“TÜRK” SÖZCÜĞÜ HUN DİLİNDE “BİLGE” ANLAMINDA MI KULLANILMAKTAYDI?
ÇİN KAYNAKLARINDA GEÇEN HUN DİLİNDE YER ALAN “TUQİ” SÖZCÜĞÜ İLE “TÜRK” SÖZCÜĞÜ ARASINDAKİ BAĞ:
HUNLARDA: “TOQİ” SÖZCÜĞÜ
Eski Çin kaynaklarında Göktürklerin Hunların bir kolu olduğu yazılıdır:
突厥者,蓋匈奴之別種,姓阿史那氏。
Tūjué/Tu-küe/Tueke zhě, gài Xiōngnú zhī bié zhǒng, xìng Āshǐnà shì.
Türkler, kabaca Hiung-nu'ların (Hunlar) bir kolu sayılır, soyadları Aşina'dır. (Zhōu Shū) - Kuzey Zhou Hanedanlığı'nın (MS 557-581) resmi tarihi."50. Cilt, 42.Bölüm) (1)
Yine eski Çin kaynaklarında Hun dilinde aşağıda görüleceği üzere "Bilge" anlamına gelen "Tuqi" sözcüğünden bahsedilir.
"Büyük Tarihçinin Kayıtları" (Shiji) ve "Han Kitabı" (Hanshu) da dahil olmak üzere Çin'in resmi tarih kayıtlarında Hunların (Xiongnu) yönetim yapısını anlatan bölümler bulunmaktadır. Kökeni Hun dilinde olduğu söylenen ve “BİLGE” anlamına gelen “TUQİ” sözcüğü 《漢書·卷九十四上·匈奴傳上》(Hàn Shū, Juǎn 94 Shàng, Xiōngnú Zhuàn Shàng) yani "Han Kitabı, 94. Cilt (Üst Kısım), Hiung-nu Beyanı (Üst Kısım)" başlıklı bölümde geçmektedir.
Ban Gu (班固) tarafından derlenen 《漢書》(Hàn Shū) - "Han Kitabı" nın 《匈奴傳》(Xiōngnú Zhuàn) - "Hun Beyanı/Hun Biyografileri" başlıklı bölüm şu şekildedir:
Orijinal Metin (Çince)
《漢書・匈奴傳》
"其大臣貴者左賢王、次左谷蠡王、次右賢王、次右谷蠡王,謂之四角;次左右日逐王、次左右溫禺鞮王、次左右漸將王,是為六角;皆單于子弟,次第當為單于者也。異姓大臣左右骨都侯,次左右尸逐骨都侯,其餘日逐、且渠、當戶諸官號,各以權力優劣、部眾多少為高下。凡二十四長,立號曰『萬騎』。諸大臣皆世官。呼衍氏、蘭氏、其後有須卜氏,此三姓,其貴種也。左賢王右手屠者王,故太子也。"
"謂左右賢王、左右谷蠡王、左右大將、左右大都尉、左右大當戶、左右骨都侯。匈奴謂賢曰『屠耆』,故常以太子為左屠耆王。"
Türkçe Çeviri
"Han Kitabı - Hun Beyanı"
"Onların[Hunların] soylu büyük memurları şunlardır: Sol Bilge Kral (左賢王), sonra Sol Guli Kral (左谷蠡王), sonra Sağ Bilge Kral (右賢王), sonra Sağ Guli Kral (右谷蠡王); bunlara 'Dört Köşe' denir. Sonra Sol ve Sağ Rizhu Kralı (日逐王), sonra Sol ve Sağ Wenyudi Kralı (溫禺鞮王), sonra Sol ve Sağ Jianjiang Kralı (漸將王); bunlar 'Altı Köşe'yi oluşturur. Hepsi Tanhu'nun (單于) oğulları ve kardeşleridir ve sırayla Tanhu olacak olanlardır.
Farklı soyadlarına sahip büyük memurlar ise Sol ve Sağ Gudu Hou (骨都侯) ve sonra Sol ve Sağ Shizhu Gudu Hou'dur (尸逐骨都侯). Geri kalan Rizhu (日逐), Qiequ (且渠), Danghu (當戶) gibi çeşitli resmi unvanlar, her birinin gücünün üstünlüğüne ve tabi olduğu halkın çokluğuna göre bir hiyerarşi oluşturur.
Toplamda yirmi dört lider vardır ve hepsine 'On Bin Süvari' (萬騎) unvanı verilir. Tüm büyük memurlar babadan oğula geçen makamlara sahiptir. Huyan (呼衍) Klanı, Lan (蘭) Klanı ve daha sonra Xubu (須卜) Klanı; bu üç soy, onların [Hunların] soylu ırklarıdır. Sol Bilge Kral, genellikle 'Sağ Elini Kullanan Kral' (屠者王) olarak adlandırılır, bu nedenle veliaht prens (太子) genellikle bu makama atanır."
"Sol ve Sağ Bilge Krallar, Sol ve Sağ Guli Krallar, Sol ve Sağ Büyük Generaller, Sol ve Sağ Büyük Komutanlar (Duyu), Sol ve Sağ Büyük Danghu'lar ve Sol ve Sağ Gudu Hou'ları atadılar. Hunlar, 'bilge'ye 'Tuqi' (屠耆) derlerdi, bu nedenle veliaht prens genellikle Sol Tuqi Kralı (左屠耆王) olarak atanırdı."(2)
Açıklama:
Dört Köşe & Altı Köşe (四角 & 六角) Hun devletindeki en yüksek mertebeli, Tanhu'ya (Büyük Kağan Tanrıkut) en yakın prensler ve komutanlardı. Bu terim, devletin dört bir yanını yöneten temel sütunları ifade ediyordu.
Tanhu (單于 - Chanyu) Hun imparatoru için kullanılan en yüksek unvan. Türkçedeki "Hakan" veya "Kağan"a eşdeğerdir.
Sol ve Sağ Ayrımı Hun devleti, askeri ve idari olarak "Sol" (doğu) ve "Sağ" (batı) olmak üzere iki kanada ayrılmıştı. Sol kanat (doğu) daha üstün kabul edilirdi ve veliaht (Sol Bilge Kral/Sol Tuqi Kralı) bu kanatta bulunurdu.
Tuqi (屠耆) Hun dilinde "bilge" anlamına geldiği Çin kayıtlarında belirtilir. "Bilge Kral" (賢王) unvanının Hunca karşılığıdır. Bu nedenle "Sol Bilge Kral" aynı zamanda "Sol Tuqi Kralı" olarak da anılırdı.
Veliaht Prens Tanhu'nun veliahtı, genellikle "Sol Tuqi Kralı" (左屠耆王) makamına getirilirdi. Bu, onu imparatordan sonraki en güçlü ikinci kişi yapardı.
Yirmi Dört Lider (二十四長) Hun devletinin merkezi ve eyalet yönetimini oluşturan, askeri ve idari yetkilere sahip toplam yirmi dört büyük komutandı.
On Bin Süvari (萬騎) Bu yirmi dört liderin her birinin komuta ettiği birliği ifade eden bir unvandı. Komuta ettikleri süvari sayısı teoride on bin olsa da, pratikte birkaç binden on bine kadar değişirdi. Bu sistem, daha sonraki Türk devletlerindeki "onluk sistem"in bir prototipini oluşturur.
Oğuz Kağan Destanın en eski nüshası sayılan Uygur Türkçesi ile yazılan varyantında; Oğuz Kağanın akıl danıştığı Bilge bir danışmanı olduğu ve bu kişinin adının Ulu Türk olduğundan bahsedilir. (3) Destanda Ulu Türk; Bilge ve akıllı bir kişilik olarak gösterilir. Bu tabir Hunların dilindeki “TOQİ (Türk)” anlamına uygundur.
Yine aynı şekilde Hunların 24 lük komuta, yönetim sistemi, Oğuzların 24 Boyu ile aynı sayıdadır.
***
ÇİN KAYNAKLARINDA: “TÜRK” SÖZCÜĞÜ
Çin kaynaklarda Türk sözünün kullanımı Orhun anıtlarından öncedir. En eski kaynak 629 tarihli Cou-şu’dur. Cou-şu, Çin’in Cou hanedanının tarihi demektir. Ondan yedi yıl sonraki (636) Sui-şu da en eski kaynaklardandır. Sui-şu, Sui hanedanının tarihi demektir. İşte bengü taşlardan 100 yıl kadar önceki bu kaynaklarda Türkler için özel bölümler vardır.
629 tarihli Cou-şu’nun 50. bölümü, 636 tarihli Sui-şu’nun 84. bölümü “Türkler” adını taşır. Ahmet Taşağıl’ın Gök-Türkler adlı eserinin “Kaynaklar” kısmında Çin tarihlerinin bu bölümleri “Gök-Türk bölümü” olarak ifade edilmiştir.
Aslında bengü taşlarda olduğu gibi Çin kaynaklarında da Göktürk / Köktürk değil Türk / Türkler ifadesi kullanılmıştır. 945 tarihli Ciu Tang-şu’nun “Türkler” bölümünü Türkçeye çevirerek “açıklamalı metin neşri” yapan İsenbike Togan, eserin “Giriş” bölümünde şöyle demektedir: “Bu başlıklardan da görüldüğü gibi, burada Göktürk gibi bir ifade yoktur; onun yerine 194a’da ‘Türkler’ ve 194b’de ‘Batı Türkleri’ ifadeleri bulunmaktadır.”
Ciu Tang-şu, “Eski Tang Tarihi” demektir; Çin’in Tang hanedanının resmî tarihidir. 194a, bu eserdeki “Türkler” başlıklı bölümün, 194b de “Batı Türkleri” başlıklı bölümün numarasıdır. Batı Türkleri terimi, Türk Kağanlığı 580’lerde ikiye bölündüğü zaman batıda kalan kısım için kullanılmıştır.
Çin tarihlerinin bu bölümlerini batı dillerine çeviren batılı tarihçiler de Çin kaynaklarındaki özgün biçime uyarak hep “Türkler” terimini kullanmışlardır, Göktürkler değil. Mesela Batı Türkleri için ilk önemli kaynak olan Edouard Chavannes’ın 1903 tarihli Fransızca yayını Documents sur les Tou-kiue (Turcs) occidentaux adını taşır; “Batı Türkleri hakkında dokümanlar” demektir. Bu eser, Mustafa Koç tarafından Çin Kaynaklarına Göre Batı Türkleri adıyla Fransızcadan Türkçeye çevrilmiş ve Selenge Yayınevi tarafından yayımlanmıştır. Liu Mau-tsai’nin Almanca olarak 1958’de yayımlanan eseri de Die chinesischen Nachrichten zur Geschichte der Ost-Türken adını taşır. Bu eser de Ersel Kayaoğlu ile Deniz Banoğlu tarafından Çin Kaynaklarına Göre Doğu Türkleri adıyla Almancadan Türkçeye çevrilmiş ve 2006’da Selenge Yayınevi tarafından yayımlanmıştır.
Gumilyev’in 1967’de Moskova’da basılan Göktürklerle ilgili ünlü eserinin Rusça adı da Drevniye tjurki’dir; Vilayet Guliyev tarafından Azerbaycan Türkçesine yapılan ve 1993’te Bakü’de basılan çevirisinin adı da Qədim Türkler’dir.
Çin tarihlerinin biyografiler bölümlerinde de, daha sonraki Çin tarihlerinde ve ansiklopedik eserlerinde de Göktürklerden daima Türk / Türkler olarak söz edilir. Tabii ki Çincede Türk sözü bizim telaffuz ettiğimiz gibi söylenmez ve yazılmaz. Bugünkü Çincede Türk, Tu-cüe biçimindedir. Türk Kağanlığı (Köktürkler) dönemindeki Orta Çincede ise Tu-kyu, Tu-küe biçiminde.
Çin kaynaklarında bölüm başlıkları “Türkler” olduğu gibi gerek bu başlıklar altında gerek ilgili yerlerde Türk / Türkler sözü pek çok kez kullanılır. Birkaç örnek vererek bunu gösterebiliriz.
629 tarihli Cou-şu’nun “Türkler” bölümünden (Liu Mau-tsai çevirisinden, s. 13, 19-21):
“T’u-küe’ler (Türkler-ABE), Hiung-nu (Hun)ların özel bir ırkıdır. Soyadları A-şi-na’dır… T’u-küe’lerde uzun saç ve soldan düğmeli cepken giymek gelenekti. Keçeden yapılmış çadırlarda yaşıyorlar, suyu ve yeşillikleri çevrelerinden tedarik ediyorlardı. Baş uğraşları hayvan yetiştirmek ve avcılıktı… T’u-küe’lerin yüksek rütbeli memurları vardı… Hepsi, topluca 28 rütbeydi. Bütün memurluklar babadan oğula intikal ediyordu… Sancak sopalarının tepesinde altından yapılmış bir kurt kafası vardı. Muhafız subaylarına Çince ‘kurt’ anlamına gelen Fu-li (Türkçe=böri) adını vermişlerdi. T’u-küe’ler dişi kurt soyundan geliyorlardı ve köklerini unutmak istemiyorlardı. ”
636 tarihli Sui-şu’nun “Türkler” bölümünden (Chavannes çevirisinden, s. 41, 43, 48):
“Batı Türklerinin (soyu), Mu-han Kağan’ın oğlu Ta-lo-pien’den gelir; Şa-po-lio ile bozuşmaları sebebiyle ikiye bölündüler… Kün-su, Çu-lo’ya şöyle dedi: ‘Türkler, başlangıçta tek devlettiler. İkiye bölündüler ve birbirlerine düşman iki devlet oldular… (Çu-lo) kaçıp başkente geri geldi. Kuzey Türkleri tarafından ölüme mahkûm edildi.(4)
***
TUQİ-TÜRK BAĞI :
"Tuqi" ve Çin kaynaklarında Türkler için kullanılan "Tujue" (diğer transkripsiyonlarla Tu-küe, Tueke) sözcükleri arasında doğrudan bir bağ vardır. Bu bağ, "Tuqi" sözcüğünün, "Tujue"(diğer transkripsiyonlarla Tu-küe, Tueke) (Türk) adının bir unvan içinde kullanılmış özel bir biçimi olmasıdır.
"Tujue" (Çince: 突厥) (diğer transkripsiyonlarla Tu-küe, Tueke) ile Hun dilinde geçen "Tuqi" (Çince: 屠耆) Çin kaynaklarında Göktürk devletini ve halkını tanımlayan genel etnik ad Hunların kullandığı ve "bilge, akıllı" anlamına gelen bir sıfattır.
Kullanım Bir halkın / devletin adı olarak kullanılmıştır "Sol Tuqi Kralı" gibi bir unvanın parçası olarak kullanılmıştır.
Daha önce dile getirdiğimiz gibi; Oğuz Kağan Destanın en eski nüshası sayılan Uygur Türkçesi ile yazılan varyantında; Oğuz Kağanın akıl danıştığı Bilge bir danışmanı olduğu ve bu kişinin adının Ulu Türk olduğundan bahsedilir. Destanda Ulu Türk; Bilge ve akıllı bir kişilik olarak gösterilir. Bu tabir Hunların dilindeki “TOQİ (Türk)” anlamına uygundur.
Yine aynı şekilde Hunların 24 lük komuta, yönetim sistemi, Oğuzların 24 Boyu ile aynı sayıdadır.
Bağlantı; Çinliler, "Türk" adını kendi dillerine uyarlarken "Tujue"(diğer transkripsiyonlarla Tu-küe, Tueke) biçimini kullanmışlardır. Hunlar, "bilge" anlamındaki "Tuqi" sözcüğünü, veliahtın unvanı olan "Sol Bilge Kral" ifadesinde kullanmışlardır.
Özet
Kısacası, "Tuqi" ve "Tujue" (diğer transkripsiyonlarla Tu-küe, Tueke) aynı kökten gelen, ancak farklı anlam ve kullanım alanlarına sahip sözcüklerdir. "Tuqi", daha eski bir dönemde bir sıfat veya unvan olarak kullanılırken, "Tujue" (diğer transkripsiyonlarla Tu-küe, Tueke) aynı kökün Göktürkler döneminde bir boy ve devlet adı olarak sahip olduğu biçimdir.
Türkolog Fatih Mehmet Yiğit
Kaynakça:
1-(Zhōu Shū) - Kuzey Zhou Hanedanlığı'nın (MS 557-581) resmi tarihi."50. Cilt, 42.Bölüm
2-Ban Gu (班固) tarafından derlenen 《漢書》(Hàn Shū) - "Han Kitabı" nın 《匈奴傳》(Xiōngnú Zhuàn) 94.Cildi - "Hun Beyanı/Hun Biyografileri" başlıklı bölüm
3-Bang, W. ve G. R. Rahmeti Arat. (1936). Oğuz Kağan Destanı (Sayfa:29)
4-Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun, Çin kaynaklarında Türk/ https://millidusunce.com/cin-kaynaklarinda-turk/


Yorumlar
Yorum Gönder