler: İskeleti temsil eder.
Şaman giysisinin üzerinde iskelete benzetilmeye çalışan
demir nesnelerin varlığı,
onu giyenin kazandığı özel statüyü
yani ölüp dirilmiş bir kişi olduğunu ifade eder.
════════════════════════════
Tek başlarına dinî bir kozmografi oluşturan giysiler,
bazı kozmik simgeleri ve izlenecek meta-psişik yolları da açığa vururlar.
Giysi kendi başına çevredeki uzamdan nitel olarak farklı
özel bir dinsel mikrokozmozu temsil eder.
Eksiksiz bir simgesel sistem oluşturduğu gibi
kutsanmışlığı nedeni ile çeşitli manevi güçlerle, ruhlarla donanmışlardır.
Şaman’ın söz konusu tabiat ötesi uygulamaları gerçekleştirebilmesi için şüphesiz ki insandan güçlü Tanrı’dan güçsüz
yani Tanrı ile insan arası tinsel ve mistik bir varlık olması gerekir.
Şaman’ın bedeni;
ölüp dirilebilme,
cinsiyet değiştirebilme,
ruhlar âlemine gidip gelebilme özellikleri ile
evrenin küçük bir modeli olup
bütün metafizik enerji kaynaklarını da yansıtmaktadır. *
════════════════════════════
Şaman’ın giysisindeki iskelet tasvirleri
"ölüp dirilme insiasyonu" ile ilgilidir.
Konuya ilişkin mit şöyledir;
“Ruhlar Şaman’ın bedenini yedi, dokuz
veya doksan dokuz kısma parçalayıp etini kemikten ayırır,
başını kesip bir ağaca geçirirler, sonra etini bir yere toplayıp
ağız sularıyla kemiğe yapıştırırlar
ve başı bedeninin üzerine koymak suretiyle yeniden diriltirler.
Ruhlar vergi almış adamı kazana koyup kaynatır,
etini kemikten ayırıp yerler,
sonra kemiklere yeni et yapıştırıp onu diriltirler.
Bu bahsedilen süreçler Şaman’ın bedeni yeniden kuruma
safhalarının efsanevi anlatımlara dönüşmüş şekilleridir **
════════════════════════════
Şaman giysisindeki iskelet
sırra erme dramının,
yani ölüp dirilme inisiasyonunun
yeniden güncelleştirilmesidir.
Bazen insan bazen ise hayvan iskeletini temsil eder.
Her iki durumda da gerçekte temsil edilen
mitolojik ataların koruduğu yaşam özü veya hammaddesidir.
İnsan iskeleti Şaman’ın en arkaik modelidir.
Kök aile veya soy kavramı “kemik” terimleriyle ifade edilir.
Kuş iskeleti tasvirinin kaynağı ise
ilk Şaman’ın bir kartalla kadının birleşmesinden oluştuğu miti ile ilgidir.
Ayrıca bir kuş gibi uçabilme yeteneğine kavuşması için
onun iskeletini vücudunda taşımaya
onunla kozmik bir bütünlük sağlamaya ihtiyacı vardır
Tofaların kostümlerinin en karakteristik özelliği
kostümlerdeki iskelet şeklindeki aplikasyonların bulunmasıdır.
Bu şekiller omurga kemikleri, kaburgalar, kürek kemikleri, bel kemikleri ve kalça kemikleri vs.den oluşmaktadır
Yakut Şaman’ı giysisinde
30–40 libre, yaklaşık olarak 13 ile 17 kilo arasında
madensel takılar taşımalıdır.
Bu madenî takıların bir canı olduğu ve paslanmadığı düşüncesi hâkimdir.
Kollar boyunca, kol kemiklerini temsil eden
“tabıtala” denen çubuklar dizilmiştir.
Göğsün yan tarafında ise kaburgaları temsil eden
“oygos” denen yaprakçıklar dikilmiştir***
════════════════════════════
Bazı kamlar insana ait kaburga kemiklerini
giysileri üzerine takmışlardır.
Bunlar kamı zırh olarak korumaktadırlar.
Aynı zamanda bu kemikler,
parçaların tekrar birleştirilmesini sembolize eder
ve öldükten sonra yeniden doğuş inancını ve gücünü göstermektedir.
Kamların aileden aktarılan özelliklerinden bahsedilirken
“parçalara ayırma” bilgisinin aktarıldığı belirtilir.
Bir başka sembolik anlam ise “soy ve millet” kavramıdır.
Aynı kemikler aynı soyu sembolize eder ****
════════════════════════════
Kamların yetenekleri kemik yoluyla geçer.
Ayrıca kemik;
fal bakmak, kötülüklerden korunmak, nazarlardan sakınmak için
Türk coğrafyasında kullanılmaktadır.
İskelet tasvirleri; ölüp tekrar dirilmeye dikkat çekmekle beraber,
her birinin farklı koruyucu işlevleri vardır.
Kam giysisinde bulunan iskelet tasvirlerinin isimlerini şu şekilde sıralayabiliriz:
Çuolğan:
Elbisede bulunan, ayin esnasında yapılan dua ve alkışlarda kullanılan
ve kamın kemiklerini tasvir eden iki plakadır (Pekarskiy, 1945: 242).
Bu kelime olarak “hendek, mağara, delik” anlamlarına gelir.
Yeni doğmuş çocuğu olabilecek kazalardan korumak için
yatağına gizlenen demir plaka da bu adla anılır.
Bu durum bir koruyucu olarak demiri kullanmaları açısından
dikkat çekicidir.
Bu inanç, Anadolu’da günümüzde de uygulanmaktadır
(Karaoğlan, 2000: 150).
Dabıdal:
Kam elbisesinin kollarında yer alan ve boydan boya yarığı olan
uzun demir levhalardır
(Pekarskiy, 1945: 247).
Bu levhalara aynı zamanda “xarı” adı verilir.
Dirsek kemiği şeklinde bir tasvirdir.
Kaynaklar da “tabıtala” şeklinde geçen bu parça,
iki adet iki parmak kalınlığındaki tenekedir.
Birisi omuzdan dirseğe, diğeri dirsekten bileğe kadardır.
Bilekten itibaren bu parçadan püskül biçiminde kayışlar sarkmaktadır (Seroşevsky, 2007: 220).
Bu püskül biçimindeki kayışlar, kamın saçlarını simgeler.
Saha (Yakut) Türklerinde saçın büyüsel gücüne inanılır,
birçok toplulukta kamların saçlarını uzatmaları gerekirdi
(Hoppal, 2012: 205).
“Tabıtal timire”
kamın ruh kuşunun kanatlarıdır
(Jochelson, 1933: 111).
Xomurgan:
Kam elbisesinde köprücük kemikleri yerinde,
bu kemikleri tasvir eden iki tane demir parçasıdır.
Bunlar köprücük kemiklerini yukarı ruhların darbelerinden
korumaya hizmet eder
(Pekarskiy, 1945: 380).
Kamlar kötü ruhlarla sık sık muhatap olurlar.
Kamlar yaptıkları işlere göre kara ya da beyaz kam olurlar.
Kara kamlara genelde kötü işlerin halli için gidilir.
Örneğin “mağan sılgılaaha”
(beyaz atlılar) oğulları bazen yere inip rezalet çıkaran,
kadınlara ve kızlara kötülük yapan bir ruhun adıdır.
Bu ruhla ilgili işlerin halli için kara kama müracaat edilir.
Beyaz kam tiksindiği için böyle işleri üzerine almaz
(Pekarskiy, 1945: 611).
Kam, kötü ruhlarla zorlu mücadelelerde bulunur.
Bu mücadeleler esnasında bu gibi zırh parçaları onu darbelerden korur.
Xoro çopçu:
Kam elbisesinin sağ kürek kemiğine tesadüf eden kısmındaki
küçük bir çıngıraktır.
Bunun vazifesi ölen kadın kam Aarıktaax Alaapıya’nın
muzlim ruhunu taklit ederek gürültü ve çıngırtı çıkarmaktır
(Pekarskiy, 1945: 388).
Sarıın-timira:
Omuz demiridir
ve şamanı daha kuvvetli şamanların darbelerinden korur.
Omuz kemiklerini tasvir eden bu iki yassı demir levha
üçgen şeklindedir.
Bu parçalar bazı kaynaklarda “oyun sulus” şeklinde adlandırılır
ve kamın yıldızını tasvir eder
(Jochelson, 1933: 111-116).
Mülgün:
Kam elbisesinin kollarının omuza bitişik kısmına,
omuz kemiği uçlarını (mafsallarını) göstermek için dikilen
iki küçük demir dairedir
(Pekarskiy, 1945: 657).
Belenyik:
Kelime olarak “kol yeni, manşet” anlamına gelir.
Elbisenin kol uçlarına takılan demirdir.
Demir, beş parmak şeklindedir.
Bazı “belenyik”lerde altı parmak vardır
ve bu şamanın sıradan bir insan olmadığını,
çok daha güçlü olduğunu gösterir
(Jochelson, 1933: 113)
Altay Türklerine göre,
Şamanların ziyaret ettikleri
Yeraltı ve gök dokuzar kattır.
Altaylara göre insanın iskeletinde;
baş, bel, diz, topuk, ayak bileği, omuz, dirsek, avuç ve el bileği olmak üzere dokuz ek vardır.
Belirtilen özellikleri gösteren Şaman adayı inisiyasyonda uzun süre sınanır.
Genç aday değişik âyinlere ilişkin gerekli bilgileri
topluluğun ihtiyarlarından ve kudretli Şamanlar'dan alır.
Günü geldiğinde de yaşlı Şaman genç Şaman'ı yüksek bir dağa çıkartır.
Orada Şaman elbisesi giydirir ve davulunu verir.
Adayın sağında dokuz erkek solunda da dokuz kız çocuk yer alır.
Hoca da Şaman elbisesini giymiş olarak adayın arkasında durur.
Genç Şaman hocasının okuduğu yemini tekrarlayarak
yoksullara ve düşkünlere yardım edeceğine
ve yüksek dağların zirvesindeki ruhlara saygı gösterip
hizmet edeceğine söz verir.
Şaman daha sonra bir “Ölme ve Dirilme” sembolizmasını yaşar.
Aday baygınlığa benzer bir trans durumuna geçer.
Transa geçince bir deniz hayvanı tarafından yenilip yutulur.
İskeleti kalır,
ancak bir süre sonra uykudan uyandığında eski hâline döner.
Bu görüntüsü ile tören bir inisiyasyon törenini andırır.
Dünyanın en eski inanç sisteminde görülen
bu yeniden doğuş sembolizmasının
daha sonra günümüze kadar uzanan birçok yansıması görülecektir.
Yakutlar ve buryat şamanlarının
atalarının ruhları tarafından öldürüldükleri kabul edilir;
ruhlar ölü bedenleri pişirildikten sonra kemiklerini ayırıp sayarlar.
Sonra demirlerle bağlayarak tekrar yerlerine yerleştirirler
ve üzerlerini de yeni bir etle sararlar.
Bu inanışa göre kemikler
yaşamın en son kaynağını temsil eder,
canlı türü bu kaynaktan çıkarak
istediği gibi yeniden türer ve ürer.
Bu yüzden avlanan hayvanların kemikleri kırılmaz,
özenle toplanıp ölenlerin kemiklerinden yeniden dirilecekleri umut edilebilir
Şaman giysisinin sembolik anlamı;
uzun sırra erme deneyim ve törenlerinde
içe doğup şekillenen mistik ruh haline yeniden kavuşmaktır.
════════════════════════════
*Fuzuli Bayat, age., s. 176.
* *Fuzuli Bayat, age., s. 53
***Mircea Eliade, age., s. 179.
****Hoppal, 2012: 203
════════════════════════════
Resim:
İnsan kafatası parçaları ile oluşturulan nadir bir Tibet Şamanı maskesi
***
Şamanın en temel çalgı aleti olan dişil Düngür / davul ve eril tokmağın yanı sıra bir diğer enstrümanı, yakasına, cübbesine, sırtına hatta davuluna ve başlığına iliştirdiği , irili ufaklı , Konguraa veya Konguluur, Haynar gibi farklı isimlerle anılan çan şeklindeki zilleridir.
Şaman olgunlaştıkça püsküllerine metal askılar ve çanlar eklenir.
Şaman şifa âyinlerinde
davulunun ritmi ile transa geçerken
bir yandan da
kötü ruhların yok olmasına
neden olduğuna inandıkları
bu zillerle beraber bir ritm tutturur.
Şamanik kaplan çanı ,
şaman tarafından
Asya / Sibirya'da
ritüel, şifa, kehanet ve dans uygulamalarında kullanılmıştır.
Çan çınlamasının,
zihinsel bozukluğu olan çocukları iyileştirdiğine inanılır.
13. ve 14. yüzyıllarda
Moğol İmparatorluğu ordusuyla birlikte seyahat eden Şamanlar tarafından
Batı'ya getirildiler.
(Hülya Reis paylaşımı)DÜNYANIN FARKLI COĞRAFYALARINDA Kİ ŞAMAN KIYAFETLERİ VE BETİMLEMELERİ
Orta Asya Türklerinde koruyucu ruh olarak kabul edilen kartal motifinin, Şamanlar aracılığı ile Yakut Türklerine geçtiği ve… oradan Orta Asya Türklerine kadar geldiği bilinmektedir.
Şamanizmde her insanın kuş şeklinde bir koruyucu ruhu olduğu ve insan öldüğünde bu ruhun da göğe yükseldiği inanışı hakimdir.
Bunun Türk mitolojisindeki örneği, Orta Asya’nın ünlü Şaman destanı Er-Töküş’tür.
Bu efsaneye göre, Gök Tanrı’nın simgesi olan Büyük Kartal, kötü güçlerin elinde tutsak olan destan kahramanı Er-Töküş’ü önce yutup sonra kusarak, daha dayanıklı ve güçlü bir insan olarak dünyaya getirir. Kartal, daha sonra, Er-Töküş’ü sırtına alıp, yeraltında günlerce uçurduktan sonra yeryüzüne çıkarır.
“Nart Erstxo Dolmxhumghorta ile üç Kardeş” isimli Kafkasya Çeçen efsanesinde de buna benzer Kartal imgesi görülmektedir. Efsanede kardeşlerin yeraltından yeryüzüne ulaşmalarında onları, sırtında, günlerce uçuran kartalın yardımları görülmektedir.
Orta Asya inanışlarında ve şamanist eski Türkler de “Kartaldan türeme” inancı oldukça yaygın görülmektedir.
Bu inanış efsanelerde de kendini gösterir ; Yakut Türklerinde rastladığımız bu efsane şamanın kartaldan türediğine dairdir. Yakutların, uzun direklerin tepesine çift başlı kartal yontusu koydukları biliniyor.
Şamanizm’e göre yer ile göğün arasındaki çelik kapıyı kartal tutar.
İnsanlara gökyüzü ve yeryüzü yolculuklarında refaket eden varlıklar, kuş şeklindedir.
Kartal: kuşlar arasında, ululuk ve yükseklik timsalidir.
Bu yüzden; Türkler kılıç kabzalarında, bozkurt, at ve çift başlı kartal figürü kullanmışlardır.
Kartal Şamanların babası olarak kabul edilir.
En eski Türk inançları izlerini devam ettiren Doğu Sibir deki Yakut/Sahalar ile Altaylılar’ ın, Kam (Şaman)lara göre:
Güneş, Ay ve bütün Gökyüzü’nün yaratıcısı olan iyilik ilâhı ÜLGEN’ in yedi oğlundan beşincisi, gökyüzünde yaşayan KARTAL’dır.
Kırgızların Er-Töküş Destanı’nda ise, Alp-Karakuş (Kartal), Dünyanın Ortasındaki Kaf Dağı’nda (Kafkasların 5633 m.lik en yükseği, daimî-buzlu “Mengü-Tav”/Alburuz’ da) bulunan ve başı Göklere ulaşan Uluçınar’ın tepesindeki Yuvası’nda, yaşamaktadır
Sibir ve Altaylardaki Kam/Şamanlar, “Kartal Ana dan doğmuş” sayıldığından, O’nun korumasındadırlar. Bu yüzden Kamlar in dış giysilerinde ve törenlerinde (Mevlevîlik ile Bektaşîlikteki “Semâ/Semah” gibi) çalarak oynadıkları davulları (Tüngür/Bar)’nın üzerini, büyük kartal tasvirleriyle bezerler.
Sibirya Şamanları dansın ardından transa geçip yere yığılmaları sırasında ruhlarının göklere çıkmasını, ruhlarının kartallarca çekilen bir arabayla veya kayıkla taşınması şeklinde sembolize ederler.
Kartal Türk Mitolojisi’nde ve Orta Asya Şamanizmi’nde yerin göbeğinden transla yükselen bazı Şamanların ulaşabileceği “göğün direği” veya “göbeği” sayılan bir yıldıza tünemiş bir Tanrı Elçisi olarak kabul edilir.
Dogonlar, göğün göbeğinin Sirius Yıldızı olduğuna inanır ve kartala “usta kuş” derler.
Moğollarda Pleiades takım yıldızı, bir güçlü ruh gurubu olarak ululanmıştır. İnanışa göre, gök tanrıları bu takım yıldızında toplanıp, yeryüzüne bir kartal şeklindeki ilk şaman’ı göndermeye karar vermişlerdi.
En çok Şamanizm’de olmak üzere, Eski Mısır, Çin, Hun, Sümer, Hitit, Aztek, Japon, Hint Gelenekleri’nde görülen, Neospritüalizmde Yüksek İdare Mekanizması’nın çeşitli niteliklerini temsil eden ezoterik bir semboldür.
Şaman Giyiminde İskelet Sembolizmi
Şaman giysisinin üzerinde bulunan "İskelet Simgeciliği" onun kemiklerinden "Yeniden Doğduğunu" ifade eder. Şamanın kemiklerini ve kaburgalarını temsil eden semboller, Manyak adı verilen giysinin üzerine dikilir. “İskelet Simgeciliği” bu şekilde ifade edilir. Bu, Şamanın kendi iskeletini simgeler.
Aday Şaman, Şaman olabilmek için, yeniden doğmak ve ritüel olarak ölüp dirilmek zorundadır. Yer altına götürüldüğünde ruhlar tarafından etleri kemiklerinden ayrılır ve vücudu yeni etler ile kaplanır. İskelet sembolizmi, onun ölüp dirilmiş bir kişi olduğunu ve Şamanlık sırlarını öğrendiğini gösterir.
İnsan iskeleti Şamanlık ile alakalı sembollerin ilk arketipidir. Yani arkaik dönemlerdeki ilk ata şamanları da ifade eder. Bir bakıma aday Şamanın etleri, bu arkaik iskeletin üzerine giydirilir. Yeni Şaman eski Şamanların kemiklerinden yeniden doğar.
Nuray Bilgili paylaşımı
***
Şaman Başlıkları
Bir şamanın giyimi ve araçları sayesinde, bir şaman Ongonları ile tanışmak için Gökyüzüne kadar seyahat edebilir.
Şamanlar ritüeller için özel kıyafetler giyerler. Bir tuva şamanın giyimi, başlık (kham bürt), elbise (kham hep, kham ton) ve ayakkabı (kham edik) olmak üzere üç ana kısımdan oluşur ve bu kıyafetlerle giyinen bir şaman, 'zırhlı bir şaman' olarak kabul edilir; bu nedenle, bir şaman, şaman kıyafetleriyle en güçlü ve korunan kabul edilir.
Şaman başlığı, bir şamanın giyiminde önemli bir parçadır. Altay şamanının başlığı bir şapka gibi kapalıdır, ancak Tsaatan (Moğolistan) şamanının şapkası açıktır. Açık alanın aracılığıyla şamanın ruhlarının girdiği düşünülür.
Tsaatan şaman başlığı baykuş tüyleri, süslemeler, püsküller ve kartal, hayvanlar ve insan yüzü ve kulak sembollerini taşır ve başlık kenarlarındaki yerleşim yerlerinde süslemelere sahiptir.
Şamanın giyimi, şamanın kabile kökenini gösterir; Tuva şamanın başlığı tüyleri ve şaman başlığı üzerindeki semboller, şamanın kabile kökenine bağlı olarak değişir; bu nedenle, Tuva şamanizmini diğer etnik grupların şamanizminden ayırmak için kullanılabilirler. Bir Tsaatan şaman için, başlığa büyük kaz ve kartal tüyleri, düğmeler takılır ve insan yüzünün resmi çizilirken, Altay tuva şamanının başlığına bakır aynalar, baykuş tüyleri, boncuklu süsler takılır. Başlıktaki tüylerin sayısı, ailenin nesil sayısını ve kabile farklılıklarını ifade edebilir.
Bir Tuva şamanın başlığı dikdörtgen şekildedir, 60 cm uzunluğundadır, kızıl- kahverengi renkte ve üzerinde herhangi bir resim bulunmaz. Başlığın her iki tarafına baykuş tüyleri, gelincik derisi, aynı uzunluktaki bir saçak veya püskül (manjig) ve antik bir madeni para takılır. Tsaatan şamanın cüppesi geyik derisinden yapılır ve bu, onun koruyucu ruhunun bir sembolüdür.
(Fotoğraflarda üzerinde yüz figürleri olanlar Tsaatan Şamanları, diğerleri Altai Şamanları)
Kam Şaman Davulu Paylaşımı
Yorumlar
Yorum Gönder