İÇİMİZDEKİ DÜŞMANLAR VE İÇ CEPHE:
"Hayati gerçekleri bilerek, bilmeyenlere de uygun bir yol ile veya zor ile anlatarak AMACIMIZA yürüyeceğiz. Bizi o amaca varmaktan alıkoyan iki kuvvet vardır:
"Hayati gerçekleri bilerek, bilmeyenlere de uygun bir yol ile veya zor ile anlatarak AMACIMIZA yürüyeceğiz. Bizi o amaca varmaktan alıkoyan iki kuvvet vardır:
Biri DIŞ DÜŞMANLAR'dır. Bunlar bizi bir sömürge haline koymak için ilerlememizi istemeyenlerdir. Bizim için bunlardan daha zararlı, daha öldürücü bir sınıf daha vardır: O da içimizden çıkması muhtemel HAİNLER'dir. Aklı eren, memleketini seven, gerçeği gören kimselerden böyle bir düşman çıkmaz. İçimizde böyleleri çıkarsa ya aklı ermeyen cahiller, ya memleketi sevmeyen kötüler, ya gerçeği görmeyen körlerdir. "
Mustafa Kamal Atatürk (1923)
"Asıl olan iç cephedir. Bu cephe bütün memleketin, bütün milletin meydana getirdiği bir cephedir. Görünürdeki cephe, doğrudan doğruya ordunun düşman karşısındaki silâhlı cephesidir. Bu cephe sarsılabilir, değişebilir, yenilebilir.Fakat bu durum hiçbir zaman bir memleketi, bir milleti yok edemez. Önemli olan, memleketi temelinden yıkan, milleti esir ettiren iç cephenin çöküşüdür. Bu gerçeği bizden çok daha iyi bilen düşmanlar, bu cephemizi yıkmak için yüzyıllarca çalışmışlar ve çalışmaktadırlar. Bugüne kadar başarı da sağlamışlardır."
Uluğ Başbuğ Atatürk
KALE İÇİNDEN YIKILIYOR EFENDİLER!..
TÜRKİYE ÇÖKÜYOR!..
"Efendiler; Türkiye’yi bu tuttuğu hastalıklı yollardan tükenişe ve yok olmaya sevk eden bu vadiden kurtarabilmek için bütün alimlerin keşfedebildikleri bir hakikat vardır...
O da Türkiye’nin fikir hayatını yeni bir imanla istila etmek lazımdır. Milleti düştüğü felaket çıkmazından kurtarabilmek için millete benliğini tanıtarak, haysiyetini tanıtarak hayat ve bağımsızlığını kurtarmak için uğraşmaya kabiliyetli olduğunu anlatmakta yeni bir maneviyatın gelişmesi lazım geliyordu. Bu maneviyat ise hükümet teorisinin değiştirilmesi ile mümkün olabilir.
Görünüşteki cephe, doğrudan doğruya ordumuzun düşman karşısında göstermiş olduğu cepheden ibarettir. Bu görünüşteki cephe, ordu cephesinin sarsılması, değişmesi, mağlup olması, çözülmesi hiç bir vakitte bir milletî ve bir memleketi mahvedemez.
Bunun hiçbir ehemiyeti yoktur. Asıl ehemmiyete sahip olan ve asıl memleketi temelinden yıkan ve halkını esir eden, dahili cephelerin düşmesidir. İşte bu hakikate bizden ziyade vakıf olan düşmanlarımız ki, başta en alçak düşman olan..
İngiliz,, asıl bu cepheyi yıkmak için iki üç seneden beri ve asırlardan beri mesai sarf etmektedir. Malûmu âliniz, bizim eski Osmanlı tabirimizce ‘Kale içinden yıkılır’; işte düşmanlarımız, bizi içimizden yıkmaya çalışıyorlar.
Asıl önemli olan ve memleketi temelinden yıkan, halkını esir eden içerideki cephenin suskunluğudur.
Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk...
"Asıl olan iç cephedir. Bu cephe bütün memleketin, bütün milletin meydana getirdiği bir cephedir. Görünürdeki cephe, doğrudan doğruya ordunun düşman karşısındaki silâhlı cephesidir. Bu cephe sarsılabilir, değişebilir, yenilebilir.Fakat bu durum hiçbir zaman bir memleketi, bir milleti yok edemez. Önemli olan, memleketi temelinden yıkan, milleti esir ettiren iç cephenin çöküşüdür. Bu gerçeği bizden çok daha iyi bilen düşmanlar, bu cephemizi yıkmak için yüzyıllarca çalışmışlar ve çalışmaktadırlar. Bugüne kadar başarı da sağlamışlardır."
Uluğ Başbuğ Atatürk
KALE İÇİNDEN YIKILIYOR EFENDİLER!..
TÜRKİYE ÇÖKÜYOR!..
"Efendiler; Türkiye’yi bu tuttuğu hastalıklı yollardan tükenişe ve yok olmaya sevk eden bu vadiden kurtarabilmek için bütün alimlerin keşfedebildikleri bir hakikat vardır...
O da Türkiye’nin fikir hayatını yeni bir imanla istila etmek lazımdır. Milleti düştüğü felaket çıkmazından kurtarabilmek için millete benliğini tanıtarak, haysiyetini tanıtarak hayat ve bağımsızlığını kurtarmak için uğraşmaya kabiliyetli olduğunu anlatmakta yeni bir maneviyatın gelişmesi lazım geliyordu. Bu maneviyat ise hükümet teorisinin değiştirilmesi ile mümkün olabilir.
Görünüşteki cephe, doğrudan doğruya ordumuzun düşman karşısında göstermiş olduğu cepheden ibarettir. Bu görünüşteki cephe, ordu cephesinin sarsılması, değişmesi, mağlup olması, çözülmesi hiç bir vakitte bir milletî ve bir memleketi mahvedemez.
Bunun hiçbir ehemiyeti yoktur. Asıl ehemmiyete sahip olan ve asıl memleketi temelinden yıkan ve halkını esir eden, dahili cephelerin düşmesidir. İşte bu hakikate bizden ziyade vakıf olan düşmanlarımız ki, başta en alçak düşman olan..
İngiliz,, asıl bu cepheyi yıkmak için iki üç seneden beri ve asırlardan beri mesai sarf etmektedir. Malûmu âliniz, bizim eski Osmanlı tabirimizce ‘Kale içinden yıkılır’; işte düşmanlarımız, bizi içimizden yıkmaya çalışıyorlar.
Asıl önemli olan ve memleketi temelinden yıkan, halkını esir eden içerideki cephenin suskunluğudur.
Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk...
Yorumlar
Yorum Gönder