İskit Saka Türk Bilgesi
DONDİNDAK
ROMALI FİLOZOF İLE İSKİTLİ TÜRK BİLGENİN "TANRI" ÜZERİNE SÖYLEŞİSİ:
Aslında bu söyleşiden de anlaşılacağı üzere; İskit Saka Türk Bilgesi Dondindak; tek Tanrı inancına sahip ve Romalı ukala kendini beğenmiş filozof Logomakhos'tan daha Bilgece konuşmakta...
TANRI -(Dieu)
Roma İmparatoru Arkadius’un (D 377 veya 378 - Ö. 1 Mayıs 408) imparatorluğu zamanında, Konstantiniye’de yaşayan Tanrıbilim öğretmeni Logomakhos, Iskitya’ya gitmişti; Kafkas dağlarının eteğinde, Kalkhis sınırlarındaki bereketli Zephirim, ovalarında durdu. İyi kalpli ihtiyar Dondindak, büyük ağılı ile geniş samanlığının arasında, büyük avlusundaydı ; karısı, beş oğlu ile beş kızı, âkrabalâriyle uşakları, hepsi diz çökmüşler, bir iki lokma yedikten sonra, Tanrıya hamdediyorlardı.
LOGOMAKHOS: «Ne yapıyorsun öyle, puta tapan?» dedi.
DONDİNDAK: « — Ben puta tapan değilim» dedi.
LOGOMAKHOS: « — Yunanlı değil, İskityalısın, demek ki puta taparsın, dedi. Söyle bana bakayım, o yabani dilinle neler okuyordun?»
DONDİNDAK: «—Tanrının kulakları için bütün diller birdir, diye cevap verdi; biz ona hamd (şükür)ediyorduk.»
LOGOMAKHOS bu sefer: «—Bizden ders almadan Tanrıya dua eden bir İskit ailesi! ama da tuhaf şey,» dedi.
Az sonra Iskityalı Dondindak’la şöyle bir konuşmaya girişti: Tanrıbilim öğretmeni İskitliyanın dilinden biraz anlardı, öteki de biraz Yunanca biliyordu. Bu konuşma Konstantiniye kütüphanesinde saklı duran bir el yazmasında bulunmuştur.
LOGOMAKHOS
Bakalım akaidini biliyormusun. Tanrıya niçin yakarırsın?
DONDİNDAK
Her şeyimizi borçlu olduğumuz bir yüce Varlık vardır, ona tapmak gerektir de ondan.
LOGOMAKHOS
Bir yaban ağzından hiç de fena cevap değil ! Peki, ondan ne diliyorsun?
DONDİNDAK
Faydalandığım nimetler için, hattâ beni içinde denediği üzüntülerden dolayı da kendisine şükrediyorum; ama ondan bir şey istememeğe de dikkat ederim: bize lâzım olanı o bizden daha iyi bilir, hem doğrusu korkarım, belki ben güneş isterken komşum yağmur istiyordur.
LOGOMAKHOS
İşte bu! saçmalıyacağını zaten biliyordum. Ta başından A yaban, sana bir Tanrı vardır, diye kim dedi?
DONDİNDAK
Bütün tabiat.
LOGOMAKHOS
O kadarı yetmez. Sence Tanrı nedir?
DONDİNDAK
Beni yaratandır, benim efendimdir, iyilik eedersem beni mükâfatlandırır, kötülük edersem de cezamı verir.
LOGOMAKHOS
Bütün bunlar boş laflar, acınacak şeyler! Esasa gelelim. Tanrı dolayısıyla mı yoksa özünden ötürü mü sonsuzdur?
DONDİNDAK
Ne dediğini anlamadım.
LOGOMAKHOS
Yontulmamış yaban! Tanrı bir yerde midir, her yerin dışında mıdır, yoksa her yerde midir?
DONDİNDAK
Bilmem ki... Orada olur, burada da!
LOGOMAKHOS
Seni cahil! Olmuş, bitmiş bir şeyi, olmamış, bitmemiş etmeğe, bir değneğin iki ucu olmamasını mümkün kılmaya kaadir midir? Geleceği gelecek gibi mi, yoksa hal gibi mi görür? Nasıl ediyor da varlığı yoktan var, vardan yok ediyor?
DONDİNDAK
Bunu hiç incelemedim doğrusu.
LOGOMAKHOS
Ne kaba herif! Çare yok, küçülelim, kendimizi küçültüp ona uyalım. Söyle bakalım, maddenin ilksiz olabileceğine inanıyor musun?
DONDİNDAK
İlk olmuş, ha olmamış, bana ne? Ben, kendim ezelden beri yoğum ki.
Tanrı her zaman için benim efendimdir; o bana doğruluk kavramını vermiş, uymam gerek; ben filozof değil, insan olmak isterim.
LOGOMAKHOS
Bu kalın kafalara da söz anlatmak ne güç şeymiş. Adım adım gidelim:
Tanrı nedir?
DONDİNDAK
Benim efendim, bana hükmeden, benim babam.
LOGOMAKHOS
Ben sana onu sormuyorum. Tabiatı nedir, onu soruyorum.
DONDlNDAK
Kaadir ve iyi olmak.
LOGOMAKHOS
Ama Tanrı bir cisim midir, ruh mudur?
DONDlNDAK
Ben ne bileyim?
LOGOMAKHOS
Ne! sen ruh nedir bilmiyor musun ?
DONDlNDAK
Bilmem: bileceğim de ne olacak? Bilince daha mı doğru olacağım? Karıma, çocuklarıma, uşaklarıma daha mı iyi bakacak, yurduma daha mı faydalı olacağım?
LOGOMAKHOS
Sana ruhun ne olduğunu mutlaka öğretmeli; dinle bak: ruh, ruh, ruh...
bunu sana sonra anlatırım.
DONDİNDAK
Bana öyle geliyor ki ruhun ne olduğunu değil de ne olmadığını söyleyeceksin. İzin verirsen ben de sana bir şey sorayım. Vaktiyle bir tapınağınızı görmüştüm: siz Tanrının resmini yapmışsınız, neye öyle uzun sakallı?
LOGOMAKHOS
O, güç bir meseledir, anlaşılması için önceden birtakım bilgiler gerek.
DONDİNDAK
Sen bana onları öğretmeden önce, bak bir gün başıma ne geldi, ben sana onu anlatayım. Bahçemin ta ucuna bir helâ yaptırmıştım. Bir köstebeğin bir mayıs böceğiyle şöyle konuştuğunu duydum: köstebek « — işte güzel bir yapı, diyordu, bunu kuran her halde pek kudretli bir köstebek olmalı.» Mayıs böceği: «—alay mı ediyorsun, dedi, bu yapının kurucusu deha sahibi bir mayıs böceğidir.» O gün, bugündür kimse ile münakaşa etmem.,.
Tercüme eden: Lütfi AY
Maarif Vekilliği Mütercimlerinden
Tercüme Dergisi - Sayı 16 - 19 Kasım 1942
Resimler: İskit Türk kurgan mezarlarından çıkarılan İskit dönemi sosyal hayatı gösteren arkeolojik altın eserler ve kıyafetler
Yorumlar
Yorum Gönder