Kayıtlar

Kasım, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
Resim
  Dîvânu Lugâti‟t-Türk‟ten bir atasözü: Yalŋuk oglı yōkaḍur eḍgü atı kalır. “İnsanoğlu ölür (yok olur). Yaptığı iyilik adı kalır (yaşar).” TÜRK BİLGELİĞİ
Resim
  Hayat dediğin; Kimine gerçek, Kimine rüya... Gerçek kadar rüya, Rüya kadar gerçek... Kimi için bir yol, Kimi için bir çıkmaz... Yol kadar çıkmaz, Çıkmaz kadar yol... Kimi için sevinç, Kimi için hüzün... Sevinç kadar hüzün, Hüzün kadar sevinç... Kimi için umut, Kimi için bekleyiş... Umut kadar bekleyiş, Bekleyiş kadar umut... Ve sonunda, Kimine bir başlangıç, Kimine bir veda... Başlangıç kadar veda, Veda kadar başlangıç... Fatih Mehmet Yiğit  Kurt Baba 
Resim
KARACAKURT DESTANI Çok eski çağlarda, Oğuz yurdunda Bozokların yaşadığı bölgede büyük bir kıtlık yaşanmış. Bunun üzerine Bozok obasının bilge ileri gelenleri, ak sakallı atalar ve ak saçlı analar, Bozok Boybeyi’nin başkanlığında toplanarak keneş yapmış ve göç etmeye karar vermişler. Uzak yolları, ıssız çölleri, dar vadileri, büyük geçitleri ve sıra dağları aşmışlar. Kuzeyde, dağ eteklerinin ovalara uzandığı; gürül gürül nehirlerin, berrak suların aktığı, büyük otlakların bulunduğu yere ulaşınca burada yurt tutmaya ve yaşamaya karar vermişler. Obalarını, çadırlarını kurmuş; bu cennet köşesinde yurt tutmuşlar. Bozok obası rahata erdiğini zannetmiş; meğer o bölge vahşi kurtların yaşam alanıymış. Bozok boyunun çobanları koyun sürülerini güderken, sürüler kurtların saldırısına uğramış. İki çobandan biri ölmüş, diğeri ise yaralanmış; sürünün çoğu kurtların kırımına uğramış. Bunun üzerine Bozok obasının ileri gelenleri keneş toplamış, sürülerine zarar veren kurtları öldürmek için sürek avı ya...
Resim
  UMUT BİZİM İÇİN  Yüzüme dön biraz, ilkbahar görmüş gibi   Saklama, anlat bana sen her şeyi   Sanki uzun yolda kaybolmuş gibisin   İnsanız sevdiğim, umut bizim için   Nefes alış veriş, yaşamak dediğin   Sanki yaraları taşımış gibisin   Gözlerin sisli, yorgunsan bugün   Hayallerin solmuş, kırılmış gönlün   Yarın ışıyacak ay bu karanlığa   Kim çözmüş ki hayatın sırlarını da   Ömür bir dağ değil, aslında uzun   Sevgi vermediysen senin kusurun   Ara güzelliği, kendin bulursun   Her günün yeniden doğmuş gün gibi olsun   Yüzüme dön biraz, ilkbahar görmüş gibi   Saklama, anlat bana sen her şeyi   Sanki uzun yolda kaybolmuş gibisin   İnsanız sevdiğim, umut bizim için   Fatih Mehmet Yiğit 
Resim
  BAĞIŞLA SEVDİĞİM  Her aşkın sonunda gözyaşı   Bağışla sevdiğim sen bu aşkı   Hasretin bağrımda dinmez bir sızı   Bağışla sevdiğim sen bu aşkı   Aylar, yıllar geçti gelmedin   Bu sevda uğruna ne hale geldim   Ecelim elinden olsun isterim   Bağışla sevdiğim sen bu aşkı   Geceler boyu yıldızlara sordum   Adını fısıldadım, cevapsız kaldım   Karanlık yolların içinde kayboldum   Bağışla sevdiğim sen bu aşkı   Rüzgârda savrulan bir yaprak gibi   Kaderin önünde eğildim sessizce   Sensizliğin ateşiyle yandım gizlice   Bağışla sevdiğim sen bu aşkı   Bir gün dönersen, ömrüm bayramdır   Dönmezsen kalbim mezar taşındır   Son nefesimde bile tek arzumdur   Bağışla sevdiğim sen bu aşkı   Fatih Mehmet Yiğit 
Resim
  Tarihte Bugün: Fatih Sultan Mehmed Han'ın Trabzon Pontus Rum Devletini yıktığı 15 Ağustos 1461 tarihinin yıl dönümünde 15 Ağustos 2010 tarihinde Fener Rum Patriği Bartholomeos Trabzon ili Sümela manastırında Pontus Rum Devletini diriltmek için ayin yaptı. 27 Kasım 1095: Papa II. Urban, Clermont Konseyi'nde Birinci Haçlı Seferi'ni ilan etti ve Anadolu işgal edildi. Haçlı seferi ilanının yıl dönümde 27 Kasım 2025 tarihinde Papa 14. Leo Türkiyeye geldi. Bugün 28 Kasım 2025 tarihinde ise Fener Rum Patriği I. Bartholomeos ile birlikte İznikte ayin düzenledi. Tarihte hiçbir şey tesadüfi değildir. Bizler unutsakta onlar unutmuyor. Fatih Mehmet Yiğit
Resim
  PAPALIK, HAÇLI SEFERLERİ VE YAMYAMLIK Yeni Papa bugün İznik'e gelecek ve ayin düzenleyecek. Papalık ve İznik denince nedense aklıma; Haçlı Seferleri, özellikle insanlık tarihinin en büyük yamyamlık hadisenin yaşandığı I.Haçlı seferi gelmekte. İşin ilginç yanı Haçlılar bu yamyamlığa ilk kez İznik’te öldürdükleri Türklerin etini yemekle başladı. Haçlı seferlerinde; yaşlı, kadın, erkek, genç, çocuk başta olmak üzere milyonlarca masum Müslüman ve Türk Katledildi. I. Haçlı seferinde ise; masum insanlar katledilmekle kalmadı. Öldürülen Müslümanlar ve Türkler; pişirilerek vahşice yenildi. Tarihi kaynaklardan örnek vermek gerekirse: Birinci haçlı seferinde insan eti yeme veya diğer bir ifadeyle yamyamlık olayları muhtemelen İznik, Antakya ve Ma’arrat’ün-Numân’da vuku bulmuştur. Haçlı seferlerinin önemli tanıklarından birisi olan ve babası İmparator Aleksios Komnenos’un (1081- 1118) hayatını anlattığı eserinde haçlılar ile ilgili bilgiler veren Anna Komnene’ye göre, Pierre L’Ermite öncülü...
Resim
  SEVDALI  Kuşlar gökyüzüne sevdalı,   Kurtlar özgürlüğe,   Toprak yağmura,   Ben de sana... Deniz ufka sevdalı,   Rüzgâr dağlara,   Ateş karanlığa,   Ben de sana...   Güneş sabaha sevdalı,   Ay geceye,   Yıldızlar sonsuzluğa,   Ben de sana...   Göç yolları özleme sevdalı,   Şarkılar hatıraya,   Sessizlik yaraya,   Ben de sana...   Çocuklar oyuna sevdalı,   Âşıklar kavuşmaya,   Sürgünler dönüşe,   Ben de sana...   Fatih Mehmet Yiğit 
Resim
  Bir Hakikate Yol Aldım Erenler Bir ışığa bel bağladım erenler   Yaktı gönlümü, eritti beni   Kıvılcım idim ateşe karıştım   Ocaktan ocağa götürdü beni   Nice derviş meclisinde dolandım   Söz oldum, nefes oldum, yankılandım   Bir harfin içinde evreni buldum   Yine benden bana döndürdü beni   Rüzgar oldum dağların zirvesinden   Savruldum ovaya, çiçeklerinen   Piştim güneşin kavurmasınan   Üstadım göğe yükseltti beni   İçtiler taslarinen dağıldım   Kalp aynasından geçtim, parıldadım   Çaldı saz bir nefese yazıldım   Aşk mektebine yetirdi beni   Ben yolcuyum, aşkın menziline   Cümle varlık döner öz yerine   Bir ölümsüz ananın rahmine   Aldı bağrına yatırdı beni   Kandil oldum gecelerin ortasında   Yanıp söndüm yıldızların arasında   Bir sır açıldı gönlümün yarasında...
Resim
  UYANIŞ...
Resim
 KAYBOLAN ADALET Bir varmış, bir yokmuş   Adalet bir gün kaybolmuş.   Adı mahkeme duvarlarında yazsa da,   Kendisi gerçekte yokmuş.   Güçlünün sözü geçer olmuş,   Zengin yoksulu, zalim mazlumu,   Güçlü zayıfı ezer olmuş.   O günden beri, üç maymun misali   Kaybolan adaleti   Ne gören olmuş, ne duyan olmuş,   Ne de kimse konuşmuş... Fatih Mehmet Yiğit
Resim
  "Şeytanla iş tutan (yapan), kendi kuyusunu kazar." Türk Atasözü
Resim
  ALTAY BİLİK TE YER ALAN YARATILIŞ EFSANESİ: Yaşamın Yaratılışı  Bir Altay efsanesine göre, Ülgen yeryüzündeki yaşamı altı günde yaratmıştır. Bu efsanenin izlerini haftanın günlerine verilen adlarda görmek mümkündür.  Birinci günde hayatı nasıl yaratacağını düşündü (sanangan); onun için birinci güne Sanan (Pazartesi) adını verdi. İkinci gün ruhları yarattı (tındı cayagan); bu güne Cayal (Salı) adını verdi. Üçüncü gün fiziki bedenleri (erene) topraktan, sudan, havadan, ateşten, ağaçtan ve madenden yarattı (biçigan); bu güne Bıçıl (Çarşamba) adını verdi. Dördüncü gün yaşamı uygulamaya koydu (etken); bu güne Edil (Perşembe) adını verdi. Beşinci gün bilinçli yaşam başladı (edilgen); bu güne Edilgel (Cuma) adını verdi. Altıncı gün Tanrı'nın gönlü rahatladı; sakinleşti (tokunagan); bu güne Tokunal (Cumartesi) adını verdi. Yedinci gün dinlendi (amıragan); bu güne Amıral (Pazar) adını verdi.  İnsanın Yaratılışı  Yeryüzünde önce canlılar, bitkiler ve hayvanlar yaratıldı...
Resim
  DARMADAĞIN  Gözlerim geceye küstü,   Uykularım darmadağın.   Aklım fikrim tutuldu,   Duygularım darmadağın.   Hayallerim yıkıldı,   Umutlarım darmadağın.   Adımlarım kayboldu,   İzlerim darmadağın.   Küllerim savruldu,   Hatıralar darmadağın.   Sesim boşluğa karıştı,   Çığlığım darmadağın.   Hayatım alt üst oldu,   Günüm darmadağın.   Saatim sende durdu,   Gönlüm darmadağın.   Yollarım karanlığa çıktı,   Işığım darmadağın.   Gölgeler üstüme çöktü,   Düşlerim darmadağın.   Fatih Mehmet Yiğit 
Resim
  "Aç kurt, aslana saldırır."   Türk Atasözü   Anlamı: Aç ve çaresiz kalan insan, zora düştüğünde ve çıkar yolu kalmadığında karşısındakinin gücüne bakmadan her türlü deliliği yapar. Bir toplumda açlık ve yoksulluk; suçların artmasına, asayiş ve düzenin bozulmasına yol açar.   Açlığın ve yoksulluğun önlenmesi, eski Türk kültüründe yer alan sosyal yardımlaşma ve dayanışma; ülke gelirlerinin adil ve eşit bir şekilde üleşilmesi, bölüşülmesi, paylaşılması, adil gelir dağılımı ve sosyal adaletin sağlanması ile mümkündür.   Ülkede bir avuç güçlü azınlık ülke kaynaklarını tüketirken, zengin bir şekilde yaşarken; halk aç ve sefil bir yaşam sürüyorsa adına ister başkaldırı deyin, ister isyan; halk eninde sonunda aç kurt misali hakkını almaya çalışır.   Fatih Mehmet Yiğit
Resim
  HATIRALAR SENİ ARAR Sen benim sessizce büyüyen düşümsün,   Nasıl da akşam oldu, fark etmeden zamanın kıvrımını.   Bugün neden suskunsun, gül yüzlü sevgilim,   Uyandırma rüyamızı, bırak dalgalar uyusun. Gördün mü yine nasıl kıpkırmızı sardunyalar   Süzülüyor pencere camından süt beyaz ışıkla,   Kalbimiz bir avuç su, bir sıcak ekmek gibi   Uyanmış dallarında ilkbahar, yaprak yaprak. Ve yıldızlar savruluyor göğe, buğday başağı gibi,   Aynı türküye eşlik etmek ne büyük bir duygu...   Aynı sokakta yürümek, aynı yağmurda ıslanmak.   Bir bilet, bir mektup, bir ses... ve birden   Yanıyor şehrin ilk ışıkları, gözlerimizde. Ve bir rüzgar geçer saçlarımızdan,   İçinde eski sokakların tozu, çocuk sesleri,   Bir mendil gibi sallanır hatıralar,   Kaldırım taşlarında unutulmuş ayak izleri. Sen benim garipsi garipsi düşümsün,   Bir çay buğusunda bekleyen sab...
Resim
  DERDİNİ SÖYLE DERMAN OLAYIM  El ayak çekildi, gün akşam oldu    Hasretin tüketti, hep efkâr oldum    Gözlerim nemlendi, derbeder oldum    Gecenin koynunda yalnız ben kaldım    Bu şehrin bağrında yalnız ben kaldım      Derdini söyle, derman olayım    Sevdanı yüreğime katayım    Gözlerine son kez bakayım    Derdini söyle, derman olayım      Ay doğdu gökte, sessizce baktı    Yıldızlar titredi, gönlümü yaktı    Rüzgârın dilinde adın saklı    Kalabalıklar ortasında yalnız ben kaldım    Bu şehrin bağrında yalnız ben kaldım      Derdini söyle, derman olayım    Sevdanı yüreğime katayım    Gözlerine son kez bakayım    Derdini söyle, derman olayım      Sen gidince umutlar soldu    Sisler içinde yollar kayboldu    Gönlümdeki ateş, yandı kül oldu  Gecenin sonunda ya...
Resim
  DERDİNİ SÖYLE DERMAN OLAYIM  El ayak çekildi, gün akşam oldu    Hasretin tüketti, hep efkâr oldum    Gözlerim nemlendi, derbeder oldum    Gecenin koynunda yalnız ben kaldım    Bu şehrin bağrında yalnız ben kaldım      Derdini söyle, derman olayım    Sevdanı yüreğime katayım    Gözlerine son kez bakayım    Derdini söyle, derman olayım      Ay doğdu gökte, sessizce baktı    Yıldızlar titredi, gönlümü yaktı    Rüzgârın dilinde adın saklı    Kalabalıklar ortasında yalnız ben kaldım    Bu şehrin bağrında yalnız ben kaldım      Derdini söyle, derman olayım    Sevdanı yüreğime katayım    Gözlerine son kez bakayım    Derdini söyle, derman olayım      Sen gidince umutlar soldu    Sisler içinde yollar kayboldu    Gönlümdeki ateş, yandı kül oldu  Gecenin sonunda ya...
Resim
  Kâh çıkarım gökyüzüne, seyrederim âlemi Kâh inerim yeryüzüne, seyreder âlem beni  Türk Bilge Eren  Kul Nesîmî “Bazen, dünyadan elimi eteğimi çeker, göğe çıkıp oradan olup bitenleri seyreder, ibret alırım; bazen de, ben de iner, alçalırım, bu kez de âlem beni seyredip ibret alır.” *** Yukaru gök aşaga yir görünür Bilinmez biri birine bürinür Gice gündüz döner dâ'im yıkılmaz Gögün yüceligi hîç'akla gelmez Bilişdür cümle eşyâ yâd görinmez Neye baksan pâyanı yok denizdür Bu ne yoldur ne menzildür ne izdür Özinden yâd olanlar yâd olupdur Bilişenler hemân azâd olupdur Bilişmeyen bîgânedür özine Zirâ bilmez vücûdı ne özi ne Özin bilen kişi oldı haber-dâr Hemândem bir vücûd bir can ne kim var Sözi ko fârig ol Kaygusuz Abdal Bu sözden açılur bunca kîl ü kâl Gönül Tanrı evidür bî-gümân bil Dudag anun kilididür, dili dil Eger dilüm hatâ söylerse iy dil Dilim dilim, dilim, dilim dil iy dil... Ulu Türk Ozan  Kaygusuz Abdal
Resim
DELİ GÖNÜL Deli gönül yollara düşmüş dağlar ardına   Bir ışıklık umudum kalmış, varamam sana   Yandım bir deli, deli aşka   Gönül, sana bu yangın yetmez mi sandın   Ne doğarsa benim bahtıma, sevdadan doğar   Gelirse gurbet de inan, inan az gelir   Savrulur ömrüm benim, vakit sonbahar   Yalnız dolaşırım gurbet ellerde   Tutulmuşum bir asi rüzgâra, savrulurum   Kopmuş zincirlerim, dağlara vurulurum   Gönül, sana fırtınalar yetmez mi sandın   Her yara sevdadan, her iz gurbetten kalır   Bir nefeslik yolum kalmış, tükenir zaman   Bir adımlık umut kalmış, düşer derman   Gelirse ölüm de inan, inan az gelir   Sevdanın ateşiyle yanmak bana yeter   Avare dolaşırım gönül bağında   Kervanlar geçer, ben kalırım yollarda   Bir deli gönül, bir abdal sazla yanar   Her telinde ayrılık, her sözünde keder   E...