HUKUKİ TÜRKÇÜLÜK:
Hukuki Türkçülüğün amacı, Türkiye’de modern bir hukuk vücuda getirmektir. Bu da teokrasi ve klerikalizmden büsbütün kurtulmakla sağlanır. Ortaçağ devletlerinin bu ikisinden tamamen kurtulmuş olanlarına çağdaş devlet adı verilir. Bu devletlerde kanun yapma, yürütme görevi millete aittir. Ayrıca milleti oluşturan her birey tamamıyla bir diğerine eşittir. Ailede de bu hak ve eşitlik devam eder. Evlenme, boşanma, miras, mesleki ve siyasi haklarda aile fertleri eşittir.
Ziya Gökalp/Türkçülüğün Esasları
Gerçek Milliyetçilik; Saltanatı ve kula kul olmayı değil. Millet egemenliğini ve tam bağımsızlığı savunur, egemenliğin tek bir adamdan ve bir avuç mutlu azınlığın elinden alınarak millete ait olmasını ülkü olarak benimser. Bu nedenle; milliyetçilik millet egemenliği ve meclis yönetim sistemi esasına dayanır. Millet egemenliğinin ülke yönetiminde söz sahibi olması ise; Demokratik, çağdaş, evrensel hukuk sistemi ve özgürlükçü, çoğulcu demokrasi ile mümkündür.
Atatürk bunu şu sözlerle açıklamış ve Türkiye Cumhuriyetini Özgürlük, eşitlik ve Adalet esası üzerine inşa etmiştir:
Mustafa Kemal Atatürk, Türk Devletinin temel niteliklerinden birisi olan “Cumhuriyetçiliği” açıklarken şu düşünceyi öne sürer:
"Demokrasi prensibinin, en modern ve mantıki uygulamasını sağlayan hükümet şekli Cumhuriyettir. Cumhuriyet rejimi demek, Demokrasi sistemiyle devlet şekli demektir. Cumhuriyet yüksek ahlaki değer ve niteliklere dayanan bir idaredir. Cumhuriyet fazilettir… Cumhuriyet idaresi, faziletli ve namuslu insanlar yetiştirir. Demokrasi fikridir, adalet sevgisini ve ahlak fikrini gerektirir..."Biz millet, padişahlara, şahlara, şıhlara değil yalnız ALLAH'a kul olsun istedik. İşte aziz Cumhuriyetin yegane manası budur"
“Demokrasini üç temeli: (Özgürlük)hürriyet, (Eşitlik)müsavat, Adalettir. Ancak adaletin üstünde acıma, şefkat ve koruma anlamını içeren ihsan ve birde iyilik ve bağışlamak anlamını içeren atıfet vardır.”
"Cumhuriyet düşünce serbestliği taraftarıdır. Samimî ve meşru olmak şartiyle her fikre hürmet ederiz. Her kanaat bizce muhteremdir. Yalnız muarızlarımızın insaflı olması lâzımdır. "
"Ancak hür fikirlere sahip olan insanlar vatanlarına faydalı olabilirler ve onlardır ki vatanlarını kurtarıp muhafaza etme kudretine malik olurlar."
''Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasi bir fikre sahip olmak, seçtiği bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine sahiptir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hakim olunamaz.
''
Yine Atatürk'e göre "Bir millet, zenginliğiyle değil, ahlak değeriyle ölçülür....Saygısızlığın, saldırının küçüğü, büyüğü yoktur....Cumhuriyet ahlak üstünlüğüne dayanan bir ülküdür; Cumhuriyet erdemdir...Güçlünün karşısında zayıf kimse sesi titremeden konuşamıyorsa o toplumda medeniyetten söz edemeyiz...Adalet Mülkün Temelidir." Diyerek toplumun ve Devletin ancak Adaletle ayakta durabileceğini ifade etmiştir...
Atatürk'e göre: "Bir milletin kültürü yükseldikçe, kişisel özgürlüğün uygulama alanları genişler ve çoğalır. Örneğin; İlkel bir insanla uygar bir insanın özgürlük ihtiyaçları aynı değildir.İnsan toplumları uygarlaştıkça türlü şekilde, birbirinden ayrı ve kişisel özgürlükler meydana çıkar. Bu özgürlükler mahiyet ve doğal yapılarına göre; iki gruba ayrılır:
Birinci Grup ferdin maddi çıkarlarını karşılayan özgürlükler;
a) Kişisel özgürlük b)Meskenin taarruzdan masuniyeti c)Kişisel mülkiyet ç)Ticaret,çalışma ve zanaat özgürlükleri.
İkinci Grup ferdin düşünce hayatındaki özgürlük hakları;
a)Vicdan Özgürlüğü b)Toplanma Özgürlüğü c)Basın Özgürlüğü ç)Dernek Kurma Özgürlüğü d)Eğitim ve Öğretim Özgürlüğü."
Yine Atatürk: "Bizim gözümüzde çiftçi, çoban, amele, tüccar, sanatkar, asker, doktor ve sonuç olarak herhangi bir sosyal kurumda çalışan bir yurttaşın hak, yarar ve özgürlüğü eşittir." Demek suretiyle kurulan Türkiye Cumhuriyetinde sosyal statü ve sınıf ayrımı (Zengin-Fakir/Güçlü-Zayıf Kadın-Erkek/İş adamı-İşçi gibi) gözetmeksizin milli bir bilinçle her bireyin hak ve özgürlüklerinin eşit olduğunu ifade etmiştir. Türkçü düşünce sistemi de bu esaslar üzerine oturmaktadır.
Bu düşünce; birey özgürlüğünü evrensel prensipler çerçevesinde kanunla teminat altına alan ve kıstlamayan, bir birinin özgürlüğüne saygı duyan ve müdahale etmeyen, dayanışma ve yardımlaşma ile birlik ve beraberlik ruhunun olduğu, bir birine saygı ve sevgi ile bağlı, özgür, eşit, adil, Türklük şuuru ve millet bilinci ile hareket eden bir yönetim anlayışıdır aslında.
Büyük Türkçü Yusuf Akçura şu sözlerle özetlemiştir:
En temiz sargı, Hak ve milliyet sargısıdır. Türkçülüğe ve Hakka, Haklı Türkçülüğe sarılmalıyız!
Kendimize istemediğimiz haksızlığı başkasına yapmamalıyız, lakin başkalarının kendilerine istemedikleri haksızlığı kendimize de yaptırmamalıyız…
Bütün Türkler; Hakkı ve Halkı seven ve onu düşünen bir Türkçülük, Demokratik Türkçülük sancağı altında toplanmalı ve onu bütün gayreti, son gayreti ile müdafaa etmeli ve asla elinden düşürmemelidir!...
Fatih Mehmet Yiğit
Kaynak:
-Türkçülüğün Esasları-Ötüken yayınevi/Ziya Gökalp
-Nutuk/Atatürk
-Siyaset ve İktisat/Yusuf Akçura
-Atatürkçülük, Birinci kitap. İstanbul 1984, s. 29-45.
-Ali Fuat Başgil ,Demokrasi yolunda 2. Baskı. İstanbul 2006 s. 83-89.
-Afet İnan,Medeni Bilgiler ve M.K.Atatürk'ün El Yazıları,1969
Yorumlar
Yorum Gönder