Kayıtlar

Ekim, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
Resim
  YÂR... Ben seni özleyip her dem ağladım   Gönlümde yananı kimse bağlamaz   Nice yerler gezdim, hiç tad alamadım   Sensiz geçer zaman, ömre ağlamaz   Yürü naz eyleyip gül gibi geçsin   Sazlar inlesin de gönlüm neşelensin   Sen hilâl kaş ile bir naz eylesen   Gam yüküyle çöker gönlüm, kalkamaz   Bir garip âşık der, bakışın yeter   Yüreğimde kor var, sönmez bu sefer   Yolların yokuş, gönlümde keder   Gözlerim doludur, yaşla ıslanmaz  *** Gönlümde bir yel eser, adı sensin yar   Geceyi delip de doğan ay kadar   Bir bakışın yeter, bin derde çâre   Ben seni beklerim, sabırla, nazar   Yolların tozunu sürme diye sürerim   Adını andıkça gizli gizli, yanar tüterim   Bir gülüşün için, bin ömür veririm   Ben seni özlerim, içli bir bahar   Kervanlar geçer de uğramaz bana   Gönlümde bir han va...
Resim
  FARK ETMEDEN... Sessizce geçerken ömrün kıyısından   Bir düşe yaslanmışız, fark etmeden   Gecenin koynunda, kayan yıldızlarda   Kendimizi yitirmişiz, fark etmeden   Bir iz bırakmadan geçmişiz hayattan   Kimseye sormamışız, fark etmeden   Bir sevda uğruna dönmüşken candan   Kalbimizi kırmışız, fark etmeden     Binbir umutla yaşarken dünyada   Ne yaralar almışız fark etmeden  Bir şiir gibi akan zamanlarda   Susarak durmuşuz, fark etmeden   Bir sitem kalmış dudaklarda   Küle dönmüşüz fark etmeden   Bir umut yüklemişiz yarınlara   Kederle örmüşüz fark etmeden   Boş bir telaşla savrulmuş zaman   Ne hayaller yitirmişiz fark etmeden  Sessizce akan gözyaşlarında   Kendimizi silmişiz fark etmeden  Fatih Mehmet Yiğit 
Resim
  Omuz omuza aynı yolu yürümek; Gerçek dostluk, kardeşliktir. Kurtların kardeşliği ölümsüzdür... Fatih Mehmet Yiğit
Resim
  GÖKTEN IŞIKLA GELEN ÇOCUKLAR VE DÜNYAYI FETHEDEN BÖĞÜ HAN DESTANI: Türklerin yurdunda “Hulin” isimli bir dağ vardı. Hulin dağından, Tuğla ve Selenge isimli iki ırmak akardı. Bir gece oradaki bir ağacın üzerine, gökyüzünden ilâhi bir ışık indi.  Bunun üzerine, iki yandaki dağlar yavaş yavaş büyümeye başladılar. Bu durumu gören halk ise, hayretler içinde kalmıştı.  İçlerinde büyük bir saygı duyarak, Uygurlar oraya doğru yaklaştılar. Tam yaklaştıkları bir sırada, kulaklarına çok tatlı ve güzel müzik nağmeleri gelmeye başladı. Her gece buraya bir ışık inmeye ve ışığın etrafında da otuz defa şimşek çakmaya başladı.  Diğer bir gün de aynı yerde, ayrı ayrı kurulmuş beş tane çadır gördüler. Bunların her birinde, birer çocuk oturuyordu. Her çocuğun karşısında da,onları doyurmaya yetecek kadar süt dolu emzikler asılı idi. Çadırın tabanı da, baştan aşağı kadar gümüşle döşenmişti, gümüş çadırların içi; ışıl ışıl parlıyordu.  Bu ülkenin halkı bu çocukları büyüttü. O bölgel...
Resim
  "TÜRK" SÖZCÜĞÜNÜN TÜRK DİL VE LEHÇELERİNDEKİ 1500 YILLIK SERÜVENİ  "Türk" sözcüğünün yaklaşık 1500 yıllık serüveni Özet Tablo Dönem / Lehçe Yazılış (Orijinal Alfabe) Yazılış (Latin Harfli Transkripsiyon) Telaffuz (IPA) Günümüz Türkçesiyle Yakın Okunuşu Hun / Erken Dönem (Yazılı kaynak yok, çin kaynaklarındaki transkripsiyonlar) 丁零 (Dingling), 突厥 (Tūjué) - "Türk" veya "Türük" olarak seslendirildiği düşünülür. Göktürkçe 𐱅𐰇𐰼𐰜 T²ür²k² (Türük) /ˈtyɾyc/ "Tüürük" (İki hece, güçlü 'r' ve 'k') Uygurca 𐱅𐰇𐰼𐰚 (Sogd alf.) Türk /tyɾk/ "Türk" (Son 'k' biraz daha yumuşak) Karahanlıca تورك (Arap alf.) Türk /tyɾk/ "Türk" Eski Anadolu Türkçesi تورك (Arap alf.) Türk /tyɾc/ "Türk" (Son ses 'k' -> 'g' gibi) Çağatayca تورك (Arap alf.) Türk /tyɾk/ "Türk" Osmanlı Türkçesi ترك (Arap alf.) Türk /tyɾc/ "Türk" (Son ses 'k' -> 'g' gibi) Türkiye T...
Resim
  ÇİN KAYNAKLARINDA GÖK-TÜRKLERİN KURTTAN TÜREYİŞ EFSANESİ VE "TÜRK" SÖZCÜĞÜNÜN ETİMOLOJİK AÇIKLAMASİ: 🐺 Efsanenin Orijinal Çince Metinleri: Kaynak Eser: 《周書》 (Zhōu Shū) - Kuzey Zhou Hanedanlığı'nın (MS 557-581) resmi tarihi. · Bölüm: 卷五十 列傳第四十二 異域下 (Juan 50, Liezhuan 42, Yiyu Xia) - "50. Cilt, 42. Biyografi: Yabancı Bölgeler Bölümü - Aşağı Kısım". İçerdiği Kısım: 突厥 (Tūjué) - "Türkler". Editörlüğü Yapan: Tang Hanedanlığı tarihçisi Linghu Defen . Not: 《周書》, günümüze ulaşan en eski Çince kaynaklardan biridir ve Türkler hakkında bu derece ayrıntılı bilgi vermesi bakımından son derece kıymetlidir. Orijinal Çince Metin ve Transkripsiyonu Aşağıda, üzerine çalışmak istediğiniz orijinal metni, açıklamalarıma uygun olarak düzenlenmiş bir şekilde bulacaksınız. Orjinal Çince Metin: 突厥者,蓋匈奴之別種,姓阿史那氏。別為部落。後為鄰國所破,盡滅其族。有一兒,年且十歲,兵人見其小,不忍殺之,乃刖其足,棄草澤中。有牝狼以肉飼之。及長,與狼合,遂有孕。彼鄰國者,復使人殺之,見狼在側,並欲殺狼。狼遂逃於高昌國之北山。山有洞穴,穴內有平壤茂草,周回數百里,四面俱山。狼匿其中,遂生十男。十男長大,外托妻孕,其後各有一姓,阿史那即一也。子孫蕃育,漸至數百...
Resim
  Ölüme biraz daha yakınız her gün   Yaşama biraz daha uzak   Bir sağlık   Bir özgürlük   Bir de sevgi   Yaşamda bundan değerli   Ne var ki… Bir ekmek gibi bölünür bazen umut   Bir bardak su gibi tükenir sabır   Bir gülüş, bir dokunuş   Bir kelime bile   İnsanı hayata bağlar ansızın Ama biz   Her gün biraz daha eksiliriz   Bir haberle, bir vedayla   Bir suskunlukla   Bir unutuluşla Ve yine de   Bir çocuk sesiyle başlar sabah   Bir kuş kanadında taşınır dilek   Bir şiirle dirilir yürek   Bir sevdayla yeniden doğar insan Çünkü   Bir sağlık   Bir özgürlük   Bir de sevgi   Yaşamda bundan değerli   Ne var ki… Fatih Mehmet Yiğit 
Resim
  KALK GİDELİM BURALARDAN... Kalk gidelim buralardan   Vakit geç olmadan,  Kimseler uyanmadan   Gecenin koynunda bir sır gibi   Yıldızlara dokunarak, usulca, yavaşça Kalk gidelim buralardan   Rüzgârın bile bilmediği yollara   Ay ışığıyla konuşan yaylalara, dağlara   İz bırakmadan, sessizce Kalk gidelim buralardan   Bir çiçeğin açtığı kadar sessiz   Bir kalbin uyandığı kadar derin   Bir düşe tutunarak, yeniden Kalk gidelim buralardan   Ne geçmiş peşimizde olsun   Ne gelecek bizden haberdar   Sadece şimdi, sadece biz Kalk gidelim buralardan   Gözlerimizde biriken o eski yağmurlarla   Toprağa karışmadan, kurumadan   Bir nehir gibi akarak durmadan Kalk gidelim buralardan   Kırılmış aynaların ardından   Kendimizi yeniden bulmak   Yeniden başlamak için Kalk gidelim buralardan   Turnalar gibi, göç...
Resim
  SEVDAN BAŞIMDA BELAM... Başım belada, gönlüm firarda   Faili meçhul sevdalar bıraktım ardımda   Boyalı duvarlarda yankılanır adın,   Gecenin koynunda sustum, haykıramadım,   Bir şehir büyürken içimde,   Kalabalıklar içinde tek başıma kaldım.   Yasaklı düşler kurdum senin gözlerinde Uzattım kollarımı sarılmak için hayaline Tutunmak istedim senin ellerine Ayrılık olmasaydı düşmezdim peşine Kırık saatler gibi durdu zaman,   Ne ileri gitti ne geri döndü sevdan.   Şimdi her gece bir yangın, her sabah küldür   Gözlerimde sen, içimde binbir düğümdür   Bir umutla yazdım seni her satıra   Belki bir gün dönersin diye, usulca… Fatih Mehmet Yiğit 
Resim
  Köpeklerin efendisi varsa,  Kurtlarında Tanrı'sı var! (İttin eesi bolso, böörünün Teniri bar.) Türk Atasözü TÜRK BİLGELİĞİ 
Resim
  BİLGE KAM ANA VE BOZKIRIN RUHU:  Eski zamanlarda, bozkırın sonsuz yeşlliğinde, bir Kam (şaman) Ana yaşarmış. O, kavminin rehberi ve koruyucusuymuş. Kam'ın bilgeliği ve iyiliği, tüm bozkırda yankılanırmış.  Bir yıl, bozkırın toprakları kuraklıkla karşı karşıya kalmış. Ekinler büyümez, hayvanlar susuzluktan kıvranırmış. Kavim, bu zor zamanlarda bir araya gelip, Kam Ana'dan yardım istemiş.  Kam Ana, kavminin çağrısını duyunca, O, kavminin birliğini ve beraberliğini Gök-Tanrıya gösteren, göğe yükselen bir ritüel düzenlemiş. Buna göre 'Birlikten güç doğar. Birlikte, dirlik var' Düşüncesiyle hareket edilecek; imkânı olan herkes, sıkıntısı olan en yakınına, komşusuna ve birbirine yardım edecekmiş.  Sadece birbirine yardım ile yetinmeyip; aç ve susuz kalan hayvanlara da yardım etmeleri gerekiyormuş. Ayrıca; herkes ihtiyacından fazla olanı Han Orda'da (Yönetim merkezinde, Obanın ortasında) toplayacak; ihtiyacı olan, ihtiyacı kadar alacak sıkıntısını giderecekmiş. ...