ALP İLE YEDİ BAŞLI EJDERHA 

(ESKİ BİR TÜRK DESTANI)


Yeryüzünde, büyük İdil'in kıyısında, Aslati'nin oğlu Alp kahraman yaşarmış, sürü sürü inek, koyun beslemiş, naharı nahar at sürmüş. Çift sürmüş, balık tutmuş. 


Bir keresinde Alp'in ülkesine uzaklardan bir yerlerden yedi başlı (yelbegen) ejderha gelip musallat olup ve sıkıntı vermeye başlamış.


Yedi başlı alev saçan ejderha, Kuyruğuyla vuruyor dağları yıkıyor, tırnağıyla çekiyor ırmak yapıyormuş, ağzından alevler, zehirler püskürtüyormuş. 


Bu sıkıntı ortaya çıkınca, demirci Asamat kahraman Alp'e: "Alp, sen onu çıplak elle yenemezsin. Kötüyü kötülükle, kurnazı kunazlıkla, ateşi suyla yenerler. Ejderhayı yenmek için dağ gibi tokmak/topuz (gürz) lâzım, ejderhayı doğramak için polattan yapılmış kılıç lâzım." demiş. 


Yaşlı Asamat sonra Alp'e, gerçekten kendisinin bile taşıyamayacağı ancak Alp'in kullanabileceği büyüklük ve sertlikte polat kılıç ve tokmak/topuz (gürz) yapıp vermiş.


Demirci Asamat, kahraman Alp'e polat kılıç verdikten sonra Ona: "Benim otuz yıldır sayılmayan sürümde seninle aynı yılda doğmuş kanatlı beyaz arkamak (Tulpar) atım var. Tanı ve tut sen onu, sana yoldaş olsun insan dilinden de anlar o " demiş. Alp, Asamat Atasının sürüsünden o konuşma bilen atı tanıyıp ve kement atarak yakalamış.


Beyaz kanatlı (Tulpar) at gerçekten de; insan dilini biliyormuş. 


Alp, Tulpar atıyla çıkmış, ejderhanın karşısına. Çarpışmışlar, yedi gün. Birbirlerini yenememişler. Ancak Alp; yedibaşlı Ejderhanın altı başını gürzüyle ezmiş, polat kılıcıyla kafasını kesmiş, buna rağmen ejderhanın kalan tek başı çok sertmiş ve ağzından alev püskürtüyormuş. 


Çünkü; Ona Dünya büyücüsü yardım ediyormuş. Sonunda Alp; arslan gibi kükreyerek, kızıp ejderhanın son başını kesmiş.


Ondan sonra bir daha Çuvaşlara kötü ejderhalar musallat olamamış. 


Aradan yıllar geçmiş, Alp kahraman ihtiyarlayıp, saçı başı ağarmış. Ölünce onu yüksek dağın tepesine gömmüşler. 


Şimdi onun mezarına, yılda bir kez, gece yarısında, kanatlı beyaz at uçarak varırmış. Ayaklarıyla eşeleye eşeleye, bütün çevreyi yankılatarak, üç kere kişnermiş. Bazen de o mezarın yanında Alp'in kılıcının parladığı görülürmüş. 


Yedi Ejderha; aslında insana acı ve ızdırap veren yedi şeydir. 


Alp bu yedi acıya dayanabilmiş.


İnsanın sıkıntısı yedidir: Korkaklık, kendini kaybetmek (insanlığını ve erdemini yitirmek) zararlı seylere bağımlılık, aileyi ağlatan belâ (eşler arasında kavga, şiddet, aile içinde çatışma ve anlayışsızlık, aldatma), bilgisizlik (cahillik) ve erdemsizlik, Tanrıyı unutup mala düşkün olmak, satılık olmak (onursuzluk, aç gözlülük, çıkar için herşeyi yapmak), el mahareti bilmemek. 


Mutlulukları insanın işte şunlardır: Sağlık ve esenlik, sevgi, iyi eş, avlu dolusu çoluk çocuk, okuma yazma bilmek (okumak, bilgi edinmek, kendini yetiştirmek, erdem sahibi olmak), el mahareti öğrenmek (geçimini sağlayacak, topluma yararlı olacak iş edinmek), anayurt.


Ulular der ki; En zor kopan ejderha başı "Benlik ve Kibir"miş.


(Çuvaş/Çavuş Türk Destanı) 

TÜRK MİTOLOJİSİ




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar