28 MAYIS AZERBAYCAN BAĞIMSIZLIK GÜNÜ KUTLU OLSUN
Türküm bu açıdan kendimi mutlu hissediyorum!
Sen bizimsin, bizimsin durdukça vücutta Can, Yaşa, yaşa, çok yaşa, ey şanlı Azerbaycan!
Bir kere yükselen bayrak bir daha inmez!
İnsanlara hürriyet, milletlere istiklal!
Mehmed Emin Resulzade
Can Azerbaycan'ı Ermeni,Rus ve ingiliz İşgalinden kurtaran Turan Ordusu Başkumandanı Enver Paşa'nın kardeşi Kafkas İslam Ordusu komutanı Nuri Paşa'yı ve O'nun kahraman Türk askerlerini saygı ve rahmetle anıyoruz. Şehitlerimizin ve kahraman atalarımızın ruhları şad mekanları cennet olsun.
Tanrı Türk'ü korusun...
Birinci Dünya Savaşı'nın sonunda Rusya’da, 1917’de çarlığın Sosyalist Devrimle yıkılması, Kafkaslarda otorite boşluğu yarattı.
Bunu fırsat bilerek 1918 yılı başlarında Bakü’de yönetimi ele geçiren Bolşevik Rus ve Ermeni Taşnak kuvvetler, Azerbaycan’ da kalıcı olmak için harekete geçtiler ve bölgede kadın, yaşlı, çocuk demeden toplu katliamlara, ardından da sürgünlere başladılar.
Hedefleri Türklerdi. Türklerin Kafkaslardaki varlığını tamamen ortadan kaldırmaktı.
Bu soykırıma, tek taraflı savaşın önüne geçmek, durdurmakgerekiyordu.
NURİ PAŞA KOMUTAN OLDU
Bunun üzerine, 28 Mayıs 1918 yılında ilan edilen, Mehmet Emin Resulzade liderliğindeki Azerbaycan Halk Cumhuriyeti yöneticileri, o sıralarda bir çok cephelerde savaşan ve çöküş süreci yaşayan, zor durumdaki Osmanlı’dan yardım istediler. Bu istek Harbiye Nazırı Enver Paşa tarafından sahiplenildi. Enver Paşa, hükümete, kardeşi Nuri Paşa (Kiligil)’nın komutasındaki özel bir Kafkasya Fırkası oluşturulmasını ve Azerbaycan’a yardıma gönderilmesini kabul ettirdi. Böylece Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı’nın güçlüklerine rağmen bu çağrıya kayıtsız kalmadı ve Tümgeneralliğe yükseltilen Nuri Paşa komutasındaki orduyla bir cephe de Kafkaslarda açtı.
Çeşitli cephelerden toplanan,Müslüman ve Türk olan gönüllü askerler ile ihtiyatlardan oluşturulan bir ordu Azerbaycan’a gönderildi.
Tümenlerin başına Mürsel Paşa, Halil Paşa getirildi.
04 Haziran 1918 yılında Batum’da Osmanlı Devleti ile Azerbaycan Cumhuriyeti arasında imzalanan anlaşmaya göre, Azerbaycan Kolordusunun emrine gönderilen beşinci Kafkasya Piyade Tümeni, kısa bir süre içerisinde Azerbaycan askerleri ile birleşerek, Kafkasya İslam Ordusu adını aldı.
O sırada Milli Hükümet, Bakü’nün, Rus-Ermeni ve İngilizler’in işgali altında olduğu için Gence’ye yerleşerek orada faaliyetlerini sürdürüyordu.
“ÇIRPINIRDI KARADENİZ” O ASKERLER İÇİN YAZILDI
Nuri Paşa komutasındaki birlikler, 10 Haziranda Gence’ye ulaşarak Kafkas İslam Ordusu’nun emrine girdiler. Dağıstanlılarla birlikte sayıları 20 bine ulaşan askerleri Gence halkı, kurbanlar keserek karşıladılar.
Askerleri kurtarıcı olarak gören Gence’liler şehrin her tarafında Osmanlı Devletinin ve Azerbaycan’ın bayraklarını astılar.
Halkın bu sevincini Azerbaycan Milli Şairi Ahmet Cavat “Selam Türkün Bayrağına” (Türkiye de bu şiiri“Çırpınırdı Karadeniz” olarak bilinmektedir) şiirinde; “Vefalı Türk geldi yene, selam Türkün bayrağına” sözleri ile aktarır, kendisi de Türk Ordusunu bu şiirle selamlar.
Azerbaycanlılar, kendilerini kurtarmaya gelen Türk Kafkas İslam Ordusu askerlerini ‘beyaz atlılar’olarak adlandırarak mitleştirdiler.
Azerbaycan’da bugün hala Nuri Paşa’nın beyaz atıyla gittiği köylerde yaptığı “Korkmayın!.. Artık biz varız. Namusunuzu kurtarmaya geldik,namusunuz namusumuzdur” konuşması akıllarda tutulur.
Hatta 1990 yılında Ruslar Azerbaycan’a saldırdığında “Yetiş Nuri Paşa” diye medet ummuşlar.
BAKÜ'YE BÖYLE GİRDİLER…
Kafkas İslam Ordusu o topraklara konuşlanırken, hazırlıksız yakalarız umuduyla Bolşevik ve Ermeniler saldırıya geçer. İlk savaş 17-30 Haziran 1918’de Gökçay’da başladı. Bir dizi savaştan sonra 5 Ağustos 1918’de Kafkas İslam Ordusu büyük bir başarı göstererek, kısa bir zamanda Bakü önlerine ulaştı.
Ama orduyu burada, Bolşevik hükümetin yardımına gelen İngilizler ve güya Osmanlı’nın müttefiki, gözünü petrole dikmiş Almanlar bekliyordu.
Zorlu çatışmalar sonunda, Kafkas İslam Ordusu galip geldi ve 15 Eylül 1918’de Bakü kurtarıldı.
Bu zafer 6 asır süren cihan imparatorluğu Osmanlı’nın, çökerken kazandığı tek zafer olarak tarihe geçti.
Bakü'nün kurtuluşu sırasında resmi kayıtlara göre 1130 asker şehit oldu.
Bu askerlerin çoğunun mezarı belli değil.
Azerbaycanlı Şair Bahtiyar Bey Vahapzade, bir şiirinde bu acı gerçeği şu dizelerle anlatır.
“Yolun kenarında tenha bir mezar
Üstünde ne adı ne soyadı var
Yolcu arabayı durdur bu yerde
Bir sor kimdir tenha kabirde
O bir Türk askeri kahraman metin
O, öz kardeşine yardıma geldi
Kurşuna dizilen milletimizin
Haklı savaşına yardıma geldi
Uzaktan ses verip sesine geldi
O dönmedi ülkesine
Düşman sağlarını o soldan sağa
Biçti dostlarıyla cepheyi yardı
Toprağın yolunda düştü toprağa
Senin toprağın sana gaytardı
Kendi koruduğu hem can verdiği
Yolun kenarında defnedildi o
Uğrunda canını kurban verdiği
Toprağı kendine vatan bildi o
Yolcu, arabayı bu yerde eğle
O mezar önünde sen tazim eyle
El aç, dua eyle onun ruhuna
Ayak bastığın yer borçludur ona”
Yorumlar
Yorum Gönder