Benim evin dibinde güzel bir bağdem ağacı vardı. Her bahar çiçek açar, meyve verir, çoluk çocuk nasiplenirdi. Badem ağacının dibine geçen sene bir bina diktiler. Binayı yaparken de kepçe bağdem ağacının kökünün yarısını aldı. İçimden dedim ki "Bu bağdem yaşamaz kurur gider." Ama bağdem o yaralarına rağmen çiçek açtı inadına meyve verdi yaralı köklerinden toprağa tutundu. Hayata küsmedi. İçimden dedim ki: "şu bağdem gibi olmalı" Bazen hayat bizi ağır bir şekilde yaralıyor. Yaralarımıza rağmen Bağdem ağacı gibi hayata küsmemeli, sımsıkı tutunmalıyız. Belki yaralarımız kapanmayacak, belki sürekli kanayacak, belki ömrümüzden ömür alacak, yinede hayata sımsıkı tutunmalı mücadele azmini yitirmemeliyiz...

Belki badem ağacı uzun süre iğrerti binalar arasında yaşayamaz, tutunduğu toprağıda terk edemez, ama insan ayrı bir toprağa ayrı bir diyara göç edip kök saldığında yaşayabilir, yaralarını daha kolay sarar.

Kim bilir...

Fatih Mehmet Yiğit

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar