DÜNYAYI DEĞİŞTİREN, FİKİRLERİ ÇALINAN, KİMİ ZAMAN SANSÜRLENEN, DELİ DAHİ: NİKOLA TESLA

Hiç şüphe yok ki, Nikola Tesla,  en büyük dehalardandır. Etrafınıza baktığınızda karşılaşacağınız, modern hayatı modern yapan birçok unsurdan bir şekilde o sorumludur.
Sırp kökenli olan Tesla, 1856 yılında, Hırvatistan’da doğdu. Olağandışı bir hafızası vardı ve altı dilde konuşmayı öğrenmişti. Avusturya Teknik Üniversitesi’nde dört yıl boyunca matematik, fizik ve mekanik eğitimi aldı.
Tesla Amerika’ya ilk geldiğinde, DC elektrik sistemiyle ilgili sorunlar yaşayan Edison için çalışmaya başladı. Edison’u yüz bin dolarlık zarardan kurtardı ama Edison anlaşmanın kendi üstüne düşen kısmını yerine getirmeyi reddetti. Tesla işi bırakınca, Edison’un ekibi onun dehasının gün ışığına çıkmasını engellemek için büyük çabalar sarfetti. Tesla’nın bugün pek tanınmamasının başlıca sebebi budur.

Bunun nedeni, Tesla’nın elektrik iletimi için daha iyi bir sistem kurmasıydı: evlerimizde
kullandığımız Alternatif Akım sistemi (AC). AC’nin DC (Doğru Akım) sistemine göre büyük avantajları vardı. Tesla’nın daha gelişmiş modellerini tasarladığı transformatörleri kullanarak alternatif akım voltajı artırılabiliyor ve ince teller vasıtasıyla uzak mesafelere aktarılabiliyordu. DC bunu başaramıyordu çünkü her kilometre karede bir elektrik santrali bulunması gerekiyor ve elektrik ancak çok kalın kablolarla iletilebiliyordu.
Elbette, böyle bir akım sisteminin işe yaraması ancak bu sistemle çalışacak araç gereç varsa mümkündü. Bu yüzden, Tesla, evinizdeki hemen her alette kullanılan motorları icad etti.

AC sistemi kulaktan kulağa yayılmaya başlayınca işin içine George Westinghouse girdi. Tesla, Westinghouse ile imzaladığı anlaşmaya göre, satılan her AC kilovatı için iki buçuk dolar kazanacaktı. Tesla, tüm deneyleri yapmasına yetecek paraya sahip olmuştu.

Sanayi onları ‘icat etmeden’ kırk yıl kadar önce, Tesla flüoresan lambaları kullanmaya başladı. Dünya Fuarları’nda cam tüpleri alıp eriterek, onlarla ünlü bilim insanlarının isimlerini yazdı; bugün her tarafta karşımıza çıkan neon ışıklarının ilk örnekleri. Ayrıca, Niagara Şelaleleri’nde, dünyanın ilk hidroelektrik santralini kurdu. Bütün bunlara ek olarak, arabalar için ilk hız göstergesinin patentini aldı.

Ancak, Edison DC sistemine çok fazla para yatırmıştı ve bu yüzden sürekli olarak AC elektriğinin DC enerjisinden çok daha tehlikeli olduğunu göstermeye çabaladı. Buna karşılık olarak Tesla da kendi pazarlama kampanyasını yürüttü. Chicago’daki 1893 Dünya Fuarı’nda, yüksek frekanslı AC enerjisini kendi vücudundan geçirerek ampullere iletip, AC elektriğinin ne kadar güvenli olduğunu sergiledi.

Tesla’ya ödenmesi gereken ücret bir milyon doları geçmeye başlayınca, Westinghouse maddi sıkıntılarla karşılaştı. Anlaşmayı yırtan Tesla, dünyanın ilk dolar milyarderi olmak yerine, patentlerinin tamamı karşılığında 216 bin dolar aldı.

1898 yılında, ilk uzaktan kumandalı maket gemiyi dünyaya tanıttı. Niyeti, bu icadı uzaktan kumandalı, insansız bir torpido olarak pazarlamaktı ama Savaş Bakanlığı buna karşı çıktı. Bütün uzaktan kumandalı uçaklar, arabalar, tekneler ve televizyonlar için Tesla’ya teşekkür etmeliyiz.

Tesla’nın en büyük hayali, tüm dünyaya bedava bir enerji kaynağı sağlamaktı. 1900 yılında, J.P. Morgan’ın yatırdığı sermayeyle, New York’un Long Island bölgesinde, ‘Kablosuz Yayın Sistemi’ adını verdiği kulenin inşaatına başladı. Amacı, dünyanın telefon ve telgraf ağlarını birleştirmek; hatta görüntülerin, borsa bilgilerinin ve meteoroloji haberlerinin dünyanın her köşesine iletilmesini sağlamaktı. Ne yazık ki, bunun dünyaya bedava enerji sağlamak anlamına geldiğini fark ettiğinde, Morgan projeyi finanse etmekten vazgeçti. Devamında, maddi sıkıntı içine düşen Tesla, borçlarını ödemek için kuleyi satmak zorunda kaldı.

Tüm dünya onun kaçığın teki olduğunu düşünüyordu. Pek de haksız değillerdi aslında. Tesla’nın garip takıntıları vardı. İncilere karşı bir nefreti vardı ve yanında çalışanların herhangi bir şekilde inci takmasını kesinlikle yasaklamıştı. Yemeden önce yiyeceklerinin hacimlerini hesaplardı. Dört yüz kilometre mesafeden on bin adet uçağı yok edebilecek ölümcül ışınlardan bahsederdi. Yeryüzünü ikiye bölebileceğini bile iddia etmişti. Bunlar onun kaçık olarak tanımlanması için yeterliydi.

Marconi’nin sözde keşfinden on yıl kadar önce, Tesla radyonun temelini oluşturan ilkeleri göstermişti dünyaya. Tesla’nın öldüğü 1943 yılında, Marconi’nin patentlerinin geçersiz sayılmasına karar verildi. Buna rağmen, radyonun mucidi olarak Tesla’nın adı geçmez.

Tesla, Mars ve Venüs’ten radyo sinyalleri aldığını bildirmişti. Bugün biliyoruz ki o sinyalleri uzak yıldızlardan alıyordu ama o zamanlar evren hakkında çok az şey biliniyordu.

Hatta Tesla, laboratuvarında, buharlı bir osilatörün zeminle aynı frekansta titremesini bile sağladı. Sonuç mu? Çevredeki bütün mahalleleri etkileyen bir deprem! Yeryüzünün titreşim frekanslarını, bilim bunları onaylayabilecek düzeye gelmeden önce belirlemişti Tesla.

1899 yılında, Colorado Springs’teki laboratuvarında, yeryüzüne enerji dalgaları göndermiş ve bunlar da doğal olarak kaynaklarına geri dönmüşlerdi. Aynı ilke bugünün güvenilir sismik deprem istasyonlarının temelidir. Dalgalar geri geldiklerinde, daha fazla elektrik gönderdi. Sonuç, insan yapımı 40 metrelik bir şimşek. Beraberinde oluşan gök gürültüsü otuz beş kilometre öteden bile duyulmuştu. Tesla, bu deneyi bir daha tekrarlayamadı.

Birinci Dünya Savaşı’nın başlangıcında, hükümet Alman denizaltılarını tespit edebilmenin yolunu arıyordu, iyi bir yöntem bulması için Edison görevlendirildi. Tesla, gemilerin tespit edilmesi için enerji dalgalarının kullanılmasını önerdi -yani bugünkü radarların. Edison, Tesla’nın önerisini gülünç olarak niteledi ve dünya bu keşfin yapılması için bir yirmi beş yıl daha beklemek zorunda kaldı.

Onun yaşam boyu yaratıcılığı için aldığı ödül ise Edison Madalyası oldu! Edison’dan işittiği bütün hakaretlerin üstüne gerçek bir tokat. Almadı elbette…

Sektörün kendisini dışlama çabası yüzünden yirmi yıl boyunca bir nevi sürgün hayatı yaşadı. Sermayesi olmadığı için deneyemediği teorileri sayısız defterin üzerinde kaldı. Modern dünyayı icat etmiş olan adam, 7 Ocak 1943 tarihinde, 86 yaşındayken, neredeyse meteliksiz bir halde hayata gözlerini yumdu.

Tesla, yaşadığı süre boyunca, yüzden fazla patent almıştı. Yaşamının son otuz yıllık kısmında, maddi imkanları patent işlemlerinin çok azını karşılamaya yetti.

Tesla, özgün bir düşünürdü. Bugünün bilim insanları hala onun notlarını inceliyor, teorilerini anlıyor. Örneğin, tasarladığı döner alanlı türbin motorun, modern araçlarla birleştirildiğinde, bugüne dek üretilmiş en yetkin motorlardan biri olduğu anlaşılıyor. Kriyojenik sıvılar ve elektrikle yaptığı deneyler, modern süper iletkenlerin temelini sağlıyor. Tesla, elektronun düşük yüklü parçalarına işaret eden deneylerden de bahsetmiştir; yani, 1977 yılında keşfedilen kuarklar!

Belki tarihin, gerçek bir dehayla karşılaştığında bunu anlayabileceği günler de gelecektir.

Ne Yaptı ?

Radyo teknolojisi, elektromanyetik motorlar, alternatif akim gibi bilim ve teknolojiyi kökten değiştiren birçok icada imza attı, kendisini elektriği kablosuz aktarmanın yollarını keşfetmeye adadı. 300’e yakın patenti olduğu, onlarca hatta belki de yüzlerce icadının da patentini almadığı biliniyor.

1- Deprem Makinesi
1893’te Tesla, elektrik üretmek için yüksek hızlarda yukarı ve aşağı titreşen, buharla çalışan bir mekanik osilatör patlattı. Buluşunu yayınladıktan yıllar sonra gazetecilere verdiği demeçte, bir gün, mekanik osilatörünü New York City laboratuvarını barındıran binanın titreşimine ayarlamaya çalıştığı sırada, yer sarsıntısına neden olduğunu açıkladı. Test sırasında Tesla sürekli olarak gücü açtı ve çatlama sesleri duydu. Tüm ağır makineler etrafta hareket etmeye başladı. Biraz daha devam ettirseydi tüm bina yıkılacaktı. Daha sonra polisler ve ambulanslar gelince, Tesla asistanlarına sessiz kalması gerektiğini söyledi.

2- Düşünce Kamerası
Tesla, düşüncelerin fotoğraflanmasının mümkün olabileceğine inanıyordu. 1893’te deneyler yaparken ilham kaynağı geldi, Tesla bir gazete muhabirine on yıl sonra şunları söyledi: “Düşüncede oluşmuş kesin bir görüntünün, refleks eylemiyle, retina üzerinde karşılık gelen bir imaj üretmesi gerektiğine ikna oldum. ” Mucit bir görüntüyü yapay bir retina üzerinde yansıtan, bir fotoğraf çekerek ve görüntüyü bir ekrana yansıtmayı düşünmüştü. “Eğer bu başarılı bir şekilde yapılabilirse, bir kişi tarafından hayal edilen nesneler, oluşturuldukları haliyle ekrana açıkça yansıtılacaktı” dedi ve “bu şekilde bireyin her düşüncesi okunabilirdi. Aklımız o zaman, açık kitap gibi olurdu. ”

3- Kablosuz Enerji
1901’de Tesla, Long Island’ın kuzey kıyısında, denizden ve Atlantik Okyanusu kıyısındaki gemilere mesaj, telefon ve görüntü iletebilen, 185 metrelik mantar biçiminde bir kule inşa etmek için yatırımcısı olan Morgan’dan 150,000 dolar sağladı. Tesla, radyo ve mikrodalgalar üzerindeki deneylerinden, milyonlarca volt elektriği hava yoluyla aktararak New York’a ışık tutabileceğine inanarak kablosuz güç dağıtımına izin vermek istedi. Ancak Morgan, Tesla’ya büyük planı için herhangi bir ek fon sağlamayı reddetti. (Bazıları, Tesla’nın planının diğer enerji sektörü varlıklarını sakat edeceğini anladıktan sonra Morgan’ın fonları kestiğini tahmin ediyor.) Tesla, 1906’da operasyona girmeden önce projeyi bıraktı ve Wardenclyffe Kulesi 1917’de yıkılmıştır.

4- Yapay Gelgit Dalgaları
Mühendis ve fizikçi, bilimin gücünün savaşı önlemek için kullanılabileceğine inanıyordu. 1907’de New York Dünyası, Tesla’nın telsiz telgrafının denizdeki yüksek patlayıcıların patlamalarını tetikleyerek, tüm düşman filosunu kapsayacak kadar büyük dalgaları yaratacağı askeri yenilikler hakkında bir haber verdi. Gazete, suni tidal dalganın gemileri işe yaramaz hale getireceğini ve daha sonra nükleer silahların gelişmesiyle ilgili iddialarını “korkusuyla evrensel barış gününü hızlandırır” diye bildirdi.

5- Elektrikle Çalışan Süpersonik Zeplin
Tesla bir çocukken, uçuş fikriyle büyülenmişti. Elektrik ve makine mühendisliği bilgisini birleştirerek, Wardenclyffe’nin başarısızlığından sonra havacılık hakkında daha fazla düşünmeye başladı. Temmuz 1919 tarihli Reconstruction dergisinin bir makalesinde Tesla, Dünya yüzeyinin sekiz mil uzağında seyahat edecek ve üç saat içinde yolcuların New York ile Londra arasında seyahat etmesine olanak tanıyacak hızlar üretecek olan süpersonik bir uçak geliştirme konusundaki çalışmalarını tartıştı. Tesla’nın konsepti, uçağın enerji santrallerinden kablosuz olarak aktarılan elektrikle güçlendirilmesi ve uçağın yakıt taşıması ihtiyacını ortadan kaldırması çağrısında bulundu. Tesla, makalede, “Güç kaynağı neredeyse sınırsızdır, çünkü herhangi bir sayıda enerji santrali birlikte çalıştırılabilir, raylarda çalışan trenlerin artık raylar veya teller aracılığıyla elektrik enerjisi ile beslendiği gibi hava gemilerine enerji sağlar” dedi.

6- “Ölüm Işını”
Tesla’nın yaratıcı zihni, hayatının sonuna kadar yeni vizyonları kıvılcımlamaya devam etti. 78. doğum gününde, New York Times’a “en büyük icadı bulması gerektiğini” söyledi. Işın parçacıklarını, bir vakum odasının içindeki ses hızının 48 katına kadar hızlandıracak ve yüksek hızda bir ışını çekecek bir askeri silah. “Serbest hava yoluyla, 10,000 düşman uçağının filosunu aşağıya çekecek kadar büyük bir enerji”. ”Basın onu bir“ ölüm ışını ”olarak tanımlasa da, Tesla,“ görünmez bir Çin duvarı gibi, yalnızca bir milyon gibi hareket ederek, uçakların saldırılarını ve orduları işgal edip hayatlarını kurtaracak bir “barış ışını” na inanıyordu. Tesla, Amerika Birleşik Devletleri de dahil olmak üzere çok sayıda hükümete parçacık-ışın silahını teklif etti, ancak ilgiyi gösteren tek ülke, 1939’da kısmi bir test yapan Sovyetler Birliği idi.

Hangi Dahilerden Etkilendi ?

-Johann Wolfgang von Goethe
-Hint keşiş ve filozof Swami Vivekananda (kendisi aynı zamanda bir dahiydi)
-Wolfgang Amadeus Mozart
-Johann Sebastian Bach
-Voltaire

Ödülleri:5 Ülkeden Şövalyelik Unvanı,5 Madalya

Uzmanlık Alanları:Fizik,Matematik,Felsefe,Elektrik ve Mekanik Mühendisliği

Kütüphanesindeki Kitap Sayısı:1171

Öne Çıkan Nitelikleri

8 lisan bilen bir felsefe tutkunu olmasının yanı sıra son derece çabuk öğrenebilen,görsel hafızası olağanüstü güçlü bir insandı. Hümanist biri olsa da yalnızlığı sevdiği için insanlarla ilişkilerinde mesafeyi her zaman korudu. Ancak son derece yüksek özgüveni ve gelişmiş sosyal becerileri sayesinde insanlarla bir araya geldiğinde iletişim kurma konusunda bir len sıkıntı yaşamazdı.

Otobiyografisinde; “Bir fikir oluştuğu anda önce onu hayalimde canlandırır; yapısını zihnimde değiştirir, geliştirir ve çalışacak hale getiririm. Tüm bunları zihnimde yapıyorum” diyordu; “Bir denge sorunu varsa örneğin onu da görür, not alırım.” Ardından zihnindeki modeli gerçeğe dönüştürdüğünde tam da hayal ettiği gibi çalıştığını görürdü. Bunun doğuştan gelen bir yetenek olmadığını, çocukken hafızasını böyle geliştirdiğini söylüyordu; “Bunu ve mantıksal düşünce süreçlerinde iddialı olmamı annemin çocukluk yıllarımda verdiği eğitime borçluyum.Paranın onun için hiçbir önem yoktu, buluşlarının insan yaşamına sağlayacağı faydalara odaklanıyordu.

Günlük Yaşamı

Günün, uykuda geçirdiği birkaç saati ve yürüyüşlerinden arta kalan tüm zamanında kendisini araştırmaya ve çalışmaya adardı. Bir keresinde 84 saat boyunca hiç ara vermeden çalıştığı biliniyor. Hayallerini gerçeğe çevirebilmek için ölene dek çok çalışacağını, bunun için hayatın bazı zevklerinden vazgeçmesi gerektiğini dile getiriyordu. Sabahları 09.00’da çalışmaya başlar, akşam yemeğini saat 2o.oo’de yerdi.

Uyku ve Beslenme

Günlük 2-4 saat arası uyuduğu bilinen Tesla uzun yaşamak istediği için sağlıklı besleniyordu. Küçük öğünler halinde, az yemesiyle ünlüydü. Su ve süt içmeyi sever, her gün bolca tüketir, ağırlıklı olarak sebze yemeyi tercih ederdi.Asitli yiyeceklerden uzak durur, balık ve kırmızı eti nadiren tüketir, protein ihtiyacını yumurtadan karşılar, patatesi çok severdi; “PatatesDe harikadır.ğerli mineral tuzlar içerir.”
İnsan vücuduna zarar veren ve erken öldüren şeylerin başında aşırı ymenin geldiğini düşündüğü için az ve sağlıklı beslenmek onun için önemli şeylerden biriydi.Kafeinli içeceklerden uzak dursa da günün viskisini yudumlayacağı kısmını hiç atlamazdı.Röportajlarında,bunun hayatındaki nadir lükslerden biri olduğunu dile getiriyordu.

Fiziksel Aktiviteler

Tüm yaratıcı insanlar gibi o da düzenli olarak her gün doğada ya da parkta uzun bir yürüyüşe çıkar (10-12 km), her yere yürüyerek gitmeyi tercih eder ve o esnada yeni icatları üzerinde düşünmeyi severdi. Ayrıca kendisine özgü bir egzersiz geliştirdi. Her gece uyumadan önce başparmaklarını 100’er kere oynatıyor, böylece beyin hücrelerini harekete geçirdiğini söylüyordu.

Bir de banyo egzersizi dediği şeyi yapar; önce sıcak bir banyo ve ardından gelen soğuk bir duşla daha zinde hissettiğini anlatırdı. Kendisiyle 77 yaşındayken yapılan bir röportajda şöyle dedi; “Mükemmel sağlık seviyesindeyim. Hayatımda hiç bu kadar iyi hissetmemiştim. Güçlü, enerjik ve zihinsel anlamda zirvede olduğumu hissediyorum.”

Tuhaf Alışkanlıklar

Aslında Tesla baştan aşağı tuhaf bir adamdı. Sosyal yaşamı genellikle kendi seçtiği birkaç kişiyle sınırlı olur, vaktinin çoğunu çalışarak ya da okuyarak geçirmek istediği için kadınlarla ilişki kurma çabasına girmez, hatta bundan kaçınırdı. Toplumdan uzak ve yalnız yaşıyor olması sayesinde hiçbir zaman odaklanma sorunu yaşamadığını ima ediyordu; “Yalnız kalabilmek yeter. icatların sırrı bunda yatıyor.”

Dönüm Noktası

Tesla, dehasını erken çocukluk yılların da annesinden aldığı eğitimle şekillendirmeye başlamış olsa da  5 yaşındayken suyun hareketinden enerji elde edilebieceğini fark ettiğinde geleceğine yön verecek bir adım attı. Ağaç kütüklerinden çark yapıp bu fikrini test etti ve böylece hayata geçirdiği ilk icadının mükemmel şekilde çalıştığını görmüş oldu.

Kitapları, Doğu Felsefesi ve Satranç

Tesla tam bir kitap kurduydu. O kadar çok lisan öğrenmiş olmasının sebebi de buydu aslında. Farklı dillerde yazılmış çalışmaları okuyabilmek için üşenmeyip o dili, ne kadar zor olsa da mutlaka öğrenirdi. Son derece hızlı öğrenebilen biri olduğu için zaten bu konuda pek sıkıntı yaşadığı da söylenemez.

Az uyumasının sebebi de kitap tutkusuydu. Özellikle gece saatlerinde okumayı seviyordu. Dahası, okuduğu her şey hafızasına öyle bir kazınırdı ki ihtiyaç duyduğunda o bilginin kitabın hangi bölümünde olduğunu bile hatırlayıp ezberden aktarmaya başlardı.

Doğu felsefesinin hayatında ayrı bir yeri vardı. Bu etkiyle evrene daha derin, farklı bir perspektifle bakmayı öğrenmiş, maddenin aslında enerji olduğu sonucuna varmıştı. O sırada Einstein bunun bilimsel bir gerçek olduğunu henüz ispatlamamıştı. Çok iyi bir satranç oyuncusu olan Tesla’nın kumara da düşkün olduğu biliniyor.

Tesla’nın Kablosuz Elektrik İletimi

NIKOLA TESLA
10 Temmuz 1856, Smiljan – HIRVATİSTAN / 7 Ocak 1943, New York – ABD


 Herkes onun hayatını AC/DC akım savaşından ve Edison ile aralarında olan çatışmalardan ibaret sanır …
Oysaki o;

       Elektron mikroskobu, enkandesan lamba, deşarj lambası, floresan lamba, neon lamba, alternatif akım, alternatif akım motoru, en gelişmiş vakum tüpleri, deniz altı torpidoları, röntgen( Wilhelm Röntgen’den üç yıl kadar önce) , doğru akımı alternatif akıma çevirmeyi , jeneratör, lazer, radyo(Marconi nin icat ettiği yazılır ne gariptir ki o radyonun çalışabilmesi için 17 Tesla icadına gerek duymaktadır) , Dünya’nın en güçlü vericisi, radar prensibini, ilk insan yapımı şimşek, MR ve daha nice icatın mucidi. Sadece özetlerini okusak ve çalışma prensiplerini anlamaya çalışsak haftalar sürebilecek 300 patentin sahibi.


     Tesla dendiğinde akla gelen bir büyüleyici olay daha Gökkuşağı Projesi ( Rainbow Project ). USS Eldridge gemisinde olan biten Rainbow Project adıyla anılan olay hala bir sır belki de o Albert Einstein ve Dr.John von Neumann ile birlikte moleküler ışınlanmanın mucidlerinden biri.

      Ve daha nice icadın yegane mucidi Nikola Tesla. O bir elektrik mühendisi. Gençliğinde yakalandığı ciddi rahatsızlık esnasında bile hayalinden vazgeçmemiş gerçek bir dahi, bir mucit, bir mühendis ve fizikçi. Paralara fotoğrafı basılacak kadar önemli bir kişi.

     Anadili olan Sırpça ve ailece bildikleri Almanca’ya ek olarak İngilizce, Fransızca ve İtalyanca bilmekteydi. Sorunları yüzünden bitiremediği okulu ,şizofreni derecesine varan takıntıları, abisinin ölümüne sebep olması, aseksüel olması hiçbiri onun dahi ve dünyanın en çok patent sahibi insanı olmasına engel değildi. Onu ilginç kılan bir başka özellik ise yaptığı deneyler sonucu çakan şimşekler değil gözlerini kapattığında çakan şimşeklerdi.

Kablosuz Elektrik İletimi
      Peki tarihte bugün tam 114 sene önce kabul edilen 1897 yılında patent başvurusunu yaptığı kablosuz elektrik iletimi nedir ne gibi türleri vardır, Tesla hangisini kullanmıştır bunları inceleyeceğiz.    20 Mart 1900 tarihli patent (US645576)

         Elektrik , kablo haricinde klasik olarak 2 metot ile aktarılır.

– İndüksiyon; bu metot elektrostatik indüksiyon ve elektrodinamik indüksiyon olarak ikiye ayrılır.
– Işınım; lazer ile iletim ve mikrodalga yöntemi olarak ikiye ayrılır.

      Tesla’nın bulduğu ve kendi adıyla anılan Tesla Bobini; telgraf, radyo ve tv gibi cihazlarda kullanılır elektrodinamik indüksiyon yöntemine dayanmaktadır. Bugün kablosuz şarj olarak bahsedilen işlemde tamamen elektrodinamik indüksiyona dayanır.

tesla elektrostatik indüksiyon

Tesla elektrostatik indüksiyon yöntemini kullanırken

       Tesla, Colorado Springs Laboratuvarında 1899 yılında yaklaşık 50 km uzaklıktaki toplam 10 kW’lık 200 tane akkor ampulü kablosuz enerji transferi yöntemiyle yakmayı başarmıştır . Bu projesini daha kapsamlı hale getirip Dünya’nın istenilen bölgesine elektrik veya veri iletimini sağlayabilmek için 1901 ile 1905 yılları arasında Long Island’da Wardenclyffe Kulesini inşa ettirdi. Bu verici istasyonu; piramit şeklinde, sekizgen ve 57 metre yüksekliğinde, 22m çapında idi , tepesinde 3m çaplı hava çekirdekli trimzormatör vardı ve üzerinden metrelerce uzunlukta şimşeklerin çıktığı 1m çaplı bir bakır küre bulunmaktaydı. Yapımında 55 ton çelik kullanılmıştı. 2000 insan yapımında çalıştı. Günümüzün parasıyla 4 Milyon $ değerindeydi. Ne yazık ki Tesla’nın maddi sorunları nedeniyle laboratuvarı satılmış bu yapılan kule de 1917 yılında yıkılmıştır.

  US1119732 nolu patent

tesla kule

NİKOLA TESLA'NIN ÖZLÜ SÖZLERİ:

"Evren kocaman bir titreşimdir ve herşey bu titreşimin küçük birer yansımasıdır."Nikola Tesla

"Evrenin gizemini anlamak istiyorsanız, enerji, frekans ve titreşim cinsinden düşünün."Nikola Tesla

"Zihinsel güç Tanrı vergisi olup İlahi Güç’ten gelir. Eğer zihnimizi bu gerçeğe yoğunlaştırırsak, bu Büyük Güç’e ayarlanabilir, uyumlanabiliriz.”Nikola Tesla
"Evrendeki her şey kendi frekansında titreşir ve hatta birbirlerini harmonik (uyumlu) bir ölçekte etkilerler. Benim yaptıklarımı anlamak evrenin anahtarını anlamaktır. "Nikola Tesla

"Tum biyolojik sistemimiz, beyin ve gezegenimiz aynı frekansta çalışır."Nikola TESLA

“Beynim sadece bir alıcı... Evrende ‘bilgi’, güç ve ilham elde ettiğimiz bir çekirdek var. Henüz bu çekirdeğin sırlarına vakıf değilim, ama var olduğunu biliyorum.”Nikola TESLA

“Yaptığım her şey insanlık adınaydı; zengin kesimin hiddetinden aşağılanmayacak fakir kesime zekânın, bilimin ve sanatın ürünlerinin hayatı daha güzelleştirmesi adına topluma hizmet ettiği bir dünya için.” / Nikola Tesla

“Öncelikle bir kişi hiçbir şeye olmasa atmosferin olağanüstü saflığına vurulur ki bunu en iyi şekilde uzak mesafedeki nesnelerin net ve keskin dış hatları belli ediyor” / Nikola Tesla

“Ay ışığı tanımlamayı şaşırtacak güçtedir.” / Nikola Tesla

“Söyler misin insanoğlu ormanlar tükenince ne yapacak? Kömür madenleri tükenince ne yapacak?”/ Nikola Tesla

“Nefretiniz elektriğe dönüştürülebilse bütün dünya aydınlanırdı.” / Nikola Tesla

“Düşünmek için aklı başında, derin düşünmek için oldukça deli olmalısın.” / Nikola Tesla

O kadar cahilsiniz ki; Dininiz var diye Ahlaka ihtiyacınız kalmadığını sanıyorsunuz. Nikola Tesla

"Düşünmek için aklı başında, derin düşünmek için oldukça deli olmalısın." Nikola Tesla

Fikrimi çalmaları mühim değil… Asıl mühim olan kendi fikirlerinin olmaması.

Şimdiki zaman onlara ait olabilir, ama gelecek, ki ben hep bunun için çalıştım, bana ait.

Pek çok kişi dış dünyanın seyrine o denli kapılmıştır ki, kendi içinde olup bitenlerden tamamen habersizdir.

Sınırlı zihinlere, sınırsız güç vermek zordur.

Hepimiz hata yaparız ama hatayı işe koyulmadan yapmak en iyisi.

Kadınlar önce eşitliklerini sonra da üstünlüklerini erkekleri fiziksel olarak taklit etme yoluyla değil, kadın zihninin uyanışıyla ortaya koyacaklar.

Eksik gözlem cehaletin bir türüdür ve mevcut pek çok kavramla aptal düşünceden sorumludur.

Yalnız olun, icadın sırrı budur. Yalnız olun, fikirlerin bulunduğu zaman budur. Yalnız olun, olgunlaşacağınız an budur.

Enerji elde etmek için yakıt kullanırsak sermayemizden yer ve onu hızla tüketiriz. Barbarlıktan farkı olmayan bu yöntem gereksiz israfa yol açar ve gelecek nesillerin hayrına bir an önce durdurulmalıdır.

Para benim için insanların ona atfettiği gibi bir değer taşımıyor. Ben bütün paramı, insanoğlunun hayatını kolaylaştıracak icatlar yaptığım deneylerime yatırdım.

Benim beynim sadece bir alıcıdır (reseptör). Evrende, bilgiyi, gücü ve ilhamı ondan aldığımız bir öz var. Bu özün sırlarına nüfuz etmedim. Ama var olduğunu biliyorum.

Yaptığım araç kesinlikle nasıl hayal ettiysem öyle çalışır. Yirmi yıldan beri bunun tek bir istisnası bile olmadı.

İnsanlar birbirlerini öldürmek gibi vahşi eylemleri sürdürdükleri müddetçe gelişimin önü kapalıdır!

Düşünmek için aklı başında, derin düşünmek için oldukça deli olmalısın.

Zorlama altında gösterilen her türlü çaba yaşam enerjisinden feda etmeyi gerektirir. Ben asla böyle bir bedel ödemedim. Tam tersine ben düşüncelerimle beslendim, geliştim.

Yirmi birinci yüzyılda robotlar, antik medeniyetlerdeki kölelerin yerini alacaktır.
Her şeyden çok kitapları seviyordum. Babamın büyük bir kütüphanesi vardı ve becerebildiğim her an okuma tutkumu tatmin etmeye çalışıyordum.

Gerçek ödüller, hiçbir zaman yapılan iş ve gösterilen fedakârlıklarla doğru orantılı değildir.

Doğanın elinden, tüm zorluklara rağmen, hayatımı riske atma pahasına kopardığım o tek giz uğruna, doğanın kazara denk geldiğim binlerce sırrını feda ederdim.

Hayatımdaki olayları gözden geçirince kaderimize şekil veren etkenlerin nasıl da gizli yerlerde olduğunu fark ediyorum.

Hep yeni heyecanlara açızdır ama çok geçmeden onları kanıksar ve kayıtsız kalırız.

1898 ve 1900 senelerinde devlete teklif sunulmuştu; şayet İskender’den iyilik isteyeceğinde İskender yerine çobanına gidenlerden biri olsaydım şimdiye çalışmaya başlamış olabilirdi.

Elektrik enerjisi her yerde sınırsız miktarda mevcuttur ve bütün dünyadaki makineleri başka bir yakıta gerek duymadan çalıştırabilir.

Paranın başkaları için taşıdığı anlam, benim için hiçbir şey ifade etmiyor.

Anti-sosyal davranışlar, konformistlerle dolu bir dünyada zekânın göstergesidir. Öte yandan tütün kolay ve hoş düşünmeyi sağlar, aklın iyi çalışması için gerekli gerilim ve konsantrasyonu azaltır.

Başarı doğal güçlerden elektrik gücü elde etme yeteneğimize bağlıdır. Yeni heyecanlar ararız fakat kısa sürede bunlara alışırız.

Her şeyin telafi olacağına inancım sağlam. Gerçek ödüller daima verilen emek ve yapılan fedakarlıklarla orantılıdır.

"Erdemlerimiz ve kusurlarımız birbirinden ayrılamaz, tıpkı güç ve madde gibi. Ayrıldıklarında artık insan yoktur."

Nefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatmaya yeterdi.

Ben havada bulunan enerjiyi uyandırmaya çalışıyorum.

Yeni bir fikir daima anlık sonuçlarıyla değerlendirilmelidir.

Eğer güç elde etmek için yakıt kullanırsak sermayemizden yeriz ve onu hızlıca tüketiriz. Bu yöntem barbarca ve müsrifçedir ve sonraki nesillerin çıkarı için durmamız gerekir.

Bırakın doğruları gelecek söylesin ve herkesi eserlerine ve başarılarına göre değerlendirsin. Bugün onların olsun; ama uğrunda çok uğraştığım gelecek, benimdir.

Meziyetlerimiz ve başarısızlıklarımız ayrılmaz bir bütündür tıpkı enerji ve madde gibi. Ayrıldıklarında insanlık kalmaz.

 Doğa birçok yönden aynı sonuca ulaşabilir. Hepimizin, kendi gönül ferahlığını yönetmek ve garanti altına almak için bir ideali olmalı. Bu, manevileşme gücünü yerine getirdiği sürece inanç,sanat,bilim veya başka bir şey olması önemli değildir. Birinin Tanrı dediğine diğeri fizik prensibi der. Dünün mucizeleri bugünün sıradan olaylarıdır. Bazen evlenmeyerek işim uğruna çok büyük bir fedakarlıkta bulunmuşum hissine kapılıyorum.

 …yıldırım başlı başına bir sonat olabilir. Binlerce yıldırım ise bir konserdir.

Fakat kısa süre içerisinde zaaflarımı ele geçirdim ve daha önce hiç yaşamadığım bir keyfi yaşadım; dilediğimi yapmayı…

Kutsal kitabı okumayan veya okuyup da anlamayan dindar, okuyup da anlayan ateist olur.

Ömrünüz bitmeden insan elinden çıkma dehşetli hadiselere tanık olabilirsiniz.
Bir sentim olabilmesi için önce pencereden dışarı avuç avuç saçacak kadar param olması gerekir.

Her şeyin telafisi olacağına inancım sağlam. Gerçek ödüller daima verilen emek ve yapılan fedakârlıklarla orantılıdır.

Dünyanın her yerinde herkes enerji kaynaklarına bedava ulaşabilmelidir.

Kutsal kitapları okuyup anlamayan dindar, okuyup anlayan ateist olur.

O kadar cahilsiniz ki, dininiz var diye ahlaka ihtiyacınız kalmadığını sanıyorsunuz.

Yaptıklarımla bazı bilimsel prensipleri keşfettiğimi kabul etmeye ikna olmuyorsanız en azından adil davranıp beni birkaç güzel elektrikli aygıtın mucidi olarak tanımlayın.

 Pek çok kişi dış dünyanın seyrine o denli kapılmıştır ki, kendi içinde olup bitenlerden tamamen habersizdir.
Sınırlı zihinlere, sınırsız güç vermek zordur. Hepimiz hata yaparız ama hatayı işe koyulmadan yapmak en iyisi. …

Uzunca bir zaman ne yapacağımı bilemedim; karanlıkta kaldım. En sonunda çabalarım başka hiç bir ölümlünün kalkışmadığı bir icatla aydınlandı. Tamamen soyut düşünüyordum. Doğa da bir kedimiydi? O halde onun sırtını okşayan kimdi? Ancak Tanrı olabilir sonucuna varmıştım.

Başarmak için çok az bir şansı olsa bile gece gündüz yılmadan çalışılmalı. Gelişimin büyüklüğünü belirleyen işin niceliği değil niteliğidir.

 Evrenin sırlarını bulmak istiyorsanız enerji , frekans ve titreşim cinsinden düşünmelisiniz.

Doğal yatkınlığı kuvvetli bir arzuya dönüşen insan, amacına hızlı ve emin adımlarla ulaşır.

Sanatçıların eserlerine hep hayranlık beslemişimdir ama benim fikrime göre, onların eserleri yalnızca gölge ve suretlerdir. Oysa mucitler dünyaya elle tutulur, yaşayan ve işleyen eserler kazandırırlar.

 Hayatımda başarılı olmanın tek yolu disiplinden geçiyordu. Ben de arzularımla iradem bir olana kadar kendi üstümde disiplin uyguladım.

 Bölgelerinde göller ve nehirler yaratacağı, vahşi elementlere emredeceği, zekâsı ve gücüyle bu dünyanın sınırlarının ötesine geçeceği günler uzak değildir.

Birisi aniden bir hüzün dalgasına kapılıp nedenini bulmak için aklını zorlarken aslında sebebin, güneşin önüne geçen bulutun güneş ışınlarını engellemesi olduğunu anlayabilir.

Çok az kişi gerçeği itiraf edecektir -Tanrı, insanı kendi suretinde yarattı- ki bu da dünya üzerindeki tüm insanları benzer kılar. Aslında çok renkli tek bir ırk vardır. İsa tek bir kişidir ama herkese aittir. Öyleyse neden bazı insanlar kendilerinin diğerlerinden daha iyi olduğunu düşünür ki? Para insanların kendine biçtiği kıymete haiz değildir. Benim bütün param deneylere yatırılmıştır. Bunlarla yeni keşiflerde bulunup insanoğlunun yaşamını biraz daha kolaylaştırmasını sağlıyorum.

Atomların enerjilerini serbest bırakabilseydik ya da dünyanın her yerinde ucuz ve sınırsız güç kaynağı geliştirmenin başka bir yolunu bulabilseydik bu başarı bizim için lütuf olmayacağı gibi, hükümdar rejimin tahtdan indirilmesiyle sonuçlanacak bir ihtilaf ve anarşiyi tetikleyerek, insanoğluna felaket getirebilirdi.

Annem insan tabiatından anlar, asla beni azarlamazdı. Bir kişinin kendi aptallığından veya ayıplarından başkasının çabalarıyla değil ancak kendi iradesiyle kurtulabileceğini bilirdi.

Elektriğin tam olarak ne olduğunu anladığımız gün çok büyük, insanlık tarihinde görülmüş en önemli olaya tanıklık edeceğiz. Gün gelecek, insanların rahatı belki de varoluşu tamamen bu muhteşem etkene bağlı olacak.

 Dar görüşlü, kıskanç bireylere, çabalarımı gölgede bırakma zevkini yaşatmak istemiyorum. Bu adamlar benim için pis birer mikroptan farksızlar.

Projem doğa kanunları nedeniyle geri kaldı. Dünya buna hazır değildi. Zamanın ötesindeydi.Ama aynı kanunlar sonunda galip gelecek ve projeme muzaffarane bir başarı getirecek.

Yıkmak için inşa ediyoruz. Çalışmalarımız ile kaynaklarımızın çoğu insafsızca heba ediliyor. Gözümüzün gördüğü her yerde zaman, emek ve yaşam kaybı var. Sevimsiz bir manzara; ama gerçek bu.

Bir mucidin çabası aslında hayat kurtarmaktır. İster enerji toplasın, ister yeni aletler geliştirsin ya da yeni konforlar ve kolaylıklar tasarlasın, varoluşumuzun güvenliğine katkıda bulunur.

Çok geçmeden her yerde duman yok ediciler, toz emiciler, ozonlama cihazları, su, hava, yiyecek ve giyecek sterilizasyon aletleri; sokaklarda, üstgeçitlerde ve metrolarda kaza önleyiciler olacak. Şehirde hastalık saçan mikroplara maruz kalmak imkansız gibi bir şey olacak ama kasabalılar dinlenip iyileşmek için şehirlere gidecekler.

Hal ve gidişatımızı idare etmek, iç rahatlığımızı sağlamak için hepimizin bir ideali olmalıdır ama bu idealin inanç, sanat, bilim ya da başka şeyden olması mühim değildir; yeter ki manevileştirici bir kuvvet görevi görsün.

Herkes bedenini, her şeyden çok sevdiği birinden aldığı paha biçilmez bir hediye olarak görmelidir. Güzelliği tarifsiz, fevkalade bir sanat eseri ve insan zekasının ötesinde bir gizemdir beden. Öyle narindir ki tek bir söz, bir nefes, bir bakış; hatta bir düşünce bile incitebilir onu. Hastalığın ve ölümün kaynağı pislik, yıkıcı olmakla kalmayıp ahlaksız da bir alışkanlıktır.

Daha çok bildiğimizde cehaletimizin daha da arttığını söylemek ne kadar çelişkili dursa da doğrudur. Çünkü ancak aydınlanma yoluyla sınırlarımızın farkına varırız. Entelektüel gelişimin en memnuniyet verici sonuçlarından biri, yeni ve daha büyük ihtimallere kapı açmasıdır. İnsan kalbini, bir mucidin kendi beyninin yarattığı bir ürünün başarıya ulaştığını görmesinden daha fazla heyecanlandıran bir şey olduğunu düşünmüyorum. Bu tür duygular insana yemeyi, uyumayı, arkadaşları, aşkı, her şeyi unutturuyor.

Bir fikrin başarısı, özünde var olan değerden ziyade çağdaşlarının tutumuna bağlıdır. Zamanlıysa hemen uygulamaya geçilir, zamansızsa, güneşin sıcağına aldanıp topraktan baş veren bir filiz gibi, bastıran donla büyümeden ölür.

Muzaffer bir edayla karşılanmayı beklerken bunca zorlukla kazandığım onur payelerini babam hafife alınca çok incindim. Neredeyse bütün şevkim kırılacaktı. Ama babamın ölümünün ardından profesörlerimin babama yazıp beni okuldan almadığı takdirde aşırı çalışmaktan öleceğimi söyledikleri mektupları bulunca çok üzüldüm.

Yakın bir gelecekte aklımızda oluşan bir imgeyi ekran üstüne yansıtmak ve istenen yerde görüntülenmesini sağlamak mümkün olacak. Bu düşünce okuma aracının tamamlanması, sosyal ilişkilerimizin iyileşmesi adına bir devrim niteliği taşıyacak.

Bu müsrifliğin sonsuza dek devam etmeyeceği açıktır. Çünkü jeolojik araştırmalar yakıt kaynaklarımızın sınırlı olduğunu gösteriyor. Son yıllarda stoklarımız öyle hesapsızca kullanıldı ki tüm kaynaklarımızın tükenmesi tehdidiyle karşı karşıyayız.

Mevcut yaşam koşullarında elimizden gelen işin en iyisini çıkarmak için uyarıcılara [ çay, kahve, sigara, alkol…] İhtiyacımız olduğu doğrudur; bu sebeple aşırıya kaçmadan, iştahımızı ve her açıdan eğilimlerimizi kontrol altına almalıyız. Yıllardır benim yaptığım budur; bu sayede bedenimi ve zihnimi genç tutuyorum. İnsanlığın sürekli artan bir ivmeyle gelişimi icatlara hayati bir bağla bağlıdır. İnsanın yaratıcı beyninin en önemli ürünleri olan icatların en yüce amaçları, zekanın maddi dünyaya tam anlamıyla egemen olması ve doğanın kuvvetlerinin insanın ihtiyaçlarını karşılamak için kullanılmasıdır.

Günümüzde dünyanın en medeni ülkeleri gelirlerinin azami kısmını savaşa harcarken eğitime asgari bir pay ayırmaktadırlar. Yirmi birinci yüzyıl bu düzeni tepetaklak edecektir.

 Cehaletle savaşmak, savaş meydanında ölmekten daha görkemli olacaktır. Yeni bilimsel gerçeklerin keşfi diplomatların çekişmelerinden daha önemli bulunacaktır.
Franklin’den Morse’a kadar bütün bilim insanları sarih ( basit ) düşünürlerdi ve hatalı teoriler üretmezlerdi. Günümüz bilim insanları sarih düşünmek yerine derin düşünüyorlar. Sarih düşünmek için insanın aklı başında olmalı; oysa insan hem derin düşünüp hem de deli olabilir.

 Açıklamam doğruysa, insanın aklında hayal ettiği herhangi bir nesnenin imgesi bir ekrana yansıtılıp gösterilebilir. Böyle bir gelişme bütün insan ilişkilerinde bir devrim yaratırdı. Bu mucizenin ileriki zamanlarda gerçekleşeceğine inancım tam; bu sorunun çözümüne çok kafa yorduğumu da ekleyebilirim.

İÇGÜDÜ bilgiyi aşan bir şeydir. Hiç şüphesiz, mantıksal çıkarım ya da beynin istemli herhangi bir çabası sonuç vermediğinde bize gerçeği gösterecek ince sinirlerimiz vardır .

Nasıl yiyecek bir şey bulacağımı bilmeden çok gün geçirdim… Ama çalışmaktan hiç korkmuyordum. Çukur kazan adamların yanına gidip çalışmak istediğimi söylemiştim. Patronları üstümü başımı, beyaz ellerimi süzüp diğerlerine bakıp güldü. Ama Pekala, ellerine tükür ve çukura atla, dedi. O gün herkesten daha sıkı çalıştım. Günün sonunda elime iki dolar geçmişti.

Sanatçıların eserlerine hep hayranlık beslemişimdir ama benim fikrime göre, onların eserleri yalnızca gölge ve suretlerdir. Oysa mucitler dünyaya elle tutulur, yaşayan ve işleyen eserler kazandırırlar.

Sonsuza giderken bütün kuvvetler mükemmel bir uyum yakalar. Bu sebeple tek bir düşüncenin enerjisi, evrenin devinimini belirleyebilir.

Birkaç saniyede binanın titremeye başladığını hissettim. On dakika daha devam etseydim binayı ve sokağı yıkabilirdi. Aynı cihazla Brooklyn Köprüsünü 1 saatten kısa bir süre içinde East Rivera indirebilirdim.

Barış sadece evrensel aydınlanma ve ırkların birleşiminin doğal bir sonucu olarak gelebilir ve bizler hâlâ bu mutlu farkındalıktan çok uzağız.

 Dünyanın en büyük kötülüğü cehalettir. Cehaletten kaynaklanan bu direnç ancak bilginin aktarılması ve insanlığın heterojen unsurlarının birleşmesiyle mümkün olacaktır. Bu amaç uğruna hiçbir emek boşa harcanmış olmaz.

 Tamamen ortamın güçleri tarafından kontrol edilen su yüzeyine şarap mantarları gibi bırakılmış birer otomatız(robotuz).Dış uyarıların sonuçlarını özgür irade sanarak yanılıyoruz.Yaptığımız hareketler ve davranışlar her zaman hayat koruyucudurlar. Her gün keşfetme umuduyla – kim olursa olsun birilerinin, süregelen asıl sorunlarımıza çözüm bulacağı umuduyla- işimize gidiyor ve ertesi gün yeniden şevkle işimizin başına dönüyoruz; başarısız olsak bile çabalarımıza boşa değildir, çünkü bu gayretlerden, bu uğraşlardan, saatlerce tarifsiz keyif almış ve enerjimizi insanlığın yararına kullanmışızdır. Şu anda istediğimiz, dünya üstündeki diğer şahıslar ve toplumlarla daha yakın bir temas, daha iyi bir iletişim kurmak ve dünyayı ilkel barbarlıklarla ihtilafın içine sokan, milli egoizm ve gurura olan fanatik bir bağlılığın bertaraf edilmesidir.

Barış ancak evrensel bir aydınlanma ve milletlerin bir araya gelmesinin doğal bir sonucu olarak ortaya çıkabilir; biz hala bu huzurlu gerçeklikten çok uzağız. Hareket halindeki bir kütle, yönünün değiştirilmesine direnecektir. Aynı şekilde dünya da yeni fikirlere karşı çıkar. Fikrin öneminin ve değerinin kavranması zaman alır. Cehalet, önyargı ve atalet fikrin erken gelişimine ket vurur. Samimiyetsiz bileşenler ve bencil sömürücüler itibarını zedeler. Düşmanları ona saldırır ve onu yargılar. Ama en nihayetinde bütün bariyerler yıkılır ve yeni fikir yangın gibi yayılır.

Çocukluğumda tuhaf bir dertten mustariptim. Gözlerimin önünde çoğunluka güçlü ve ai ışıkların eşlik ettiği çeşitli görüntüler beliriyordu. Bu görüntüler gerçek objeleri görmemi engelliyor ve düşünce hareketlerimi etkiliyordu. Ben asıl işe geçmek için acele etmiyorum. Aklıma bir fikir geldiğinde onu önce hayalimde canlandırıyorum. Yapısını değiştiriyorum, iyileştirmeler yapıyorum ve aleti zihnimde çalıştırıyorum. İcat ettiğim aynı düşündüğüm şekilde çalışıyor ve deney planladığım gibi sonuçlanıyor.

 Yirmi yıl boyunca tek bir istisnayla karşılaşmadım. Neden aksi olsun ki? Diğer rekorlar ne kadar muhteşem olsalar da sönecekler. Fakat ben bin yıl boyunca başarılarımın üzerinde huzurlu bir şekilde uyuyabilirim.

Küçük beyinli ve kıskanç insanlara çabalarımı bozma zevkini vermek istemiyorum. Bu insanlar benim için iğrenç bir hastalığın mikroplarından başka bir şey değiller.

Benim projem doğanın kanunları yüzünden gecikti. Dünya buna hazır değildi. Zamanın çok ötesindeydi. Fakat aynı kanunlar sonunda dize gelecek ve bunu büyük bir başarıya dönüştürecek.

Benim çok çalışkan olduğum söylenmiştir hep; düşünce emeğe denk görülüyorsa belki de öyleyimdir çünkü neredeyse bütün çalışma saatlerimi düşünmeye adadım. Ama çalışmak katı bir kurala bağlı kalarak, belli bir zamanda belli bir performans göstermekse şayet, o halde aylakların en boşta gezeni olabilirim.

 İnsan dişisinin cinsiyet eşitliği mücadelesi, kadının daha üstün olduğu bir cinsiyet düzeniyle son bulacaktır. Yalnızca yüzeysel olgularla kendi cinsiyetinin gelişimini sezebilen modern kadın aslında insan ırkının bağrında şekillenen daha derin, daha kuvvetli şeyin tecelli edişidir.

Evrenin ortasındaki dişlilerden başka bir şey değiliz. Şu kaçınılmaz bir sonuçtur ki kendi zamanının ötesinde olan yol gösterici anlaşılamayacak ve hayal kırıklığına uğrayacak, acı çekecektir; gelecek nesillerin daha yüksek takdiri ile memnun olacaktır.

Çok yakında kablosuz olarak dünyanın her yerine mesaj iletmek öyle kolay olacak ki herkes kendi aygıtını yanında taşıyıp çalıştırabilecek. Bu konuya inancım öyle sağlam ki, enerji ve bilgi aktarımını artık teorik bir olasılıktan çok, elektrik mühendisliğinin bir gün çözmesi gereken ciddi bir meselesi olarak görmeye başladım.
İlk gayretlerimiz tamamen içgüdüseldir, canlı ve disiplin altına alınmamış bir hayal gücünün teşvikleridir. Büyüdükçe mantık öne çıkar ve daha sistemli, daha planlı insanlar oluruz. Ama o ilk dürtülerimiz, en başta üretkenlik göstermeseler de, en büyük cevherlerimizdir ve kaderlerimizi tayin edebilirler.

 Düşünceler baş döndürücü doruklar gibidir. Önce seni rahatsız ederler; bir an önce aşağı inmek istersin, kendi gücüne güvenemezsin. Ama sonra hayatın karmaşasından uzakta olduğundan ve bulunduğun irtifanın ilham verici etkileriyle sakinleşirsin, adımların kararlı ve sağlam bir hal alır ve sonra daha da baş döndürücü dorukları aramaya başlarsın.

Başladığım şeyi illa bitirmek gibi bir saplantım vardı. Bir keresinde Voltaire’nin eserlerini okumaya başlamış ve o canavarın gün boyu yetmiş iki fincan sade kahveyi devirerek yazdığı, küçük harflerle basılmış yaklaşık yüz kitaplık bir külliyatı olduğunu öğrenince gözüm korkmuştu. İlla ki okunacaklardı ama son kitabı bitirip masaya koyduğumda çok memnun olmuş ve, Bir daha asla! Demiştim. İspatlamadığım hiçbir şeyin bildirisinin altına imzami atmadım. Bu yüzden benim yaptığım hiçbir beyan tekzip edilmemiştir ve bundan sonra da edileceğini sanmıyorum.

Zira bir şey yayımlacağım zaman önce deneyini, sonra hesaplanmasını yapar, teori ile pratik birbirini tuttuğunda da sonuçları duyururum.

 İnsanların çoğu dış dünyanın beklentileri ile öyle meşgul ki kendi içlerinde olanlardan tamamen bihaber. Milyonlarca insanin erken yaşta ölümü öncelikle bu sebebe bağlanabilir. Dikkat edenlerde bile hayal gücünden sakınmak ve gerçek tehlikeleri görmezden gelmek gibi yaygın bir hata var.

Bir birey için gerekli olan, aşağı yukarı tüm insanlara uyarlanabilir. Örneğin içki yasağı dönemini düşünelim. Bu ülke şu anda alkol tüketimine karşı sert ve hatta anayasaya aykırı önlemler alınıyor ve fakat küçük yaşlarda bile özgürce kullanılan kahve, çay, tütün, sakız ve diğer uyarıcılar -ölenlerin sayısına bakarsak- vücuda çok daha zararlı.
Kablosuz teknolojisi tam anlamıyla kullanıma geçtiğinde bütün dünya koca bir beyne dönüşecek- ki aslında şu anda da öyle; her şey gerçek ve ritmik bir bütünün parçası.

Birbirimizle anlık olarak, mesafe sorunu yaşamadan iletişim kurabileceğiz. Bununla da kalmayacak, televizyon ve telefon aracılığıyla, binlerce kilometreye rağmen birbirimizi, Sanki yüz yüze oturuyormuşuz gibi göreceğiz; üstelik bunları yapmamızı sağlayacak aletler mevcut telefonunuzdan çok daha basit olacak. Ceket cebinde bile taşınabilecek.

Edison’la tanışmamız benim için akıldan çıkmayacak bir hadiseydi. Yaşamının başında kendisine hiç fırsat tanımamış hiç bilimsel eğitim görmemiş birinin bunca iş başarmış olması beni hayran bırakmıştı. Oysa ben bir düzine dil öğrenmiş, edebiyat ve sanatla ilgilenmiş, en güzel yıllarımı kütüphanelerde geçirmiş elime ne geçse; Newton’ın Principiasından, Paul de Kock romanlarına kadar okumuştum ve hayatının çoğunu çarçur ettiğimi düşünüyordum. Ama bunun yapabileceğim en iyi şey olduğunu anlamam çok uzun sürmedi.

 Çocukluğumda yaşadığım ve meyvelerini sonra aldığım tuhaf bir tecrübe anlatayım: Daha önce görülmemiş ani bir soğuk hava dalgası yaşanıyordu o aralar. Öyle ki karda yürüyen insanlar arkalarında parlak bir iz bırakıyordu. Bir gün Macak’ın sırtını okşarken bir anda kedinin sırtı paradı ve elimden kıvılcımlar çıktı. Babam buna elektrik dendiğini, fırtınalı günlerde ağaçlara düşenle aynı şey olduğunu söyledi. Annem paniğe kapılmıştı. Kediyle oynamayı bırak, alev alacak şimdi, diye çıkıştı. Tamamen soyut düşünüyordum. Doğa da bir kedimiydi? O halde onun sırtını okşayan kimdi? Ancak Tanrı olabilir sonucuna varmıştım.

1885 kışında bir akşam Bay Edison, Edison Aydınlatma Şirketi’nin başkanı Edward Hm Johnson, operasyon müdürü Bay Batchellor ve zatıâlim şirketin ofislerinin bulunduğu 5. Cadde, 65 numaranın karşısında küçük bir yere girdik. Birinin aklına birbirimizin kilolarını tahmin etmek fikri geldi ve ben bir tartıya çıkmaya teşvik edildim. Edison beni baştan aşağı yokladı ve Tesla 69 kilo ağırlığında. Dedi. Tahmini tam tamına doğruydu. Çıplakken 64 kiloydum ve kilom hâlâ aynıdır. Bay Johnson’a fısıldadım: Edison kilomu nasıl bu kadar doğru tahmin edebildi? Şey, dedi sesini kısarak, sana sır olarak söyleyeceğim ancak hiçbir şey söylememelisin. O yıllarca Chicago’da bir mezbahada çalıştı. Her gün binlerce domuz tartardı. İşte bu yüzden. Arkadaşım pek muktedir Chauncey M. Depew orijinal anektodlarından bir tanesini çıkarttığı bir İngiliz’den bahseder. Adam şaşkın bir şekilde dinler ve bir yıl sonra kahkaha ile güler. İtiraf etmem gerekirse benim Johnson’ın şakasını anlamam bundan daha uzun sürdü.

Din ancak bir idealdir. İnsanoğlu maddi bağlardan azat etme eğiliminde ideal kuvvettir.

 Ben şahsen maddeyle enerjinin yer değiştirebileceğine inanmıyorum. Ne de bedenle ruhun. Evrende çok fazla madde var ve bunlar yok edilemez.

Benim gördüğüm kadarıyla bu gezegende bireysellik yok. Böyle denince gülünç gelebilir ama ben herkesin uzaydan geçen bir dalga olduğuna inanıyorum. Bu dalga aldığı yol boyunca her dakika değişiyor ve nihayet bir gün çözülüp gidiyor.

 Genel ilkeler adına, sığırı gıda sağlayan bir araç olarak yetiştirmek sakıncalıdır. Kesinlikle sebze yetiştirmek buna tercih edilmelidir ve bu nedenle de vejetaryenliğin, kurulu olan barbar alışkanlık sisteminden övgüye değer bir ayrılış olduğunu düşünüyorum. Bitkisel gıdayla geçinebileceğimiz ve hatta bu yolda çalışmalarımızı avantaja dönüştürebileceğimiz, yalnızca bir teori değil, müspet bir gerçektir. Birçok ırk, neredeyse yalnızca sebzelerden gelen üstün fizik ve güce dayanarak yaşar. Örneğin, yulaf ezmesi gibi bazı bitki besinlerinin, etten hem daha ekonomik hem de mekanik ve zihinsel performans konusunda etten daha üstün olduğuna şüphe yoktur. Dahası, bu tür gıda, sindirim organlarımızı kesinlikle daha az vergilendirir ve bu gıda miktarı bizi daha mutlu ve girişken yapar. Bu gerçekler ışığında, her çaba, ahlakımıza aykırı bir şekilde hayvanların nedensiz yere vahşice katledilmesini durdurmaya yönelik olmalıdır.

Kendi alternatif akım ve yüksek frekans ile ilgili Frekans yüksek olduğu müddetçe yüksek voltajlardaki alternatif akımlar derinin yüzeyinde, herhangi bir yaralanmaya neden olmadan salınırlar. Ama bu amatörlerin becerebileceği bir şey değildir. Sinir dokularına nüfuz edebilecek miliamperler öldürücü bir etki yaratabilir ama derinin üzerindeki amperler kısa süreler için zarar vermez. Derinin altına sızabilecek düşük akımlarsa, ister alternatif ister doğru akım olsunlar, ölüme yol açabilir…

Tarihin başlangıcından bu yana gerçekleşen bu en büyük savaştan (II. Dünya Savaşı) yeni bir dünya doğmalıdır –insanlığın fedakarlıklarını haklı çıkaracak bir dünya. Bu yeni dünya da zayıf güçlünün, iyiyse kötünün suiistimaline uğramamalı; fakir zenginin şiddetiyle aşağılanmamalı. Zihnin yaratımları, bilim ve sanat, topluma insanlığın daha iyi ve barış içinde yaşaması için hizmet etmeli, bireylerin bencilce servet edinmeleri için değil. Bu yeni dünya mazlumun ve hor görülenlerin değil, onur ve saygınlıkta birbirine eşit özgür insanlarla ulusların dünyası olmalı.

 Bireyler arasındaki kavgalar, tıpkı devletlerle milletler arasındakiler gibi, kelimenin en geniş anlamıyla, daima yanlış anlaşmalardan; bir başkasının görüş açısını takdir etme kabiliyetsizliğinden kaynaklanır. Bu da cehaletten, kendi alanlarında değil ama karşılıklı alanlardaki cehaletlerinden dolayıdır. İhtilaf tehlikesi, her insanda bulunan mücadelecilik özelliğinin baskınlığına bağlı olarak artıyor. Doğuştan gelen bu savaşçılık temayüllerine direnmek için en iyi yol, başkalarının faaliyetlerinden yana cehaletin, genel kültürün sistemli bir şekilde arttırılması yoluyla defedilmesidir. Bu amacı gözardı etmeden fikir teatisinin ve karşılıklı ilişkilerin desteklenmesi çok önemlidir.   

Sevgili İnsan,
İnsanlığın, kendine yaşam sunan gezegeni sesiyle titreteceği, güneşin efendisi olacağı, mikrokozmik hareketin tükenmez ve yoğun enerjisini kullanacağı, atomların önceden belirlenmiş formlara kombin edileceği, okyanusu yatağından çıkarıp hava yoluyla taşıyarak dünyanın değişik bölgelerinde göller ve nehirler yaratacağı, vahşi elementlere emredeceği, zekâsı ve gücüyle bu dünyanın sınırlarının ötesine geçeceği günler uzak değildir.

"Ben hiçbir şey icat etmedim. Sadece ben keşfettim. "
"Bilginin en büyük düşmanı cehalet değil, bilginin yanılsamasıdır. "

"Hastalık zihinsel çöküşten doğar.
İnsan kendi doktoru olmalı. İnsanın içi huzurlu değilse, tüm ilaçlar ve en iyi doktorlar boşuna demektir. Modern insanın bilinçaltı büyük fırtınalı rüzgarlarla huzursuz bir okyanus kadar çalkantılıdır. İzlenimlerle dolu bir bilinçaltı ruhun huzursuz olmasına neden olur. Duygular sonra volkanik bir patlama gibi kaynar.
Duygular üzerinde çalışmadan, maneviyat sadece kartlardan ibarettir. Ve gönül rahatlığı olmayan bir insan nedir? İlahi lütuftan ayrı, boş yere maddi şeylerde rahatlık bulmaya çalışıyor. Orada rahat yok, dipsiz bir kuyu. Daha fazla, daha fazla, daha fazla ver ve sonunda yine boşluk.
Ruh sakin bir denize dönüştüğünde iyileşme başlar. Bunu unutma, bu altın kuraldır. Çoğu hastalığın kökü ruhtadır, bu nedenle ruh çoğu hastalığı yenebilir. "
- Nikola Tesla

Araştırma ve Derleme: Fatih Mehmet Yiğit

YARARLANILAN KAYNAKLAR:

Nikola Tesla Kendini Anlatıyor
Nikola Tesla/Geoturka Yayımcılık
 
Sihirbaz
Nikola Tesla/Geoturka Yayımcılık
 
Varolmanın Dayanılmaz Ağırlığı
Nikola Tesla/Zeplin Kitap
 
Ben Daima Zamanımın İlerisinde Oldum
Nikola Tesla/Geoturka Yayımcılık
 
İcatlarım Kendi Kaleminden Tesla
Nikola Tesla/Zeplin Kitap
 
Aforizmalar
Nikola Tesla/Zeplin Kitap
 
Hayatım, Buluşlarım ve Düşüncelerim
Nikola Tesla/Olvido Kitap
 
Sevgilerimle
Nikola Tesla/Geoturka Yayımcılık
 
Buluşlarım/Bir Dahinin Özyaşamöyküsü
Nikola Tesla/Say Yayınları
 
Nikola Tesla Seti
Vladimir Pistalo/Zeplin Kitap
 
Experiments With Alternate Currents Of High Potential And High Frequency
Nikola Tesla/Gece Kitaplığı
 
Tesla İcatlarım ve Hayatım
Nikola Tesla/Alfa Yayınları
 
Nikola Tesla'nın Sıra Dışı Hayatı
Nikola Tesla/Martı Yayınları

Steve Silverman, Einstein’in Buzdolabı, sayfa: 64 – 68
Popular Science

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar