Kayıtlar

Temmuz, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
Resim
  İskitya'da hiçbir nitelik dostluktan daha değerli değildir; bir İskitlinin dostunun sıkıntılarını ve tehlikelerini paylaşmak kadar gurur duyduğu bir şey yoktur; tıpkı bizim aramızda hiçbir şeyin bir dosta ihanet etmekten daha büyük bir ayıp olmadığı gibi. Bizde dostluklar, sizde olduğu gibi şarap kadehleri eşliğinde kurulmaz, yaşa ya da komşuluğa göre de belirlenmez. Cesur bir adam görene kadar bekleriz, yiğitçe işler yapabilir ve hepimiz dikkatimizi ona yöneltiriz… Sonunda bir arkadaş kabul edilir ve nişan en ciddi yeminimizle sonuçlandırılır: ‘Birbirimiz için dostça yaşamak ve gerekirse birbirimiz için ölmek’. Bu yemin sadakatle yerine getirilir: dostlar bir kez parmaklarından bir kaba kan akıtır, kılıçlarının uçlarını bu kana batırır ve bu içkiden birlikte içerler ve o andan itibaren onları hiçbir şey ayıramaz. Böyle bir dostluk antlaşması üç kişiyi içerebilir, ama daha fazlasını içeremez: çok sayıda dostu olan bir erkeğin, her sevgilinin hizmetinde olan bir kadından daha iyi ...
Resim
  "Bir an bir günü değiştirebilir, bir gün bir hayatı değiştirebilir ve bir hayat dünyayı değiştirebilir." Saka Türk Bilge Budha
Resim
  Savaşan, kazanabilir veya kaybedebilir. Savaşmayan, zaten kaybetmiştir...
Resim
  AVATAR FİLMİNE İLHAM KAYNAĞI OLAN KUTSAL AĞAÇ EFSANESİ  Avatar filminin yapımcısı James Cameron, Avatar filmi düşüncesini Yakut Türk Destanı olan Olonho’dan ve Türk Mitolojisinde yer alan Hayat Ağacı düşüncesinden aldığını açıklamıştı.  Bahse konu efsane şu şekildedir: Saha(Saka) Yakut Türk Mitolojisine göre: Tanrı gökte ilk Şamanı yarattığı zaman, onun evinin kapısının önüne bir de 8 dallı bir ağaç dikmişti. Gökteki Şaman ebediyen yaşadığı için, onun ağacı da solmadan ve çürümeden ebediyen dururmuş.  Bu sebeple bu kutsal gök ağacına, “yıkılmayan, çökmeyen” ağaç anlamına Tuspet-Turuu demişlerdi, ölümlü Şamanla yerdeki ağaçları ise, yalnızca Turuu idi.  Gökteki bu ebedi ağaç zamanla büyümüş ve her tarafa dal budak salmış ve Tanrının çocuklarının hepsi de bu ağacın dallarına saklanıp onun himayesine girmişlerdi.  İnsanların ruhları da bu ağacın dalları arasında uçuşur dururlarmış. Bir insan doğduğu zaman, bu ağacın dalları arasından bir ruh gelir ve insana ...